Sanat eseri yaratım esnasında meydana gelir
Çok küçükken görsellere ilgim başladı, o zamanlar daha çok çizgi filim karakterleri çizmek için çabalıyordum. Bu süreçte aile ve arkadaşlarımdan çok ilgi gördüm, bu beni ziyadesiyle motive etti. Lisedeyken grafik tasarım bölümünü seçtim. Sanat yolculuğuma böylece akademik disiplini de dahil ettim.
Sanat görüşünüzü nasıl tanımlarsınız?
Sanat benim için bir meslek değil, daha çok hayat tarzıdır. Sanat özgürlüktür, ben ona odaklanarak ayrı bir dünya yaratmaya çalışırım. Orada bir kral gibi istediğim yere istediğim şeyi yaparım, bütün kuralları ben belirlerim, istediğim yaratıklarla çılgınca sınırsız bir yaşam biçimi sunarım. Eserlerimle inşa ettiğim bu hayali dünya öyle bir yer ki, çoğu zaman gerçek hayattan kaçıp oraya gitmek isterim. Kim bilir belki de oradaki hayat gerçektir.
Çalıştığım resimler, illüstrasyonlar ya da görsel ifadeler hayalimdeki uçsuz bucaksız dünyanın sadece küçük bir parçasıdır. Peki neden özgün ve özgür hayattan bir şeyler çizip ve göstermek istiyorum, Net bir cevabi yok, belki içten bir duygu yaratmak istiyorum, belki de bir iz bırakmak... Varlığımı ispatlamak gibi bir şey, bir anne gibi doğurmak ve doğurdun çocuğun yetişmesini izlemek gibi... O yetişme süresi bana tam olarak bir sanat eserin başlangıcı ve yapım sürecini andırıyor. Bana göre sanat eseri bir sonuç olarak var olmaz; yaratım esnasında meydana gelir.
Çizmeye ne zaman başladınız? Hikayeniz?
Çok küçükken görsellere ilgim başladı, o zamanlar daha çok çizgi filim karakterleri çizmek için çabalıyordum.
Bu süreçte aile ve arkadaşlarımdan çok ilgi gördüm, bu beni ziyadesiyle motive etti. Lisedeyken grafik tasarım bölümünü seçtim.
Sanat yolculuğuma böylece akademik disiplini de dahil ettim; grafik tasarıma devam ederken resim ve illüstrasyonu bırakmadım; yarışmalar ve sergilere katıldım, farklı tecrübelerim oldu.
Üniversite bittikten sonra mecburen grafik tasarım mesleğine girdim.
O dönemde resimden baya uzaklaştım, ta ki 2013 yılında eşimle beraber İstanbul’a yerleşene kadar. Burada resim ve illüstrasyon yapmaya yeniden başladım.
Grafik tasarıma devam ederken resim ve illüstrasyonu bırakmadım; yarışmalar ve sergilere katıldım, farklı tecrübelerim oldu.
Eserlerinizde geleneksel motiflere, simgelere sıkça yer veriyorsunuz. Minyatür gibi geleneksel formlarda üretimler yapıyorsunuz. Şüphesiz bu bir tercihtir. Sebebini öğrenebilir miyiz?
Resimlerimin bir kimliği olmasını istiyorum her zaman. Hayal gücü ve sezgilerimden faydalanıyorum ve bu eserlerime bilinç dışımın yansımasına da sebep oluyor. İşte orada, bilinçaltımda yaşadığım kültür ve geçmişimiz kayıtlıdır. Bir şekilde Ortadoğu’dan Batı’ya; geçmişten geleceğe bir köprü kurmak istiyorum. Geleneksel sanatlar üzerine severek araştırmalar yapıyorum, aynı zamanda ve aynı keyifle çağdaş sanat dünyasını da takip ediyorum.
Uzun bir süredir, Türkiye’de ikamet ediyorsunuz, Türkiye ve İran’ı görsel sanatlar geleneği ve çağdaş sanatçıların verimleri açısından kıyaslama şansınız oldu mu? Nasıl buluyorsunuz?
Sanat her ne kadar bireysel bir faaliyet olsa da, toplumsal olaylardan çok etkilenir, o yüzden her ülkenin kendine has yaşantısı da orada üretilen sanata damgasını vurur, iz bırakır: Savaşlar, ekonomik durumlar siyasi olaylar vs. dahil.
Burada bir karşılaşma ve kıyaslama yapmak bu yüzden pek doğru sayılmaz. Ama çok belli ki iki toplumun sanat kültürünün pek çok benzerlikler ve ortakları vardır. Belki Türkiye sanatının Batı’ya yöneliminin İran’a göre daha fazla olduğu söylenebilir.
Etkilendiğiniz sanatçılar kimler? Neden?
Eski hocaları her zaman incelemeye değer buluyorum, yeni ressamlar ve sanatçılardan da çok önemli bulduğum birkaç isim vardır. Ama bir dönem özellikle Zdzisław Beksinski’den çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
Edebiyata ilginiz var mı? Favori 5 kitabınızı yazar mısınız?
Maalesef pek okumak fırsatım olmuyor. Olsa da sanat hakkında özel araştırmalar ve makaleleri okuyorum, ama Kafka, Stefan Zweig ve Paulo Coelho romanlarını okumaktan çok keyif aldığımı söyleyebilirim.
Hemad Jevadzade
1984 doğumlu, İran kökenli sanatçı yaşamını İstanbul’da sürdürmektedir. Hemad Javadzade, Tebriz Ucna Üniversitesi Grafik Tasarım bölümünü 2007’de bitirdikten sonra profesyonel kariyerine 2001’de Bujnurd’ta Belediye Kültür Evinde açtığı ilk kişisel sergiyle başladı. Birçok ulusal yarışmada resim, heykel ve grafik dallarında ödüle layık görüldü. Beş kişisel sergi açtı, aralarında Mamut Art Project’in de olduğu 10’dan fazla karma sergiye katıldı.