Akyüz: ‘Dünya Sağlık Örgütü’nün davet ettiği ilk ve tek Türk şirketiyiz’
Beş kişilik bir ekip ile 2010 yılında Türkiye’de yapılmayanı yapmak amacı ile yola çıkan Anatolia Geneworks, 350’den fazla moleküler tanı kitleri ve robotik cihazları ile bugün 70’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. Geçtiğimiz ekim ayında halka arz edilen şirket, 20.000.000 TL nominal değerli paya 9,75 kat talep topladı. 2020 yılı İSO ilk 1000 şirket listesinde yüzde 85’e yakın bir FAVÖK marjı ile Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olan Anatolia Geneworks’ün gelecek planlarını ve yatırımlarını Yönetim Kurulu Başkanı Alper Akyüz ile konuştuk.
Geçtiğimiz günlerde Anatolia Geneworks olarak halka arzınızı gerçekleştirdiniz. Süreç nasıl ilerledi? Sonuçlar beklentilerinizi karşıladı mı?
Yatırımcılardan yoğun ilgi gördüğümüz talep toplama döneminde, ek satış hariç satışa sunulan 20.000.000 TL nominal değerli paya 9,75 kat talep toplandı. 11 yıl önce çıktığımız bu yolda çok kısa zamanda çok büyük başarılara imza attık ve bunu halkımız ile paylaşmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Biz ekim ayı ortasında talep topladık ve 21 Ekim’den itibaren borsada işlem görmeye başladık. İlk gün hisse fiyatımız tavan yaptı ancak ardından kasım ayının ortalarına kadar devam eden bir düşüş trendine girildi ve sonrasında belirli bir yükseliş kaydedildi. Şu an arz fiyatının üzerinde bir seyir ile devam ediyoruz.
Anatolia Geneworks’ün hikayesi nasıl başladı? Bugün hangi konumda ve neler yapıyor?
2010 yılında beş kişilik çalışan sayısıyla ve 100 metrekarelik bir Ar-Ge laboratuvarında, insan sağlığına ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlamak için yola çıktık. Ülkemizde üretimi olmayan moleküler tanı kitlerini ve bu alanda kullanılan robotik cihazları üreterek Türkiye’de ve yurt dışında kullanıma sunmayı hedefledik. O günlerde kimsenin hayal bile edemediği hedeflerdi bunlar. Bugün artık, farklı teknik ve yöntemlerle çalışan, enfeksiyon hastalıklarından GDO testlerine, genetik hastalıklardan, et veya süt türlerine dek birçok farklı alanda kullanılan, toplam 350’nin üzerinde kit ve cihazdan oluşan geniş ve çeşitli bir ürün portföyümüz var. Yüksek hassasiyete sahip kitlerimizle hastalıkların doğru ve erken teşhis edilmesini sağlıyoruz. Böylelikle hem erken tedavi fırsatı hem de virüs veya bakterilerin yayılmasını engelleme olanağı sunuyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yeni global test referans standartlarının belirlenmesi amacıyla 4 farklı çalışmasına davet ettiği ilk ve tek Türk şirketiyiz. 40’a yakın personelimiz Ar-Ge merkezimizde yeni ürünler ve prosesler geliştirmek üzere çalışıyor. Türkiye ve yurt dışındaki bağlı şirketlerimizde çalışan, büyük kısmı moleküler biyologlar, genetikçiler ve çeşitli alanlarda uzmanlaşmış mühendislerden oluşan 130 kişiyi aşkın kadromuzla büyüme çizgimizi sürdürüyoruz.
Halka arza gelen yoğun ilgiyi neye bağlıyorsunuz? Yatırımcıların Anatolia Geneworks’e ilgisini artıran ne oldu?
İlgiyi arttıran nokta güven oldu diyebiliriz. Şirketin sağlam finansal yapısı ve yüksek karlılığı da diğer etkenler arasında gösterilebilir.
Hedefimiz Güney ve Kuzey Amerika
Halka arzın ardından yeni yatırım hedefleriniz neler? Bu süreci hangi yönde değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?
