Çin artık ucuz değil
Çin’de işçi maliyetleri artık ucuz değil. Zira, dünyanın fabrikası Çin’de zengin sayısı iki yüz milyona yaklaştı. İşçi maliyetlerinde hızlı bir yükseliş oldu. Aylık ortalama işçi maliyeti 2005’te 528 dolarken 2014’te bin 636 dolara yükseldi. Çin’den ağzı yanan yatırımcılar ve ithalatçılar ise maliyetleri azaltmak için yeni ülkeler keşfetmenin peşine düştü.
Çin’de işçi maliyetleri artık ucuz değil. Guangzhou gibi imalat sanayi mamullerinin yoğun satıldığı şehirlerde, mağazalardaki satış elemanının aylık net kazancı 750 dolarla bin dolar arasında değişiyor. Eğer Shenzen gibi teknoloji ürünleri ağırlıklı şehirler söz konusuysa bu rakamlara en az yüzde 30 daha eklemek gerekiyor. Çalışma şartları sağlık açısından birçok yerde halen kötü olsa da Çin’li işçiler eskiye göre daha fazla para kazanıyor. Bu ülkede aylık ortalama işçi maliyeti 2005’te 528 dolardı. 2014’te bin 636 dolara yükseldi. Yabancı sermayeli şirketlerin aylık ortalama işçi maliyeti ise aynı dönemde 686 dolardan 2 bin 27 dolara çıktı.
Gelecek 4 yılda kişi başı milli gelirde Çin’in 11 bin doların üzerine çıkması bekleniyor. Ancak bu rakamların Çin’e alternatif üretimlerin yapıldığı Vietnam, Kamboçya, Myanmar ve Hindistan gibi ülkelerde 2020’de hala daha 5 bin doların altında kalacağı tahmin ediliyor. Bu durum yatırımcıları cezbediyor. 2014 itibariyle kişi başı milli geliri 8 bin doların üstüne çıkan Çin’den ağzı yanan yatırımcılar ve ithalatçılar maliyetleri azaltmak için yeni ülkeler keşfetmenin peşinde. İlk hedefleri, aylık asgari ücretlerin halen 100 - 300 dolar civarında olduğu Güney Asya ülkeleri. Bu bölgede yatırımcıların yeni gözdeleri Hindistan ve Pakistan’la beraber Vietnam, Kamboçya, Myanmar gibi çok ucuz işgücüne sahip üyelerin yer aldığı ASEAN ülkeleri (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği).
Türk sermayedarların bölge ülkelerindeki yatırımları ise Çin’i geçmiş durumda. Türkiye Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’de yerleşik yatırımcıların Çin’deki toplam yatırım miktarı 565 milyon dolar. Ancak Malezya’da daha fazla, 763 milyon dolar. Son yıllarda Türkiye’den büyük çaplı yatırımlar çeken güney Asya’nın sessiz yükselen gücü Pakistan’da toplam 482 milyon dolarlık yatırımımız bulunuyor. Pakistan’ın en büyük şehri Lahor’un şehir temizliği ve ulaştırma sektöründeki metrobüs gibi yenilikçi dış yatırımlar Türk şirketlerine emanet. Endonezya’da 467 milyon dolar, Tayland’da ise 99 milyon dolar seviyesinde yatırım stokumuz mevcut.
Türkiye’nin Çin’den ithalatı son üç yıldır 24 milyar dolar sınırında takılmış durumda. Diğer tarafta, 2010 ve sonrasında Çin’e alternatif olarak yükselmeye başlayan ASEAN ülkelerinden yaptığımız ithalatta adeta patlama yaşanıyor. Türkiye’nin Vietnam’dan ithalatında son 10 yılda 15 kat artış meydana geldi. Aylık asgari ücretin 2015 itibariyle 100 - 140 dolar düzeyinde olduğu Vietnam’dan ithalatımız 2005 yılında 110 milyon dolarken bu tutar 2015’te 15 kat artışla 1 milyar 750 milyon dolara yükseldi. Asgari ücretin halen 140 dolar olduğu bir diğer Güneydoğu Asya ülkesi Kamboçya’dan ithalatımız ise son 10 yılda 9,4 milyon dolardan 10 kat artışla 94 milyon dolara fırladı. Diğer ASEAN ülkeleri Tayland, Singapur, Malezya ve Endonezya’dan ithalatımızda da yüzde 100’ün üzerinde artışlar gerçekleşti.
