UNESCO listesine girmiş bir şehir: Harar

HABER MASASI
Abone Ol

Bir dönem Osmanlı hâkimiyetinde bulunan, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla ülkeyi ziyarete gelenlerin en çok uğradığı kentler arasında yer alan Etiyopya'nın Harar şehri, bu özelliğiyle 2006'da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Günümüzde bir turizm ve tarım kenti olan Harar, barındırdığı kendine has öğelerle dikkat çekiyor.

Bir dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun hâkimiyetinde kalan Etiyopya'nın turizm ve tarım kenti Harar, lezzetli kahveleri, evcil hayvanlar gibi beslenen sırtlanları ve dargınların barıştırıldığı asırlık dar sokaklarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Başkent Addis Ababa'nın 500 kilometre doğusunda bulunan ve Jugol bölgesinin sahip olduğu doğal güzellikleriyle 2006'dan bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alanHarar, aynı zamanda kahvesinin kalitesiyle de adından söz ettiriyor. Bölgenin yüksek kesimlerinde yetiştirilen kahve çekirdekleri dünyanın birçok ülkesine ihraç ediliyor.

  • Eski şehir merkezinde hâlen 100'e yakın cami ve evliya türbesi bulundurması sebebiyle Harar şehri, "İslâm'ın dördüncü kutsal şehri" olarak da adlandırılıyor.

Kentte, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı tarafından restore edilen ve Türkiye Maarif Vakfınca kullanılan Osmanlı konsolosluk binası da yer alıyor. Binanın dış duvarlarında, Ayasofya-i Kebir Camii-i Şerîfi ile İstanbul'un yağlı boyayla yapılmış resmi yer alıyor.

  • "Yaşayan şehir" olarak da anılan, İslâm'ın beş şartını temsil eden beş kapının etrafında kurulan şehrin Jugol bölgesinde beyaz boyalı 400'e yakın dar sokak bulunuyor.

Her biri tarihî özelliğiyle ön plana çıkan sokakların duvarlarında Harar kültürüne ait motifler yer alıyor. Adeta açık hava fotoğraf platosunu andıran sokaklarda dolaşan ziyaretçiler, bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor.

Kentte en çok ilgi gören mekânlar arasında, 1897'ye kadar bölgenin en büyük camilerinden biri olan ancak daha sonra kiliseye çevrilenMedhane Alem Kilisesi yer alıyor.

Harar şehir merkezinde dargınları barıştırmak için ancak tek kişinin geçebileceği büyüklükteki "Barış Sokağı" dikkati çekiyor. Yakınlarının telkiniyle sokağın her iki ucundan birbirlerine doğru hareket eden küsler, helalleşip dargınlıklarına son veriyor.

Sokak, yörede küslüklerin sona erdirilmesi için kullanılırken, turistlerin de en çok görmek istediği mekânların başında geliyor.

  • Kentte uzun yıllardan bu yana sırtlanlar da evcil hayvanlar gibi besleniyor.

Akşam karanlığında şehir merkezine inen sırtlanlara yöre halkı tarafından amfi tiyatro alanında et veriliyor. Sırtlanları görmek isteyenler ise belli bir ücret karşılığında hatıra fotoğrafı çektiriyor.

Türk dizilerine hayranlık duyan yöre halkı, birçok dizinin tekrar bölümlerini televizyon kanalları ve internet sitelerinden izliyor. Bu sayede birçok kişi Türkçe öğrenirken bazıları da Maarif Vakfı'nın kurslarına giderek Türkçesini geliştiriyor. Kente Türkiye'den gelenlere ayrı bir ilgi gösteren Harar halkı, kısa bir dönem hâkimiyetinde kaldıkları Osmanlı ve Türkiye'ye sevgisini her fırsatta dile getiriyor.

Türkiye Diyanet Vakfı'nın (TDV) vekaletle kurban organizasyonu kapsamında Türkiye'den gelen gönüllüleri sokakta durdurup sarılan 70 yaşındaki Abdulkadir Mustafa sevgisini, "Türkiye, Müslümanların annesi babası olan bir ülke. Türkiye, emirlikten önce, Osmanlı döneminde buradaydı. Türkiye bizim kardeşimiz, atalarımız. Türkiye'nin buraya gelmesini ve bize yardım etmesini gönülden istiyoruz." ifadesini kullanıyor.

Geleneksel Harar Kültürevi'nde ise bölgeyi ziyarete gelenlere kentin geleneksel ürünleri tanıtılıyor.

Burada konaklamak isteyenlere geleneksel Harar evinin bir odası kiralanıyor, yöresel kıyafet ile mutfak ve süs eşyalarının satışı yapılıyor.