Depolama savaşları blokchain’e taşındı

HABER MASASI
Abone Ol

Depolama, geçmişten bugüne bilişim endüstrisinin en hayatı alanlarından biri olageldi. Özellikle büyük verinin artan önemi, bu konudaki rekabeti iyice kızıştırdı. Bir zamanlar hard disklerin ana format olduğu veri depolama işi, bulutun yükselişinin ardından bugünlerde blockchaın tabanlı veri depolama sistemlerinin kapışma alanı haline geldi.

Bulut bilişim (Cloud Computing) fikrinin temelleri 1950’li yıllarda atıldı ancak bu alandaki uygulamalar 2008’den itibaren hızla yayılmaya başladı. İnternet devlerinden olan Amazon, veri merkezlerini modernize ederek bulut bilişimin gelişmesinde anahtar bir rol oynadı. Amazon, ilk gerçek bulut bilişim hizmeti olan Amazon S3’ün 2006 yılında hizmete girmesini sağladı.

Akıllı telefon, tablet gibi mobil cihazların hayatımıza girmesiyle birlikte farkında olmadan bulut bilişim uygulamalarını her alanda kullanıyoruz. Bu cihazlarda bulut bilişim sisteminin kullanılması, artık bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. Akıllı cihazlara indirilebilen uygulamalar sayesinde ticaretten eğitime, sağlıktan eğlenceye pek çok alanda girilen veriler, hem bireysel kullanıcılar hem de ticari firmalar tarafından kullanılarak bir anlamda bilişimin gelişimine katkı sağlıyor.

  • 2020'de ABD'de veri konusunda çalışan şirketlerin yöneteceği tahmini pazar büyüklüğü: 1 trilyon dolar
  • 2020'de akıllı fabrikaların günde yaklaşık olarak kullanacağı tahmini veri hacmi: 1 milyon gıgabayt

Veri depolama blokchain’e geçiyor

Blockchain teknolojisi son sürat kendisini geliştirmeye devam ediyor. Bulut bilişimini değiştiren ve geliştiren teknolojilerden birinin de blockchain olduğunu söyleyebiliriz. Şifrelenmiş bir yapıda ve dağınık bir şekilde veri depolama ve işleme modeli olarak tanımla yabileceğimiz blockchain, artık finanstan sağlığa kadar birçok alanda kullanılmaya başlandı.

Yeni bir projenin çıkmadığı bir gün bile yok. Artık günümüzde her şey veri haline getirildiğinden bu verilerin saklanması son derece önemli. Bu teknoloji sayesinde güvenliği en üst seviyelere çekmek mümkün hale geliyor. Blockchain teknolojisinin gelişmesi ve hayatımıza dokunmasıyla birlikte, bulut bilişiminin iş süreçlerinde çok kritik bir rol oynayacağı düşünülüyor.

Son zamanlarda bulut depolamanın ön plana çıkmasıyla birlikle, beraberinde getirdiği güvenlik açığı tehlikesi de bulunuyor. Bulut bilişimine ve depolamaya güvenmek kullanıcılar için biraz sıkıntı yaratıyor. Çünkü son zamanlarda sayısız miktarda özel ve hassas veri barındıran merkezi sunuculara yönelik siber saldırılar görüldü. Ancak biriktirilen verileri blockchain teknolojisinden faydalanarak güvenli bir şekilde korumayı sağlayacak olan yenilikçi platformlar bulunuyor.

San Francisco merkezli şirket, hibrit blockchain teknolojisini kullanarak bulut depolamadaki siber güvenlik sorunlarını çözmeye çalışıyor. Bu nedenle en güvenli bulut depolama hizmetini sunmayı amaçlıyor. Ancak ihlalleri önlemeye çalışması oldukça çok zor olabilir. Bunu yapmak yerine, geliştirdikleri yeni bir teknoloji ile çalınan verileri bilgisayar korsanları için işe yaramaz hale getiriyor.