Bizim halka arz sonucu elde ettiğimiz kaynakların yüzde 50’sinin yurt dışında yeni kurulacak iştirakler ve mevcut satış pazarlama faaliyetlerinin güçlendirilmesi için, yüzde 30’unun da Türkiye veya yurt dışında şirket satın almaları için kullanılması planlandı. Dolayısıyla yurt dışı satışlarımızı daha da arttırmak önceliğimiz olacak ve bunun için gerek yeni kurulumlar gerekse satın almalar yoluyla sahip olduğumuz şirketlerin sayısını arttırmayı istiyoruz. Bunun için de Avrupa ve Asya’da daha aktif olacağız, sonrasında da Güney ve Kuzey Amerika gündemimizde olacak.
Hizmet verdiğiniz alanlardan, ürünlerden ve projelerinizden kısaca bahseder misiniz?
Anatolia Tanı olarak, 350’den fazla Real-Time PCR tanı kiti, nükleik asit izolasyon kiti ve cihazları geliştirip üretiyor. Bunun yanı sıra Hepatit, Verem, AIDS, COVID-19 gibi enfeksiyon hastalıklarını ve Ailesel Akdeniz ateşi gibi kalıtsal hastalıkları saptamaya yönelik kitleri de üretiyoruz.
Kan pıhtılaşma bozukluklarını ve ailevi yatkınlıkları tespit eden ve bazı antiviral ilaçlara karşı gelişen direnç mutasyonlarını saptayan kit çözümlerimiz de mevcut. Ayrıca gıda güvenliğiyle ilgili ürünler bizim insan diyagnostiğine odaklı ürün portfolyomuzun yanında nispeten niş bir pazara hitap eden daha küçük bir faaliyet alanı oluşturuyor. Güvenli ve sağlıklı ürünlerin tüketici ile buluşmasını sağlamak amacıyla gıda ürünleri, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri ve daha birçok ithal edilen gıda ürünü kontrole tabi tutuluyor.
Türkiye’de de bu testler büyük bir özen ve hassasiyetle gerçekleştiriliyor. Bizler de Anatolia Geneworks olarak bu hassasiyete önem vererek uluslararası standartlara sahip testler üretiyoruz. Geliştirdiğimiz bu testler, gıda güvenliği kontrol analizlerinde, sulama kaynaklı oluşabilecek olası viral patojenlerin tespitinde, gıdalarda hile ve etiketleme uygunluğu tespiti gibi geniş bir ölçekte kullanılıyor. Hedefimiz ülkemizde sürdürdüğümüz pazar liderliği pozisyonumuzu farklı ülkelerde de yakalamak. Diğer diyagnostik ürünlerle global tanınırlık ve güvenirliği gıda güvenliği alanında da elde etmek için sağlam adımlarla ilerliyoruz.
70’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz
Yeni koronavirüs, SARS-CoV-2 saptama kitleri nasıl çalışıyor? Her yeni varyant için çalışmalarınız nasıl ilerliyor?
Hâlihazırda çeşitli koronavirüs organizmaları üzerinde çalışmış olmanın verdiği deneyimle SARS-CoV-2 saptama kitini, dünyada hızlı ve kolay bir şekilde geliştiren şirketlerden biri olduk. Solunum patojenlerindeki uzmanlığımız da bizi bu süreçte hızlandırdı. Ürettiğimiz saptama kitlerinde kullandığımız özel tasarımla, birden fazla bölgenin ve de internal kontrol olarak insan RNA’sının da tespit edilmesiyle hem virüsün doğası gereği oluşabilecek mutasyonların test sonucuna etki riskini hem de örnek alınamamasından kaynaklı oluşabilecek yanlış negatif sonuç verme olasılığını engelledik. Yüzde 100 güvenilirlikle çalışan SARS-CoV-2 Real-Time PCR testi kitlerini şu an 70’ten fazla ülkeye ihraç ediyoruz.
Sürekli yeni bir varyant ile karşılaşıyoruz. Omicron varyantı için de yeni bir kit mi ürettiniz?
İngiltere, Güney Afrika, Brezilya ve Hindistan gibi bölgelerde ortaya çıkan Omicron varyantı da virüsün daha hızlı yayılması gibi sonuçlar doğurdu. Farklı özellikleriyle bu varyant tiplerinin belirlenmesi DNA dizileme tekniği ile yapılabildiği gibi özel olarak tasarlanmış daha hızlı sonuç veren tanı kitleri ile de yapılabildi. Bu durum salgının seyrini kontrol altına almak için büyük önem oluşturdu. Farklı ülkelerdeki farklı talep ve ihtiyaçlara cevap verebilen beş farklı SARS- CoV-2 tanı kitlerinin yanı sıra, varyantları spesifik olarak saptayıp ayırt edebilen dört adet varyant tespit kitini de geliştirdik. Tüm SARS-CoV-2 kitlerimiz, şimdiye kadar görülen farklı mutasyonlara ek olarak Omicron varyantını da sorunsuz bir şekilde tespit edebiliyor.
