Susuz kalmış bir Safevî: Hâcû Köprüsü
İran’ın tarihî şehirlerinden İsfahan’da, Zayende Nehri üzerindeki tarihî köprülerden biri olan Hâcû Köprüsü, Safevî tahtının yedinci hükümdarı II. Abbas tarafından 1650 tarihinde, Timurlular döneminden kalan bir köprünün temelleri üstüne imar edilmiş.
- Yapıldığı dönemde dünyanın en güzel köprüleri arasında yer alan Hâcû Köprüsü, 23 kemer üstüne kurulan 133 metre uzunluğunda ve 12 metre genişliğindedir.
Kemer ayaklarında kullanılan 2 metreden uzun taşlar, köprüyü sağlam bir temele oturturken ayakların üstüne yapılan kubbe tarzı kemer ise estetik bir bütünlük oluşturuyor.
Köprü sadece geçişler için değil aynı zamanda bent görevi yapacak şekilde imar edilmiş. Alt kısımdaki kapaklar kapatıldığında köprünün hemen arkasındaki bölge su ile doluyor.
Eski dönemlerde seviyesi yükselen bu suyla çevredeki bağ ve bahçelerin sulandığı belirtiliyor.
- Hâcû Köprüsü’nü, hemen yakınındaki diğer tarihî köprülerden ayıran en belirgin özellik ise ortasında dışa çıkıntılı köşk benzeri yapı bulunması.
Köprünün her iki tarafında da bulunan ve her biri 180 derece görüş açısı oluşturan bu alanlar ilk günlerindeki gibi duruyor. İran şahlarının oturup manzarayı izlediği bu alanın içinde o dönemden kalan taş bir koltuk kalıntısı da bulunuyor.
Gürül gürül akan Zayende Nehri’den geçişi kolaylaştırmak için 1650 yılında imar edilen Hâcû Köprüsü şimdilerde bir mesire alanını anımsatıyor.
Nehir etrafındaki park, yürüyüş ve bisiklet yolları ziyaretçilerin dinlenme, çay içme ve piknik yapma alanı görevini görüyor.
Akşamın yaklaşmasıyla etrafı kalabalıklaşan köprünün yakınında oturabilmek için yer bulmak ise neredeyse imkânsız oluyor.
Uygun yere sergilerini serip piknik yapan aile ya da dost grupları, sürekli çay servisi yapan çaycılar, müzik yapan gençler ortamı renklendiriyor.
Nehir kenarında yer bulamayanlar ise kemerlerin ortasında buldukları yerlere oturuyor. Gün batımının harika görüntüsünün hemen ardından açılan köprü aydınlatmaları ise tarihî yapıya ayrı bir güzellik katıyor.
- Son yıllarda yaşanan kuraklık, yapılan barajlar ve nehrin suyunun bir kısmının içme suyu olarak başka eyaletlere taşınması gibi nedenlerle Zayende Nehri’nin eski canlılığı kalmamış durumda.
Yılda iki defa kapakları açılan barajlardan akan su ise çoğunlukla sulamada kullanıldığı için nehir kısa süreliğine de olsa bir dere misali akıyor.
Uzun süre sudan mahrum kalması nedeniyle köprü kemerlerinde sıkıntılar baş göstermiş. Yer yer çatlamaların görüldüğü köprü için gerekli önlemlerin alınmaması uzun vadede köprünün geleceğini tehlikeye atacağa benziyor.
Barajların açılması ile nehrin suya kavuştuğu dönemler, İsfahanlılar için bayram gibi oluyor. Bu dönemde ziyaretçi sayısında ciddi artış gözlemlenirken köprü üstünde canlı müzik yapan gençlerin coşkusu da bir o kadar artıyor.