Japonya’daki israf etme/me kültürü: Mottainai

HÜMEYRA BÜŞRA NURAL
Abone Ol

Birçok konuda olduğu gibi Japonya israf etme ya da etmeme noktasında da sınırlarda geziyor gibi görünüyor. Bir uçta kültürün derinliklerine işlenmiş israftan kaçınma, olanın kıymetini bilme, hiçbir şeyi boşa harcamama düşüncesi varken diğer tarafta aşırı plastik kullanımı ile dünya sıralamasının zirvesine oturma durumu söz konusu. Bu zıtlıklara rağmen mottainai ruhu Japonya’yı aşıp dünya çapında, özellikle çevreciler tarafından, benimsenmiş gözüküyor.

Japonya’da sıkça kullanılan bir kavram “Mottainai” “勿体無い/ もったいない”. Bu kavram, bir şeyin israf olmasının ne kadar üzücü, acı bir şey olduğunu ifade eder. Aynı zamanda israf etme eylemi için hissedilen suçluluk, pişmanlık veya üzüntü duygusunu da içinde barındırır. Bu kelimeyle ilişkili his, Japonya’nın kültürüne ve düşünme biçimlerine derinden kök salmıştır. Gündelik hayatta sıkça duyulan ve hissedilen bu kavramın, ikinci dünya savaşı sırasında Japonya’da yaşanan fakirlik nedeniyle türediğini ve israf etmenin verdiği suçluluk, pişmanlık hissinin nesiller boyunca aktarıldığını söyleyenler de var.

Bu kavramın dünya ile tanışmasında en etkili isim ise 2004 Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Kenyalı çevreci Wangari Maathai olmuştur.

Mottainaiın birçok farklı kullanım alanı var ancak genellikle çocukların tabaklarında yemek bırakmaması için bir uyarı niteliğinde söylendiği bilinir. Bizim kültürümüzdeki “Yemeğini bitirmezsen arkandan ağlar” ifadesinin Japon kültüründeki yansıması gibidir mottainai. Karşıdakine biraz suçluluk biraz da sorumluluk yükler.

Bu kavramın dünya ile tanışmasında en etkili isim ise 2004 Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Kenyalı çevreci Wangari Maathai olmuştur. Birleşmiş Milletler’deki bir oturumda çevre korumasını teşvik etmek için bir slogan olarak “mottainai” kavramını tanıtmıştır. Bu terimin, 3R’yi (reduse, reuse, recyle) “azalt, yeniden kullan, geri dönüştür”ü mükemmel bir şekilde özetlediğine inanmaktadır. Kavramı İngilizce›ye çevirmeden, Japonca hâliyle kullanması dikkat çekmiştir.

Kelimenin kökeni

体”(mottai) “şeylerin özü”, “asıl formu” veya “etkileyici bir şey” anlamına gelir.

“勿体無い” kelimesinin kanjisi “勿体”ve “無 い”kanjilerinin bir araya gelmesiyle oluşur. “ 無い (nai) “bir şeyin var olmaması, yokluk”u ifade ederken, “勿体”(mottai) “şeylerin özü”, “asıl formu” veya “etkileyici bir şey” anlamına gelir. İki kanji bir aradayken de “özü olmayan”, “özü veya önemi kaybolmuş” ya da “etkileyiciliği kalmamış” şeklinde çevrilebilir. Gündelik kullanımda ise “Ne israf!”, “Ne yazık!”, “Boşa gitti, israf oldu!” anlamlarında kullanılır.

Bazıları, 勿体無い / もったいないın Japonca “物体/ぶったい” (buttai) kelimesinin bir şekli olduğunu söyler, bu da “şeylerin maddesi/ formu” anlamına gelir. Bu nedenle, 勿体無 い’ın bir şeyin “var olmamasını” ifade ettiğini söylerler. Yani, bir şeyin gerçek doğası hiçlik olarak nitelendirilir. Bu, herhangi bir şeyin kendi başına var olamadığı ve her şeyin diğerleri tarafından verilen destek sayesinde var olduğu Budist kökenli bir düşünceyle ilişkilidir. Budizme göre hiçbir şey kendi başına var olmaz. Tabağınızdaki bir tane pirinç tanesi bile, onu mümkün kılan emek, zaman, insanlar ve malzemeler olmasaydı orada olmazdı. Siz ve aileniz de onu satın almak için çalıştınız, emek verdiniz. Bu da mottainai kelimesinin, Japon diline kök salmış bir ölçüde alçakgönüllülük, şükran ve hiçbir emeğin göz ardı edilmemesi gerektiği duygusunu içerdiğini gösterir. Japonca’daki çok yaygın olan “teşekkür ederim” ifadesi olan ありがと う (arigato) bile, aslen takdir edilen şeyin ne kadar nadir ve özel olduğunu ve göz ardı edilmemesi gerektiğini söylemek için kullanılan bir ifadedir.

Mottainai nerelerde kullanılır?

Mottainai yalnızca yemek, kıyafet, eşya gibi somut şeylerin değil aynı zamanda soyut şeylerin de israf edilmesine, boşa gitmesine karşı duyulan suçluluk ve üzüntüyü yansıtır. Örneğin zamanın boşa harcanması, fırsatların elden kaçırılması, yeteneğin ve zekanın doğru yerlerde kullanılmaması durumlarında da Japonların “Mottainai!” dediklerini duyarsınız.

