ABD enflasyonu yeni dönemi işaret ediyor

HABER MASASI
Abone Ol

ABD’de ekim ayı enflasyon verisinin çekirdek enflasyonda yüzde 4, manşet enflasyonda ise 3.2 ile beklenenden iyi gelmesi faiz artış döneminin sona gelindiğini ifade etmektedir.

Çok yönlü etkiler nelerdir?

Dr. Mehmet Akif Soysal.

2022 yılından evvelki son on yılda ekonomisini hızlandırmak ve büyümeye ivme vermek amacıyla düşük seyreden ABD faizleri bu sefer faiz artırımıyla aksi yönde ilerleme sağlandı.

Hatırlatmak adına; 2022 yılının başından beri yükselen enflasyonu dizginlemek adına faiz artırımı yapan ABD yüzde 0 düzeyinden başlayan süreçte yüzde 5,5 kadar tam 11 kez faiz artışında bulundu. Literatürde ABD tahvilleri ‘risk primsiz’, ‘risk free’ olarak görülür. Dolayısıyla diğer ülkeler kendi risk primlerine göre (Türkiye şu sıralar yüzde 4, seçim evveli yüzde 7 civarı risk primi oranına sahipti) kabaca ABD tahvil oranı oranın üzerine konarak tahvil satışı gerçekleştirmesi genel kabuldür.

Yani ABD faizlerindeki her düşüş ona bu silsile yoluyla diğer ülkelerin piyasadan borçlanma faiz/maliyetlerinde düşüşe sebep olur. Türkiye’de bu senaryoda pozitif etkilenecek ülkelerden olacaktır. Diğer bir etken ise ABD dolarındaki değerleme etkisidir. Şöyle ifade edebiliriz, getirisi yüksek (faizi çok) olan paraya talep arttığı için kıymeti de artar bu nedenle ABD doları son dönemi diğer para birimlerine karşı güçlenerek geçirdi. Buna diğer ülkelere enflasyon satmak da diyebiliriz. Verdiği faiz düşme eğilimine girecek ABD dolarının değer kaybetmesi mümkün olacaktır. Bu noktada ithalatını USD, ihracatını yoğunlukla Euro cinsinden yapan Türkiye için bu net ihracata pozitif katkı verecektir.

Bunlara ek olarak küresel sermayenin ABD varlıklarında park edilmiş parası farklı varlıklara yönelebilecek olması gelişmekte olan ülkelere daha fazla nakdin sağlanmasına vesile olacaktır. Bu da demektir ki ülke tahvillerine ve borsalarına giriş ivmesi artacaktır. Elbette her ülke kendi hikâyesine göre bu pastadan pay alacaktır.

Değerli metallerde de bu düzene bağlı olarak değerlenme görme ihtimalimiz yüksek olacaktır.

Gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ekonomilerin enflasyon ile mücadelesi süresince yaşadığı dışsal negatif etkilerin önümüzdeki dönemde ortadan kalmasını bekliyoruz. Hatta küresel mali iklimdeki gelişmelerin 2024 yılın ikinci yarısından itibaren gelişmekte olan ülkelerin pozitif ivme yakalamasına sebep olacak bir sürece girmesi muhtemeldir.