Filibeli: Yüzyıla Fantastik Tepki
Filibeli Ahmed Hilmi’nin A’mâk-ı Hayâl’i çok sayıda baskısına rağmen hakkettiği yerde olmayan bir kitaptı. Unutulmuş bir eser. Üzerine yazılanlar iki elin parmaklarını geçmiyordu. Post Öykü’nün ilk yılında dosya konusu yapmamızda bunun da etkisi var. Yeni okurlara ulaşmasını ve üzerine düşünülmesini sağlamak bizi sevindirmişti.
Ahmed Hilmi elli yıla yakın ömründe çeşitli alanlarda kitaplar, yazılar, yayımlar üretmiş bir isim. Pek çok müstear isim de kullanmış. Eserlerini listelemek neredeyse imkansız. Hayatı hakkında ulaşabildiğimiz bilgiler kısıtlı. Dolayısıyla bu sisin arkasındaki gerçek Filibeli’yi tanımak imkansızlaşıyor. Bu durum, onun hakkında konuşmayı kurgusal bir alana itiyor. Benim tanıdığım Filibeli, dönemin alışkanlıklarına uygun olarak pek çok alanda çalışmış bir düşünür. Klasik dönemi okuduğu gibi çağdaş trendleri de incelemiş. Hayatı boyunca üretmiş, etkilemiş ve etkilenmiş.
Fantastik Bir Düşünür
Filibeli Ahmed Hilmi’nin A’mâk-ı Hayâl’i çok sayıda baskısına rağmen hakkettiği yerde olmayan bir kitaptı. Unutulmuş bir eser. Üzerine yazılanlar iki elin parmaklarını geçmiyordu. Post Öykü’nün ilk yılında dosya konusu yapmamızda bunun da etkisi var. Yeni okurlara ulaşmasını ve üzerine düşünülmesini sağlamak bizi sevindirmişti.
Özellikle iki romanının Türk edebiyatı için oldukça kıymetli olduğunu belirtebiliriz. Öncü form olarak ele alıp incelediğimizde bizlere çok önemli çıkış noktaları gösteriyor. Filibeli kendi yazım macerasında bir şekilde yeni yapıların peşinde koşmuş. Doğu medeniyetlerinin maddi olanla ilişkisi hakkındaki kuvvetli öngörülerini uyarılara çevirmiş. Çabası boyunca fantastik tutumunu doğrudan romanla birleştirmiş. Aslında anlattıkları çağdaşları için oldukça normal konular olmalı. Anadolu, tüm mitleriyle toplandığında dünyanın en güzel masallarından. Filibeli’nin eleştirisini kurduğu yapının temelini dikkatle incelememiz gerekiyor.
Geçmişi Nasıl Bilirsiniz?
Eski eserleri ele alırken, onları eğip bükerek kendimize taraftar bulmak gibi bir motivasyona düşmemek gerekir. Edebiyat ve estetik aslında biriken ve bize aktarılanlarla doğrudan bağlantılı. Böyle bir tutum en hafif ifadeyle kötü bir niyetle yola çıkmaktır ve hayra götürmez. Gelinen noktada memnun olmadığımız her ne varsa bunları değiştirmek için taraftara ya da ortaklığa ihtiyacımız yok. Hakikate çıkan yolun patikalarını arayan maceralar gerek. Filibeli; yazdıkları, dönemindeki duruşu ve dünya algısıyla -belki de her kuşaktan daha fazla- çağımız için çok önemli bir kaynak.
Teşekkürler Büyüyenay
Yayım hayatına başladığından beri yüzyılın eksiklerini kapatmaya çalışan bir yayınevine ne desek az kalır. Okur olarak ne kadar takip etsem de kendimi mahcup hissetmeye devam edeceğim. Filibeli’nin bilinmeyen bir tefrikası, gazetesinde keşfedilip Bâtınîler adıyla Büyüyenay tarafından yayımlandı. Kitap Filibeli’yi anlamamız için bir sürü yeni kapı açıyor. A’mâk-ı Hayâl’in yaşadıkları umarım bu kitabın başına gelmez. Bâtınîler, iyi/kötü ve adem/şeytan üzerine kurulmuş bir roman. Tarihi karakterleri kurgusal bir biçimde kullanıyor.
Türkçe edebiyatta eserler sıralanırken ya da hepimizin bildiği A’dan sonra B geldi denirken aslında pek çok farklı yolculuğu ıskaladığımızı bir kez daha fark etmemiz gerek. Edebiyat, bizi düşündürdüğü ve değiştirdiği müddetçe gerekli. Klasikleşmiş birkaç akım ve biçimin hâlâ daha tek doğru olarak görülmesi tuhaf bir durum. Yaşadığımız topraklarda anlatılan çok masal var. Sadece iyi niyetle kulak verelim. Kendimize yeni okuma listeleri çıkaralım.
Anayollarda değil, patikalarda dolaşırsak, belki bir gün, hayalin derinliklerinden bir serüven bizi de çağırır.