Üç Nokta Duygusallığı
Söylenen o ki, askerlik görevini yapmakta olan gençlerimiz sılaya mektup yazdıkları zaman sevgili eşlerine olan aşklarını uluorta dile getirmekten edepten dolayı ar ettikleri için, mektubun sonuna üç nokta koyarlarmış ve bu üç nokta da “Seni seviyorum sevgilim” anlamına gelirmiş.
Şiir başta olmak üzere, yazdığınız tüm metinlerde üç nokta (…) kullanmak sizin duygusallık kat sayınızı ele verecektir. Çünkü bir noktalama işareti olmanın yanı sıra üç nokta, en içten kelimeler ve duygu yüklü cümleler için bir ağlama durağıdır… Üç noktasız bir metinin duygusallıktan yolu geçmemiştir… Aşktan bihaberdir… Bir deniz kenarında oturup, sigarasını yakıp uzaklara bakmamıştır hiç… (Bakın, hüzün başlıyor bile!)
Noktalama işaretleri yazım dünyamıza pek muhterem Tanzimat yazarımız Şinasi ile ve oldukça geç girmiş olmasına rağmen, üç noktanın gizemli bir şekilde birbirinden farklı anlamlara bürünmesi çok dikkat çekicidir. Bir noktalama işaretinin edebiyatımızda “romantik prens” rolünü kapması, galiba, bir tevatürden öteye geçmeyen şu hikâyeden başlıyor: (Olabilir mi?)
Söylenen o ki, askerlik görevini yapmakta olan gençlerimiz sılaya mektup yazdıkları zaman (tabii tüm aileye birden aynı mektupta, bir “vatsap grubu” tadında seslendiklerinden mütevellit) sevgili eşlerine olan aşklarını uluorta dile getirmekten edepten dolayı ar ettikleri için, mektubun sonuna üç nokta koyarlarmış ve bu üç nokta da “Seni seviyorum sevgilim” anlamına gelirmiş. Demek oluyor ki “O kendini biliyor” manasında da oldukça çok kullanılan üç noktanın macerası buradan başlamış!
Bu hikâye ne kadar gerçektir bilinmez. Ama üç nokta duygusallığının edebiyat ve sosyal medyada, hatta dolmuş/kamyon yazılarında bile halen nefes aldığı aşikâr. Hatta zaman zaman, aşırı duygusallıktan olsa gerek, üçten fazla nokta da olduğu oluyor hani……………..
Ama bana kalırsa, bu noktalama işaretinin duygusal içeriğinin temeli, Halit Ziya’nın Mai ve Siyah romanındaki “beş nokta”dan gelir. Artık o beş noktanın romandaki yerini ve işlevini de siz bulun sayın edebiyatseverler. Siz o meşum beş noktayı bulmak için romanı karıştırırken, biz de hüzünlenmeye devam edelim üçer üçer noktalarımızla…
(Doğukan İşler)