2020 Küresel Riskler Raporu: Küresel kaos bekleniyor

HABER MASASI
Abone Ol

Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Riskler Raporu”nun 15. sayısı yayımlandı. Rapor, dünyanın geleceğe ilişkin endişe verici bir tabloyu ortaya koyuyor.

Doç. Dr. Kadir Tuna.

Rapora göre en önemli risk küresel ekonomide devam eden durgunluğun kronik bir hal almaya başlamış olması. İklim değişikliği beklenenden hızlı ve daha sert şekilde ilerliyor. Yeni nesil teknolojiler, siber risk tehditini artırıyor. Tüm bu gelişmeler, siyasi ve ekonomik koşulları zorlaştırıyor. Bölgesel gelişmişlik farklılıkları hızla artarken, dünya nüfusunun büyük bölümünde refah kaybı endişe verici boyutlara ulaşmış durumda. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, eğitim ve sağlık gibi temel insanı haklar ulaşmada sorun yaşayan birçok ülkede yakın gelecekte ayaklanmalara varacak düzeyde protestoların olmasından endişe duyulmaktadır.

Raporda, dünyadaki jeopolitik ve ekonomik belirsizliğin acil olarak çözecek politikalar üzerine odaklanılmasını öneriyor. Ekonomi, çevre, teknoloji ve halk sağlığı gibi önemli konularda paydaşlar, huzursuz bir küresel manzara içerisinde hızlı ve amaca yönelik hareket etmenin yollarını bulunması gerekiyor.

Huzursuz bir dünya

Güçlü ekonomik, demografik ve teknolojik güçler yeni bir güç dengesini şekillendiriyor. Sonuç olarak, ülkeler tek taraflı olarak ellerindeki fırsatları başka ülkelere karşı kullanıyor. Bir zamanlar ülkeler çok taraflı ittifaklar yaparken, son dönemde bireysel ve milliyetçi duruşlar jeopolitik riskleri artırıyor. Böyle bir durum çatışma riskini artırırken dünyanın ortak çıkarlarına yönelik alınması gereken kararların alınmasını güçleştiriyor. Raporun üzerinde en fazla durduğu konu makroekonomik kırılganlıklar ve finansal eşitsizlik nedeniyle küresel ekonomi üzerindeki aşağı yönlü baskının artıyor olması. Bu baskılar 2019 yılında daha da ön plana çıkarak ekonomik durgunluk riskini artırdı. Ticaret engelleri, ekonominin büyüme potansiyeli üzerinde baskı oluşturuyor. Küresel Riskler Algı Araştırması’na göre, 2020’deki en büyük riskler olarak “ekonomik çatışmalar” ve “iç siyasi kutuplaşma” görüyor. Bu kararan ekonomik görünümün ortasında, vatandaşların hoşnutsuzluğu ilerlemeyi desteklemeyen sistemlerle sertleşti. Hükümetlerin derin ekonomik ve sosyal meseleleri onaylamaması, tüm dünyada protestolara yol açmıştır. Ekonomik ve sosyal istikrar olmadan, ülkelerin kilit küresel risklerle yüzleşmeleri zor görünüyor. İklim değişikliği beklenenden daha hızlı ve çarpıcı şekilde ilerliyor. Son beş yılda rekor en sıcak olma yolunda ilerliyor, doğal afetler daha yoğun ve sıklaşıyor Geçtiğimiz yıl dünya genelinde benzeri görülmemiş aşırı hava koşullarına tanık oldu. Küresel ısınma endişe verici şekilde artıyor. İklim değişikliğinin kısa vade de, can kaybını, sosyal ve jeopolitik gerilimleri gerilimlere neden olması bekleniyor. Diğer bir önemli konu “biyolojik çeşitlilik kaybı” önümüzdeki on yıl için en etkili ve üçüncü en büyük risk olarak değerlendiriliyor. Biyolojik çeşitlilik kaybının gıda ve sağlık sistemlerinin çökmesinden tüm tedarik zincirlerinin bozulmasına kadar insanlık için kritik etkileri var.

Dijital riskler

Dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlası şu anda çevrimiçi, yaklaşık bir milyon kişi her gün ilk kez çevrimiçi oluyor ve küresel nüfusun üçte ikisi bir mobil cihaza sahip. Dijital teknoloji, küresel nüfusun çoğuna muazzam ekonomik ve toplumsal faydalar getirirken, internete eşit olmayan erişim, küresel bir teknoloji yönetişim çerçevesinin olmaması ve siber güvensizlik gibi konular ciddi risk oluşturmaktadır.

Son olarak dünyadaki sağlık sistemleri riski altında görülüyor. Değişen toplumsal, çevresel, demografik ve teknolojik örüntülerden kaynaklanan yeni güvenlik açıkları, sağlık sistemlerinin geçen yüzyıl boyunca desteklediği sağlık ve refahtaki çarpıcı kazanımları geri almakla tehdit etmektedir.