Çin'in yanıbaşında yeni bir Çin kurdular
Kendi aralarında gümrük vergilerini ve tarifeleri neredeyse sıfırlayan ASEAN üyeleri, bu sayede birbirlerindeki eksikleri birlik içinde tamamlayarak yanı başlarındaki Çin’in dibinde adeta yeni bir Çin ekonomisi kurdular. Vietnam, Kamboçya, Myanmar gibi ülkeler ihtiyaç duydukları teknoloji transferini grup içindeki Malezya, Tayland ve Endonezya gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden ucuza temin edebiliyor. Buna karşılık gerek grup içindeki büyük ekonomiler, gerekse Güney Kore ve Japonya merkezli yatırımcılar, işçi maliyetlerinin Çin’den 5 kata kadar daha ucuz olduğu ASEAN ülkelerinde fabrikalar kuruyor. Örneğin Güney Kore’li Samsung’un Tayland’da fabrikaları bulunuyor. Çin’deki maliyetleri pahalı bulan yabancılar yatırımlarını yavaş yavaş ASEAN’a kaydırıyor. Hatta, Çin’li yatırımcılar da aynı yolu takip ediyor son dönemde. ASEAN’ın Güneydoğu Asya ve Pasifik’te oluşturduğu ekosistem, kendi başlarına bölgesel güç mücadelesi yapamayacak kadar güçlü olmayan ülkelerin, güçlerini birleştirerek bir bölgesel güç olarak yükselmelerine imkan tanıdı. Böylece, üye devletler ekonomik ve politik olarak hemen yanı başlarındaki Çin gibi bir ülkeden bağımsız hareket edebiliyor.
ASEAN’ın birlik içindeki dış ticaret büyüme hızı ortalaması yıllık yüzde 10’un üzerinde. Bu, içerideki bütünleşmenin seyrini göstermesi açısından önemli. Birlik kendi içinde yılda 600 milyar dolardan fazla dış ticaret hacmi gerçekleştiriyor. Birlik dışı ülkelerle yaptıkları dış ticaretin büyüklüğü ise 2 trilyon dolar civarında. ASEAN’ın toplam dış ticaretinin yüzde 9’u Avrupa Birliği ile. Öyle ki, Kamboçya toplam ihracatının yüzde 27’sini Avrupa Birliği’ne, yüzde 23’ünü ise ABD’ye gerçekleştiriyor. Vietnam ise ihracatının yüzde 18’ini Avrupa Birliği’ne, diğer yüzde 18’ini ABD’ye ve yüzde 10’unu da Japonya gibi gelişmiş ülkelere gerçekleştirmekte. ASEAN’ın aslanları ABD, AB ve Türkiye gibi pazarlara cep telefonundan elektronik kartlara, palm yağından hazır giyime, makina ekipmandan otomotiv parçalarına kadar geniş ölçekli ürün tedariki yapıyor. Öte yandan bu bölge yıllık 10 milyar dolara yakın ilaç ihracatıyla dünyada en hızlı büyüyen ülkeleri içinde barındırıyor. Küresel ilaç devleri için kritik önemde olduklarını gösteriyor.
İş yapmak kolay mı?
Tayland, Filipinler, Malezya ve Endonezya gibi ülkelerde yasal altyapılar nispeten oturmuş durumda olduğu için küçük ve orta ölçekli Türk şirketleri için buralardaki piyasalara hızla adapte olmak mümkün. Ancak Kamboçya, Vietnam, Myanmar ve Laos piyasalarına küçük işletmelerin kolayca girmesi aşırı bürokrasi ve güven problemleri nedeniyle zor görünüyor. Orta ve büyük ölçekli şirketler ise bu ülkelerde iş yapmak istiyorsa önce güvenilir bir yerli ortak bulmak zorunda.
Birlik, yabancı doğrudan yatırımcıları çekmede çok hızlı mesafe alıyor. 2000 yılında dünyanın diğer ülkelerinden ASEAN’a yapılan doğrudan yabancı yatırım (FDI) 20 milyar dolar seviyesindeyken bu tutar 2013’te 117 milyar dolara ulaştı. Dünya çapında doğrudan yatırımların yüzde 16 oranında azaldığı 2014 yılında ise ASEAN ülkelerine akan doğrudan sermaye toplam tutarı yüzde 15 artışla 136 milyar dolar oldu.
Türkiye'ye ilgileri artıyor
Kendilerini Çin’e alternatif olarak konumlayan ASEAN’ın Türkiye’ye ilgisi her geçen yıl artıyor. Uzun yıllar Türkiye’yle yakın bir ilişki kurmayan birlik, son 3 yıldır bakış açısını değiştirerek Türkiye dış işleri bakanını düzenli olarak zirvelerine davet etmeye başladı. Kendi aralarında güvenlik anlaşmaları da bulunan üyeler, Güney Asya’da bir barış havzası kurmayı amaçlıyor. Ancak Myanmar’da Müslümanlara karşı yaşanan şiddet olaylarının önlenmesinde ASEAN’a daha fazla görev düşüyor. Kuruluşu 1967’ye dayansa da 2000’li yıllar sonrasında atağa kalkan ASEAN ülkelerinin üyeleri şunlar: Malezya, Endonezya, Brunei Sultanlığı, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam, Laos, Burma. Üyelerden 3’ü Müslüman ülke, Malezya Endonezya ve Brunei Sultanlığı. Nüfusları toplamı 625 milyon olan birliğin yıllık gayri safi milli hasılası toplamı 7,6 triilyon dolar. Bu, dünya GSMH’sinin yüzde 10’una denk geliyor. Birliğin ortalama kişi başı milli geliri ise 5 bin 800 dolar.