Kırk Ambar
Mızraklı ilmihal
Ve dahi namazın kemalî mertebe kabul olmasının şartı: Huşû ve takva ve malâyânîyi terk ve terk-i kesel ve ibdâd. Huşû, Allahu azimü’ş-şandan havf etmeğe; takva, dokuz azasını haramdan ve mekruhtan hıfz etmeğe; mâlâyânîyi terk demek, dünyasına ve ahıretine yaramayan sohbeti terk etmeye; terk-i kesel, namazın efâlini edada üşenmekliği terk etmeye; ibdâd, ezân-ı Muhammedî okunduğu vakit her işi terk edip cemaate müdavemet etmeye derler.
Namazın içinde riayeti ehem olan altı şey bunlardır: İhlas, tefekkür, havf, reca, rüyet-i taksîr, mücâhede. İhlas, amelinde hulûs etmeye; tefekkür, namaz içinde olan meseleleri düşünmeye; havf, Allahu azimü’ş-şandan korkmaya; recâ, Allahu azimü’ş-şanın rahmetini ummaya; rüyet-i taksîr, kendini taksirat üzere bilmeye; mücahede, nefs ile ve şeytan ile cenk etmeğe derler.
Ezan-ı Muhammedî okundukta İsrafil aleyhisselamSûr’a üfüreyor deyü ve abdeste kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü, müezzin kamet edip saf saf olurken bu insanlar mahşer yerinde yüz yirmi saf olup seksen safı bizim peygamberimizin ve kırk safı sâir peygamberlerin ümmetleri olsa gerektür deyü, imama uyduktan sonra imam Fatiha-yı şerîfeyi okurken sağımda Cennet, solumda Cehennem, ensemde Azrail, karşımda Beytullah, önümde kabir, ayağım altında Sırat, acaba benim suâlim âsân (kolay) olur mu, ettiğim ibadet ahirette başıma tac ve yanıma yoldaş ve kabrimde çerağ olur mu, yoksa kabul olmayıp eski bez gibi yüzüme vurulur mu diye tefekkür etmek gerek.
Mızraklı İlmihal, (haz. İsmail Kara, İst: Dergah yay, 2012)’den alıntı.