Mottainaiın israfı önleme etkisini birçok Japon yemeği veya mutfak tekniğinde de görebilirsiniz.

Mottainai kavramını görebileceğiniz birçok Japon geleneği de var. Örneğin, sashiko, giysilerinizi onarmak ve güçlendirmek için kullanılan geleneksel bir nakış tekniğidir, bir nevi “yama yapmak” olarak ifade edilebilir. Her şeyin el dokuması olduğu zamanlarda, giysiler tek kullanımlık değilken, insanlar mevcut kaynaklara değer verir ve giysileri defalarca onararak kullanırdı. Mottainaiın israfı önleme etkisini birçok Japon yemeği veya mutfak tekniğinde de görebilirsiniz. Örneğin, sake kasu, sake üretimi (pirinç şarabı) sırasında geriye kalan tortudur. Atılmak yerine, turşu, baharatlar, içecekler, nemlendiriciler ve birçok başka şeyde tekrar kullanılır. Okara, soya sütü veya tofu yapımından sonra kalan soya posasıdır ve genellikle pişirme ve fırıncılıkta kullanılır. Geleneksel Japon ev yemeklerinde, balık kılçıklarını veya sebze saplarını ve kabuklarını da kullanmak yaygındır.

Utagawa Kunisada veya Utagawa Toyokuni III, Edo döneminde yaşamış Japon ukiyo-e sanatçısıydı.

Ancak modern Japonya’ya baktığımızda israfı önleme kültürüne aykırı çok fazla şey buluruz. Örneğin, Japonya’nın aşırı ambalaj kültürünü ele alalım: omiyage gibi yerel hediyelikler, atıştırmalıklar satın aldığınızda, birden fazla katmanlı ambalaj içinde geldiğini görürsünüz- kutu, bireysel olarak paketlenmiş ürünler, hediye kâğıdı, plastik torba, vb. Âdeta matruşka bebekleri gibi paket içinden paket çıkar. Marketlerde salatalıkların, domateslerin hatta üzümlerin tek tek plastik ambalaja sarıldığını fark eder ve çok şaşırırsınız. Bunun nedeni iyi paketleme ile müşteriye verilen özeni ve duyulan saygıyı ifade etmek ya da iklim koşullarından dolayı meyve sebzelerin az ve kıymetli olup korunmak istenmesinden dolayı olsa da Japonya, dünya üzerinde kişi başına düşen plastik atık miktarında başı çeken ülkelerden biri. Mutfak kültürü ve atığı azaltma girişimlerine rağmen, Japonya’daki gıda atığı miktarı dünyadaki en büyüklerden biri.

Japonya’da yaşanan israfı önlemek amacıyla birçok çevreci akım yine mottainai adıyla ortaya çıkmıştır. Örneğin, Mottainai Food Center, israf edilmek yerine tüketilebilen yiyecekleri kullanırken, Mottainai Japan, kullanılmayan eşyaları Japonya içinde ve dışında ihtiyaç duyan insanlara dağıtan bir sivil toplum kuruluşudur. Mottainai Baasan (Mottainai Grandma) hikâye kitapları ve animeleri ile özellikle küçük çocuklara israftan kaçınma kültürü aktarılmaya çalışılmaktadır. Hatta Mottainai Baasan sayesinde, 3R kuralı (Azalt, Yeniden Kullan, Geri Dönüştür) 4R’ye (Azalt, Yeniden Kullan, Geri Dönüştür ve Saygı Göster) dönüştürülmüştür. Böylelikle mottainai’ın ruhu, sadece israf etmemekle kalmayıp aynı zamanda dünyayı, onda yaşayan tüm canlı ve cansız varlıkları, kendini de düşünüp saygı göstermekle kavranabilir hâle getirilmiştir.

Mottainai Baasan (Mottainai Grandma) hikâye kitapları ve animeleri ile özellikle küçük çocuklara israftan kaçınma kültürü aktarılmaya çalışılmaktadır.

Birçok konuda olduğu gibi Japonya israf etme ya da etmeme noktasında da sınırlarda geziyor gibi görünüyor. Bir uçta kültürün derinliklerine işlenmiş israftan kaçınma, olanın kıymetini bilme, hiçbir şeyi boşa harcamama düşüncesi varken diğer tarafta aşırı plastik kullanımı ile dünya sıralamasının zirvesine oturma durumu söz konusu. Bu zıtlıklara rağmen mottainai ruhu Japonya’yı aşıp dünya çapında, özellikle çevreciler tarafından, benimsenmiş gözüküyor.

Kaynaklar Hiromichi Sakaba, ˝Mottainai as a Japanese Cultural Keyword: A Key Semantic Difference to the English Word Waste˝. 言語 文化共同研究プロジェクト. 61-70,2021 Y. Sato, ˝Mottainai: a Japanese sense of anima mundi˝. Journal of Analytical Psychology, 62(1), 147-154, 2017. tofugu.com/もったいない- The Japanese Virtue of Guilt-Tripping Over Wastefulness