20. yüzyılda yazarların ve film yönetmenlerinin teknolojiye dair besledikleri umut ve endişelerini keşfe çıktıkları bir dönemde ortaya çıkan robotlar; soyut düşüncenin en güçlü üyeleri arasında uzun süre bulundu. Terminatör'den, I Robot'a, Wall-E'den Metropolis'e tüm bu filmler robotların sayısız farklı görevde hayal edildiği unutulmaz yapımlardı. Beyaz perdeden gerçek dünyaya döndüğümüzde ise durum hayal kırıklığından öteye pek geçemedi.

Robotların, halihazırda insanlar tarafından yapılması mümkün olmayan işleri yapabiliyor olması filmlerden çıkıp gerçek hayata geçiş sürecini birkaç yıllık bir periyotta tamamladı. Son 10 yılda robot teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sanayi sektörlerini üretim kabiliyetleri açısından olağanüstü bir biçimde değiştirmiştir. Robotlar eskiden ağırlıklı olarak üretim verimliliğini, kalitesini artırmak ve üreticilerin operasyonelmaliyetlerini düşürmek adına karmaşık, tekrarlayıcı veya tehlikeli görevleri yerine getirmek için geleneksel olarak kullanılmaktayken endüstriyel robot pazarı artık nesnelerin interneti (IOT) tarafından yönlendirilen yeni bir dönüşüm sürecini yaşıyor.

'Yepyeni iş kolları oluşacak'

Son olarak, Oxford Economics tarafından yayımlanan bir rapor ve ortaya konan bir araştırma, her bir yeni sanayi robotunun 1.6 imalat işini insanların elinden aldığını ortaya koydu. Bu doğrultuda, yeni süreçten en yoğun biçimde etkilenen işler; en az vasıf beklentisi olan işler olarak sıralanabilir. Çalışanlarınyüksek vasıflara sahip olmadığı, görece zayıf ekonomilere sahip, işsizlik oranlarının yüksek seviyede olduğu bölgelerde yaşayanların işlerini robotlara kaptırma ihtimali bir hayli yüksek.

İmalat sanayinden ayrılan işçiler sıklıkla ulaşım, bakım, inşaat ve yöneticilik gibi alanlara geçiş sağlıyor. Fakat bu sektörler de otomasyona geçiş noktasında en kolay sektörler arasında değerlendirilebilir. Robotların fabrika işçilerinden gazetecilere varıncaya kadar hemen herkesi işinden etme riskine dair yayımlanan makale ve yazıların tamamı uzun bir süre boyunca ses getirmeyi başarmıştı. Bilim kurgu film ve romanlarına da konu olan bu hikayeler, Oxford Economics'in araştırma verilerine göre bambaşka sonuçlara da gebe olabilir. Robotların otomasyon sistemine dahil olmasıyla birlikte verimlilik artarak yepyeni iş kolları meydana gelme ihtimali yüksek.

"Bir robot, yaşayabilir, hatta belki düşünebilir de ama hissedemez."

--- Beth Revis ---

Öncü ülke Çin olacak

Oxford Üniversitesi tarafından yayımlanan rapor,

özellikle binlerce imalat işçisinin çalıştığı Çin’in durumdan en çok etkilenenler arasında yer alacağını öngörüyor. 2000 yılından bu yana 400 bin’i Avrupa’da, 260 bini ABD’de, 550 bini Çin’de olmak üzere 1.7 milyon imalat işi robotlar tarafından devralındı bile. 2030’a geldiğimizde ise 14 milyon sanayi robotuna sahip olacağı düşünülen Çin, imalat otomasyonu açısından öncü bir ülke haline gelecek.

Robotların sektörlere az az fakat hızlı biçimde dahil olmasıyla birlikte birçok farklı alandaki çalışan birey popülasyonunda düşüş gözlemlenebilir. Buna karşın, farklılık, sosyal zeka ve merhamet gereken işlerde robotların dahli şimdilik beklenmiyor.