Platform, siber güvenlik bulut sürücü hizmetinin fırsatlarından yararlanmak isteyen küçük işletmeleri ve bireysel kullanıcıları hedefliyor. Cryptyk platformu diğer blockchain tabanlı veri işleme ekosistemlerine kıyasla son derece ucuz. Yazılım veri depolamasında, dosya paylaşımında, verilerin korunmasında, belgelerin düzenlenmesi ve mesajlaşma gibi bir çok alanda kullanılabiliyor. Hibrit bir blockchain teknolojisi olan Cryptyk’in siber güvenlik ve bulut depolamaya önemli bir boyut kazandıracağı tahmin ediliyor.

  • 2020'de herbirimizin günde yaklaşık olarak kullanacağı tahmini veri hacmi: 1.5 gıgabayt

Adem-i Merkeziyetçi dünyanın yıldız projesi

2019’da adından sıkça söz ettiren Dfinity, 2017 yılında kendinden ‘internet bilgisayarı’ olarak bahsetti. Dfinity, ICP protokolünü (İnternet Bilgisayar Protokolü) geliştiren bir proje. Buna göre bağımsız veri merkezlerinin internete yerel, evrensel, güvenli, kesintisiz ve sunucusuz bulut işlevselliği eklemek için milyonlarca standardize bilgisayarın kapasitesini birleştirebilmeyi istiyor.

Gelecekteki yazılım uygulamaları ve şirketler için temel oluşturacak yeni bir teknik mimari oluşturmak adına görkemli bir vizyon izleyen Dfinity, yeni türden kamuya açık, merkezi olmayan bir bulut bilişim kaynağı inşa etti. Projenin amacı, internetin yeni nesil yazılım sistemlerinin, geniş çaptaki internet hizmetlerinin ve verilerin yerel olarak barındırılmasını sağlamak. Proje, ‘Akıllı Merkezsiz Bulut Teknolojisi’ olarak tanımlanıyor.

Günümüzde büyük ve küçük internet şirketlerinin yazılımları ve verileri Amazon, Microsoft ve Alibaba gibi büyük depolama sağlayıcıları tarafından yönetiliyor. Fakat Dfinity’nin kurucusu olan Dominic Williams, kökten açık bir ağ oluşturmak istiyor ve internet devlerinin baskınlığını kırmak istiyor. Williams bu proje için 195 milyon dolar topladı.

Mıcrosoft veri depolamada devrime hazırlanıyor

Project Silica, medyanın fizikselleşmesi için yeni bir yol yaratıyor.

Amerikan teknoloji devi Microsoft, ultra hızlı lazer optik ve yapay zeka teknolojisiyle kuvars cama dijital kayıt yapan ve yüzlerce yıl dayanabileceği söylenen bir veri depolama sistemi geliştirdi. Project Silica kapsamında geliştirilen teknolojinin veri depolama alanında bir çığır açabileceği öne sürülüyor.

Teknoloji devi, bulut depolamaya yönelik yoğun talebe yanıt olarak Project Silica’yı başladı. Herkes teknoloji devi Microsoft’un teknolojinin her alanında bir üstünlüğü olduğunu biliyor. Şirketin inovasyon blogunda tanıttığı yeni teknolojide kayıt, bir bardak altlığı büyüklüğünde ve 2 milimetre kalınlığındaki camın üzerinde lazerle farklı açı ve derinliklerde nano ölçekli üç boyutlu kanallar oluşturularak yapılıyor. Bu veriler cama polarize ışık verilerek makine öğrenme algoritmalarıyla okunuyor.

Verilerin depolandığı disklerin dayanıklılığı, depolama endüstrisinin uzun süredir üstesinden gelmeye çalıştığı sorunlar arasında bulunuyor. Fotoğrafların solduğu, kitapların çürüdüğü, CD ve sabit disklerin bile dijital hafızaları saklamak için en uygun aksesuarlar olmadığı biliniyor.

Project Silica, medyanın fizikselleşmesi için yeni bir yol yaratıyor. Artık her şey dijital. Elimizde tutamayacağımız kitaplar yaratıyoruz, hediye edemeyeceğimiz filmler de üretiyoruz ve toplayamayacağımız oyunlar geliştiriyoruz. Project Silica küçük, dayanıklı ve güçlü bulut tabanlı veri depolama oluşturarak kurumların çalışmalarını kolayca arşivleyebilmelerine imkan sağlıyor.