Beyaz perde tarih mi oluyor?

HABER MASASI
Abone Ol

Korona virüs salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında sinema yer alıyor. Eğlence endüstrisinin çok önemli bir parçası olan sinemada izleme pratikleri, pandeminin zorlayıcı koşullarında yeniden şekilleniyor. Süreç, dijital platformlardan film izleme kültürünü iyice popüler hale getirdi. Yaşadığımız sağlık krizi asılsa bile, beyaz perdeye düşen kara gölge kolay kolay ortadan kalkmayacak gibi görünüyor.

Korona virüs salgınıyla birlikte birçok sektör olumsuz yönde etkilendi. Salgının en çok etkilediği sektörlerden biri de sinema oldu. Salgınla beraber sinema salonlarının kapanması pek çok filmin dijital platformlarda yayımlanmasına ya da ertelenmesine neden oldu. Bu durum sinema sektöründe milyarlarca dolarlık zararı ortaya çıkardı.

Türkiye’de 2018’in sonlarına doğru çıkan ve basında yer aldığı isimle ‘patlamış mısır krizi’ sonrası 2019 yılı sinema sektörü açısından çok parlak geçmedi. Patlamış mısır kriziyle büyük oranda izleyici kaybı yaşayan sinema sektörü, 2020’de korona virüs salgını nedeniyle tam bir bilinmezliğe sürüklendi. 2020, birçok sektörde olduğu gibi sinema sektörü için de büyük bir kayıpla geçti.

Sinemanın iş modeli salgın ile genişliyor

Korona virüs salgını, tüm dünyada sinemaları ve film sektörünü olumsuz yönde etkiledi. Salgınla birlikte ilk önce kapılarını kapatan sinemalar oldu. İlk dalganın yavaşlamasıyla birlikte sinema salonları kapılarını yeniden açsalar da insanlar film seyretmek için salonlara gitmeyi tercih etmedi. Bu nedenle neredeyse büyük prodüksiyonlu bütün filmler ertelendi. Yapım şirketleri 2020’yi es geçip 2021 ve daha sonrası için planlamalarını yapmaya başladı.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), salgın nedeniyle sinema sektöründe çalışan yaklaşık 10 milyon kişinin işini kaybedebileceğini açıkladı. Dünyada sinemanın toplam ekonomik büyüklüğünün 150 milyar dolara yakın olduğu tahmin ediliyor. Bunun üçte birine yakını gişe hasılatından elde ediliyor ve en büyük kalemi oluşturuyor. 2020 itibarıyla en büyük darbeyi bu alan aldı.

Türk sinema endüstrisi 2020 yılında adeta yerle bir oldu. Sinemaların cirosu yüzde 69.4 küçülürken, izleyici sayısı da 2019 yılına göre, yüzde 69 düştü. Türkiye’de 2020 yılında bir önceki yıla oranla izleyici kaybı 42 milyon 165 bin 940 kişi, hasılat kaybı ise; 680 milyon 965 bin 900 TL oldu.

Sinema salonları bu sorunları yaşarken dijital platformlar üyelerini artırdı. Gelişmiş ev sinema sistemleri, yüksek kalite görüntülü televizyonlar ve dijital platformlar nedeniyle klasik sinemanın yavaş yavaş sonunun geldiği zaten konuşuluyordu. Salgın dönemi ile birlikte bu sürecin daha da hızlandığı düşünülüyor.

Pandemiden sonra sinema seyirciliği

2019'da Türkiye'de sinemaya giden kişi sayısı: 59 milyon 557 bin 449. 2020'de ise bu rakam 17 milyon.391 bin 507.

Salgınla birlikte, hayatımızın birçok alanında uyguladığımız kurallar, alışkanlıklar ve eylemlerimiz değişecek gibi görünüyor. Bunun en bariz örneklerinden birini, topluluk halinde izlenen kültür sanat etkinliklerinde görüyoruz. Sinema ve sinema salonları da bu örneklerden birini oluşturuyor. Salgının küresel çapta etkisini göstermesinin ardından dünya çapında kapatılan sinema salonları, 2020’nin yaz aylarında kontrollü bir biçimde açılmıştı.

Normalleşmeyle birlikte yaz aylarında açılan sinema salonlarında yeni kurallar uygulandı. Sinema salonlarına giren seyircilerin ateşi ölçülerek, maskesi olmayanlara maske temin edildi. Bilet işlemi ise gişeden fiziksel temas olmadan online şekilde gerçekleştirildi. Kapasiteleri yarıya düşürülen salonların koltuklarında ise sosyal mesafe uyarıları yer aldı. Bu kuralların hepsinin uzun süre hayatta kalması mümkün olmasa da bazılarının gelecekte de uygulanacağı düşünülüyor.

