Asıl soru: Robotlar dünyayı ele geçirecek mi?

HABER MASASI
Abone Ol

Yapay zekâ hayatımızı kolaylaştırma noktasında bize inanılmaz yardımlar sağlıyor, gelecekte çok daha harika imkânlar sunabilir. Ancak potansiyel zararlarını da göz önünde bulundurmalıyız. Teknolojinin doğru ve etik şekilde kullanılması için gelişmeleri yakından takip etmeli ve önlemler almalıyız. Ve “robotlar dünyayı ele geçirecek mi?” sorusunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.

Albayrak Grubu Kurumsal İletişim Koordinatörü Esad Sivri.

Bilimkurgu temalı distopik filmlerde virüs salgınıyla insanların zombiye dönüştüğünü görürüz veya robotlar dünyayı ele geçirir, insanlar da bununla mücadele eder. Covid-19 salgınında dünyamız distopik senaryonun birinci perdesinin demosunu yaptı adeta… Sarsıldık ama yıkılmadık. Yapay zekâ alanında son zamanlarda meydana gelen gelişmeler ise robotların dünyayı ele geçireceği ikinci senaryo için bir hazırlık mı diye düşündürmüyor değil. Geldiğimiz noktanın hayret ve keyif eşiğinin bir tık ötesine geçtiğini söyleyebiliriz.

Dünyayı kasıp kavuran OpenAI’ın ürünü ChatGPT uygulaması yapay zekânın bireysel kullanımında bir devrim yaşattı. Bir chat uygulaması olan Ghat- GPT, 4. versiyonunda sunduğu hizmet Google arama motorundan sonra en çığır açan özellik diyebiliriz. Apple’ın Siri uygulaması ile ilk kez tanıştığımız yapay zekâ simülasyonu daha çok eğlence amaçlı, biraz da telefonu daha kolay kullanmak için deneyimlediğimiz bir teknolojiydi. Bugün yapay zekânın geldiği nokta bunun çok ötesinde. Yüzüklerin Efendisi filminde haberleşmek için dağların tepesine koydukları gözcüler ateş yakıp uzaktaki diyarlara mesaj ulaştırırken, bugün mesajımızı saniyeler içinde belki bir ses komutuyla ulaştırabiliyoruz. Hatta bu mesaj siz söylemeden, sizin için düşünen bir yazılım tarafından gönderiliyor. Sizce de biraz ürkütücü değil mi?

Yapay zekâ hayatımızı kolaylaştırıyor ama …

Şu bir gerçek ki, yapay zekâ hayatımızı kolaylaştırma noktasında bize inanılmaz bir yardım sunuyor. Karmaşık algoritmalar ve öğrenme modelleri kullanarak, insan zekâsına benzer işlevleri yerine getirebilen sistemlerin oluşturulmasını sağlıyor. Bu sistemler, büyük miktardaki veriyi analiz edebilme, desenleri tanıyabilme, kararlar alabilme ve hızlı bir şekilde öğrenebilme gibi yeteneklere sahip. İşte bu yetenekler sayesinde yapay zekâ, hayatımızı kolaylaştıran birçok imkân sunabiliyor.

Hani derler ya, “Hata yapmak insanlara özgüdür” diye. İşte yapay zekâ sayesinde o hataları minimuma indirirken, aynı zamanda insan bolca zaman da kazanıyor. Mesela sağlık sektöründe yıllarca toplanan teşhis ve tedavi verilerini analiz ederek doktorlara doğru tanıyı koymada yardımcı oluyor, hastaların sağlık durumlarını takip ediyor. İlaç geliştirme süreçlerinde yapay zekâ sayesinde süreç hızlanıyor ve daha etkili hale geliyor. Yapay zekâ, hastalıkların erken teşhisini daha da geliştirerek sağlık hizmetlerinin etkili ve erişilebilir olmasını sağlayabiliyor. Böylece, hastalıklarla mücadelede bir adım öne geçebiliyoruz. Aynı şekilde, yapay zekâ destekli robotlar ve protezler, engellilere daha bağımsız bir yaşam sunabiliyor. Otomasyon ve endüstriyel üretim konusunda yapay zekâ üretim hatlarını optimize ediyor, iş süreçlerini daha verimli hale getiriyor ve ürün kalitesini kontrol altına alıyor. Robotlar ve akıllı makineler de tekrarlayan ve sıkıcı işleri üstlenerek hata oranını azaltıyor. Bireysel olarak insana dokunan en önemli özelliklerinden birisi de kişisel asistanlar ve akıllı cihazlar. Sesli komutlarla ışıkları yakıp söndürmek, müzik çalmak, alışveriş listesi yapmak ve bunun gibi hayatımızı kolaylaştıracak birçok işi üstleniyor.

Yazının devamı Z Raporu 49. sayısında