Bugün küresel anlamda baktığımızda ürettiğiniz ürünler ve verdiğiniz hizmet açısından Anatolia Geneworks kendini nerede görüyor?
Antolia Geneworks olarak kuruluşumuzdan bugüne hep sürdürülebilir bir başarıya odaklandık. Bir biyoteknoloji şirketi olarak en öncelikli hedefimiz her zaman ürünlerimizin tümünde yüksek kalite standartlarının sağlanması oldu. Buna ek olarak ürünlerin son kullanıcılara doğru şartlarda ulaşmasının sağlanması ve kullanıcıların doğru şekilde eğitilmesi, desteklenmesi de kritik öneme sahip. Bizim ürünlerimizin ulaştığı geniş bir coğrafya söz konusu ve dolayısıyla ürün kalitemizin yanında satış sonrası destek kalitemiz ile çok boyutlu bir güven ortamı sağlıyoruz.
En hızlı ve doğru teşhis
Kısa zamanda çok ciddi bir büyüme kat etmenin ardından yatan başarının sırrı nedir?
Bizler Anatolia ailesi olarak kurulduğumuz günden bu yana hep bir adım ileriyi hedefledik. Global oyuncuların ağırlıkta olduğu bir sektörde, “Türkiye adına biz de buradayız” dedik ve bu pazarda kendimize bir yer edindik. Sıfır borç ve tamamen öz sermayemiz ile kendimize ve ürünlerimize yatırım yaparken, 130’dan fazla çalışanımızdan da ayrıca destek aldık. Kurulduğumuz günden beri birçok farklı hastalığın teşhisinde kullanılan tanı kitlerini ve cihazlarını üreterek yüksek hassasiyete sahip ürünlerimizle hastalıkların hızlı ve doğru teşhis edilmesini sağladık, kaliteden asla taviz vermedik. Tüm bu birleşmeler sonucunda da bu başarıyı yakaladığımızı söyleyebiliriz.
222 milyon liranın üzerinde net kar
Nasıl bir yılı geride bıraktınız? 2022’den beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
2020 ciromuz yaklaşık 422 milyon TL ve 350 milyon TL üzerinde bir FAVÖK rakamımız oluştu ki bu da neredeyse %85’e yakın bir FAVÖK marjı anlamına geliyor. 2020 yılı İSO ilk 1000 şirket listesi incelenince bu marj açısından Türkiye’nin en önde gelen şirketlerinden biri olduğumuz görülebiliyor. Dolayısıyla burada gerçekten katma değeri çok yüksek bir faaliyet ortaya koyuyoruz. 2021’in ilk 9 ayında ise 279 milyonluk satış ve 222 milyon liranın üzerinde net kar elde ettik. Bu da üçüncü çeyrek verilerine göre %80’lik net kâr marjıyla çalışıyor olduğumuzu gösteriyor. Tüm bu rakamlar çerçevesinde 2021 bizim için oldukça hareketli geçti. Hem yeni Ar-Ge merkezimiz hem de halka arzımız bizim için yeni bir dönemin başlangıcı oldu diyebiliriz. Yeni Ar-Ge merkezimizin sağlayacağı olanaklarla, piyasaya çıkartacağımız yeni ürünlerle 2022 yılında ürün çeşitliliğimizi arttırmak ve uluslararası genişlememizi sürdürmeyi hedefliyoruz. O yüzden bizim için Ar-Ge faaliyetleriyle yeni projeler, ürünler geliştirmek son derece önemli. Yeni Ar-Ge merkezimiz de yaklaşık 12 bin metrekarelik bir alan içerisinde kurulu. Çok daha fazla sayıda araştırmacıyla çok daha hızlı, efektif, daha iyi alt yapı imkânlarını kullanarak Ar-Ge faaliyetlerimizi sürdürüyor olacağız. Yeni platformlar geliştirmeyi hedefliyoruz. Sadece PCR ya da DNA sekanslama üzerine değil, yeni tekniklere dayalı yenilikçi cihazlar geliştirmeyi planlıyoruz