  • Netflix'in global abone sayısı: 200 milyon

Sinemalar, Kovid-19'a rağmen hayatta kalmaya çalışıyor

Sinema salonlarının geleceğine ilişkin iki farklı görüş bulunuyor. Salgın sona erse de salonların iş yapamayacağı ve artık dijital platformların sinemanın yerini alacağını savunanlar kadar, tüm olumsuzluklara rağmen sinema salonlarının tahtından edilemeyeceği görüşünü paylaşanlarda ön plana çıkıyor.

Dijital platformların sinemanın yerini dolduramayacağı görüşünü savunanlar; sektörde 1980’lerden itibaren videokasetler ve korsan CD’lerle benzer zorlukların yaşandığını söylüyor. Sinema salonlarının devri kapanıyor görüşüne karşı çıkan işletmeciler, sunduğu konfora rağmen dijital platformların beyaz perdenin yerini tutamayacağını, özellikle büyük bütçeli filmlerde adresin yine sinema olacağını ifade ediyor.

Dijital platformlarda rekabet kızışıyor

Dijital streaming video platformu olarak da genelleyebileceğimiz dizi, film ve eğlence platformları yeni kullanıcı ihtiyaçlarına göre tasarlanırken pratiklik, kaliteli içerik ve kişiselleştirme konusunda birbirleriyle yarışıyorlar. Kovid-19 pandemisi ile film izleme deneyimi dijital sinema seyircisine dönüştü.

Sinemanın dijital dönüşümüyle film üretim modellerinde ve film gösterimlerinde de ortaya çıkan dijital platformlar dünyada giderek popülerlik kazandı. Pandemi öncesinde başlayan bu eğilim, bu süreçle birlikte iyice belirgin hale geldi. Sinema sektöründeki pazar payı, dijital platformlar lehine orantısız bir biçimde büyüyor. Netflix ve Amazon başta olmak üzere sektörün diğer oyuncularıyla birlikte rekabet kızışıyor. Bu rekabetin, salgın sonrasında salon işletmeciliğine negatif yönde yansıması bekleniyor.

Netflix abone sayısı salgında 200 milyonu aştı

Amerikan dijital yayın platformu Netflix’in, pandeminin de etkisiyle global kullanıcı sayısı 203,7 milyonu aştı. 2020’deki 37 milyonluk artışın 8,5 milyonu son çeyrekte gerçekleşti. 2019 yılına kıyasla abone artışı yüzde 30’dan fazla oldu. Netflix, korona virüs salgını sürecinden en kârlı çıkan şirketlerden biri oldu. Abone sayısındaki artışa ek olarak Netflix’in cirosu, 2020’nin son çeyreğinde yüzde 24 artarak 6,6 milyar dolara, toplamda ise 25 milyar dolara ulaştı.

2007’de kurulan ve ilk dijital yayın platformu olan Netflix, 2020 yılındaki aboneliklerinin yüzde 80’i ABD ve Kanada dışından. Aboneliklerde Avrupa’nın başı çektiği belirtiliyor. Bunların 2 milyonu Asya, 1,2 milyonu Latin Amerika, 4,5 milyonu ise Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’dan. 2016 yılında ülkemizde hizmet vermeye başlayan Netflix’in Türkiye’de 3 milyonu aşkın abonesi bulunuyor.

Dısney Plus 1 yılda 100 milyon kullanıcıya ulaştı

Streaming savaşının en taze örneklerinden olan Disney Plus, Kasım 2019’da ABD’de yayın hayatına başladı. Disney Plus dijital platformu açılalı yalnızca 16 ay oldu ve beklentilerin son derece üstünde bir performansla kullanıcı tabanını genişletti. 2024 yılında erişilmesi beklenen kullanıcı sayısına 2020 yılı içerisinde ulaşan Disney Plus’ın, 100 milyon abonesi bulunuyor. Platform Amerika dışında Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Avrupa, Latin Amerika ve son olarak Singapur’da açılışını yaptı. Böylece toplamda 59 ülkede izleyicilere ulaşmayı başardı. Disney Plus’ın yalnızca birkaç sene içerisinde Netflix’in tahtını ciddi anlamda tehdit edebileceği bir konuma geleceğini öngörülüyor.