Ali Işık’a sorduk
Bekleme Salonu benim ilk kitabım. İlk kitapta insan daha cesur oluyor. Beni Hikâyeden Çıkart’ı yazarken daha tedirgindim. Birbirine değen on öyküden oluştuğu için, öykülerden çıkamadığım zamanlar oldu. Öykümde nelerin değiştiğini bilemiyorum. Onu okura bırakmak gerekiyor.
Öykü sizin için ne ifade ediyor?
Tarif edersem büyüsü kaçacakmış gibi hissediyorum. Esas olan okumaktır. Ama daha fazla okuyabilmek için yazmak da icap ediyor. İnsan gördüğü kapalı kapıların arkasını merak ediyor. İster istemez eli kapı koluna gidiyor. Ben de kim olduğumu ararken yazmak istedim. Yazdıklarıma baktım, öyküye benziyordu. Öykü yazarken, okurken kendime ve özellikle insana yakın olduğumu hissediyorum. Kendimle konuşabildiğim, hâlleşebildiğim nadir anlardan biri oluyor benim için.
“Bekleme Salonu”ndan “Beni Hikâyeden Çıkart”a öykünüzde, öykücülüğünüzde neler değişti?
Bekleme Salonu benim ilk kitabım. İlk kitapta insan daha cesur oluyor. Beni Hikâyeden Çıkart’ı yazarken daha tedirgindim. Birbirine değen on öyküden oluştuğu için, öykülerden çıkamadığım zamanlar oldu. Öykümde nelerin değiştiğini bilemiyorum. Onu okura bırakmak gerekiyor.
Yazma ritüeliniz var mı?
Yazma ritüelim yok. Bazen ‘çıt’ diye bir ses duyuyorum. İşte o zaman kendimi yazmaktan alamıyorum.
Okuru Ali Işık’a nerelerde rastlar?
Çoğunlukla Ankara’da. Bazen de İstanbul’da.
Son olarak ejderha mı, peri padişahının kızı mı?
Cahit Amca.