Çin vites yükseltiyor
Piller ve çipler kimin elinde ise direksiyonun koltuğuna o geçiyor. Çin, elektrikli otomobil bataryalarının en temel madeni olan niyobyum ve lityum avantajı sayesinde elektrikli otomobil pazarının dünya lideri konumuna geliyor.
Çinli firmalar son beş yılda 20 lityum madeninden 10’unu tahmini 7,9 milyar dolar karşılığında satın alarak Avustralya’yı da geçerek ilk sıraya yerleşti. Avustralya, küresel lityum arzının yüzde 47’sini üreterek lityum madenciliğine hakim durumda olsa da üretiminin yüzde 90’ını küresel lityum işlemede hakim olmaya devam eden ve küresel rafine edilmiş tedarikin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan Çin’e ihraç ediyor. Bu durumda önemli bir maliyet ve tedarik zinciri avantajı sağlayan Çin, elektrikli araç aküsü üretiminde açık ara lider konumunu da korumaya devam ediyor.
Son zamanlarda konut krizi ve rekor işsizlik ile sarsılan Çin ekonomisi, özellikle otomobil endüstrisi ile ışıldayan bir cevher haline geldi. Dünyada satılan otomobillerin yaklaşık yarısı kadar, yani 35-40 milyon adet otomobil üretim kapasitesine sahip olan Çin, 2022 yılında dünyada satılan tüm araçların yüzde 33'ünü üretirken, elektrikli araçların ise yüzde 50’sinden fazlasını üretti.
Çin, geleneksel otomotiv sektöründe Avrupa ve ABD ile rekabet edebilecek bir motor teknolojisi geliştirmekte nispeten geç kaldığından, elektrikli araçlardaki bu gücü sayesinde küresel otomotiv sektöründeki dengeleri değiştirmeye hazırlanıyor. Ancak onlarca yıldır içten yanmalı motor üretiminin küresel merkezi olan Avrupa, elektrifikasyon sürecindeki hâkimiyetini, bataryalardaki gücü dolayısıyla Çin’e kaptırmak istemiyor. Çin’in elektrikli araç pazarındaki gücünden rahatsız olan Avrupa Birliği Komisyonu, geçtiğimiz günlerde ithal elektrikli otomobillere yönelik sübvansiyon soruşturması başlattı. Avrupalı otomobil üreticilerini Çinli rakiplerinden korumayı amaçlayan bu soruşturma, Çinli üreticilere yeni bir vergi ihtimalini de ortaya çıkarıyor.
Çinli markalar, Avrupa'da yerelleşmeye hazırlanıyor
Avrupa, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara gümrük vergileri eklemeye devam ettiği sürece, elektrikli araçlar Avrupalı tüketicilere yüksek fiyatla gidecek ve Çin ürünlerinin pazarda kabulünü de yavaşlatacak. Ancak Şanghay merkezli danışmanlık firması Automobility CEO’su Bill Russo’ya göre, tüm bu yavaşlamalara rağmen, Çinli şirketler tarifelerden kaçınmak için AB’deki üretimlerini yerelleştirme çabaları ile hızlandıracak.
Yerelleşme konusunda dikkat çekilmesi gereken en önemli konuların başında Çinli firmaların neden Avrupa pazarında bu kadar etkili olduğu geliyor. Çinli elektrikli araç üreticilerinin yurt dışına açılmalarındaki en önemli etkenlerin başında, Çin’de yavaşlayan talep kapasite fazlalığının daha da kötüleşmesi gösteriliyor. Russo, Çin’in 2022’de Kuzey Amerika’daki tüm üretiminin üçte ikisine eş değer, yılda yaklaşık 10 milyon araçtan fazla otomobil kapasitesine sahip olduğuna değiniyor. Aynı zamanda Avrupa, karbon emisyonları hedefi ve ABD’ye göre Çin ile sürdürülen nispeten ılımlı ticari bağlarının yardımıyla Çinli otomobil markaları için önemli bir pazar hâline geldi.
Avrupalıları etkileyen bir diğer önemli başlık ise Çin pazarının Alman otomobil üreticileri için artık eskisi kadar istikrarlı olmaması. Alman otomobil markalarının Çin’deki elektrikli araç pazar payı artıyor olsa da hala çok düşük seviyelerde.
Çin Otomobil Üreticileri Birliği’nin satış verilerine göre, BMW, Volkswagen, Audi ve Mercedes’in Çin’deki bataryalı elektrikli araç pazarındaki toplam pazar payı 2020’de yüzde 2,2’den 2022’de yüzde 4,8’e yükseldi. Bu dört Alman markasının elektrikli araç satışları, Çinli otomobil markası BYD'nin 2022'deki satışlarının yalnızca dörtte birine denk geliyor.
Çin, fiyat rekabetçiliğini nasıl sağlıyor?
Çinli elektrikli araç üreticileri, dikey entegrasyon olarak nitelendirdikleri işleyiş şekli nedeniyle yüksek hacimli ürünleri uygun fiyatlarla sunabiliyor ve böylece orta ölçekli pazar talebini karşılayabiliyorlar. Üreticiler, uygun fiyatlı elektrikli araçlarını ihraç etmek için yapısal maliyet avantajlarını kullanıyor. Russo, dünyadaki elektrikli araç batarya paketinin yaklaşık üçte ikisine sahip olan Çin’in tedarik zincirini dikey olarak entegre etmesi sayesinde uygun fiyatlı elektrikli araç sunma imkanına sahip olduğuna değiniyor.
Batılı markaların ise daha yüksek fiyatlı araçları daha düşük hacimlerde satmaları, üstün teknoloji sunduklarını düşündürmüyor. Bu durum ise onların elektrikli araç markası olarak kabulünü ve dolayısıyla ölçeklenme yeteneklerini de sınırlıyor.
Peki, Çin’in elektrikli araçlara yönelmesindeki sebep ne?
Toplam ham petrol rezerv kapasitesinin 238 milyon varil, doğalgaz üretiminin ise 209,2 milyar metreküp seviyesinde olduğu bilinen Çin’in, elektrikli araçlara yönelmesi genel stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Russo, petrol ve gaz ekonomisinde enerji kaynaklarının yeni ithalatçısı olan Çin’in ekonomisini güçlendirmek için gereken maddi kaynakların tedarik zincirini kontrol ederek enerji güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yürüttüğünü söylüyor. Ulaşımın elektrikli hale gelmesi, Çin'in petrol bazlı enerjiye ve ülke içinde güvenli kaynaklara olan bağımlılığını azaltıyor. Hal böyle olunca da Çin, eski düzenin yeni sahibi oluyor.