Serbest bırakılan esirlerin gerçekleri anlatmasını istemeyen İsrail, esirleri artık basın önüne çıkarmıyor

HABER MASASI
Abone Ol

23 Ekim'de serbest kalan İsrailli yaşlı kadın esirin açıklamalarının "Hamas'ı övmesinden" rahatsız olan ve hastane sözcüsü görevden alan Tel Aviv yönetimi, son dönemde Gazze Şeridi'nden serbest bırakılan esirlerin hastaneye nakledilmesi ve aileleriyle buluşmasına ilişkin görüntüleri resmî kanallarından paylaşıyor.

Hamas ve İsrail arasında varılan mutabakata göre, abluka altındaki Gazze Şeridi'nden serbest bırakılan 40 İsrailli esir, Tel Aviv yönetimi tarafından hastanelerde "basından uzakta" karantinaya alındı.

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün "insanî ara" verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00'de uygulamaya girdi. Katar, dün, Hamas ile İsrail arasında yürütülen arabuluculuk çalışmaları sonucunda insanî aranın 2 gün daha uzatıldığını duyurdu.

Uzlaşıya göre, Hamas'ın elindeki 50 İsrailli esire karşılık İsrail hapishanelerindeki 150 Filistinli serbest bırakıldı. Serbest kalan esirler, her iki taraftan kadın ve çocuklardan oluşuyor.

Son gelişmelerle birlikte Gazze Şeridi’nde insanî aranın başlamasından bu yana Hamas tarafından 4 grup halinde 50 İsrailli ile en az 19 yabancı uyruklu esir serbest bırakılmış oldu.

  • Hamas ile İsrail arasında varılan mutabakat kapsamında son 4 günde Gazze Şeridi'nden biri erkek, diğerleri kadın ve çocuk 51 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de 150 Filistinli kadın ve çocuk esir serbest kalmış oldu.

İsrail, mutabakat kapsamında Gazze'den gelen esirleri, ülkedeki farklı hastanelerde karantinaya aldı. Esirler, yakınları ve sevdikleriyle sadece hastanelerde görüşebildi.

Son dönemde Gazze'den çıkan hiçbir esir, ne İsrail ne de uluslararası basına konuştu.

İsrailli esirlerin serbest kalırken kameralara gülümsediği ve Kassam Tugayları'na el sallayarak vedalaştığı pek çok görüntü, sosyal medya platformlarından sansürlenerek kaldırılıyor.

İsrail, Gazze Şeridi'nden serbest bırakılan esirlerin hastaneye nakledilmesi ve aileleriyle buluşmasına ilişkin görüntüleri sadece resmî kanallarından paylaşıyor.

Buna karşın İsrail'in esir takası kapsamında hapishanelerden serbest bıraktığı Filistinli kadın ve çocuklar, demir parmaklıklar arkasında gördükleri "baskı, sözlü, fiziksel, psikolojik şiddet ve aşağılanmayı" uzatılan mikrofonlardan dünyaya duyurmaya çalıştı.

"Serbest bırakılmamız şehitlerimizin kanıyla oldu"
Mecra

Batı Şeria'nın Cenin kentine bağlı Kabatiye beldesinde 3 ay önce tutuklanan ve hakkında 6 ay ''idari tutukluluk'' kararı verilen Nezzal, esir takası mutabakatı kapsamında serbest bırakılınca İsrail hapishanelerindeki durumun ne kadar acımasızca olduğunu bir kez daha gösterdi: ''Hapishanede darp sonucu bilincini kaybedenler oldu. Bir esir vardı, darp nedeniyle bilincini kaybettikten sonra koğuştan çıkardılar belki de ölmüştür diye düşünüyorum, hakkında bir şey öğrenemedik. İşgal güçleri bize vahşice saldırdı. Bazılarını bilincini kaybedene dek dövdüler, bazıları işkencenin şiddetinden ağlıyordu.''

"Tünellerdeki kendi koşullarının aynısını bize de sağladılar"

İsrail'in esirleri basın ve kamuoyundan uzak tutma konusunda aldığı önlemin, daha önce serbest bırakılan Yochaved Lifshitz'in Gazze'den ayrıldıktan sonra İsrail'in yansıttığı resmi bozması ve Hamas tarafından gördüğü iyi muameleyi anlatmasından kaynaklandığı değerlendiriliyor.

Kassam Tugayları, 23 Ekim'de Mısır ve Katar'ın arabuluculuğunda, elindeki İsrailli esirlerden 2 yaşlı kadın Yochaved Lifshitz ve Nurit Yitzhak’ı "insanî ve sağlık gerekçeleriyle" ve "tek taraflı" serbest bırakmıştı.

Hamas’ın serbest bıraktığı 85 yaşındaki İsrailli kadın esir Lifschitz'in Kassam Tugayları mensuplarından ayrılırken dönüp el sıkıştığı ve İbranice ''Şalom'' (Barış) dediği ifadeler, kameralara yansımıştı.

Gazze'den ayrıldıktan bir gün sonra canlı yayınlanan basın toplantısında Lifshitz, "(Kassam Tugayları) Kur'ân'a inanan insanlar olduklarını ve bize zarar vermeyeceklerini söylediler. Tünellerdeki kendi koşullarının aynısını bize de sağladılar." ifadelerini kullanmıştı.

  • "Haklarını teslim etmem lazım. Her ihtiyacımızla ilgilendiler, çok naziklerdi. Hijyenden ve yemek yediğimizden emin oldular. Kendi yedikleri yemeklerin aynısını bize de yedirdiler. Krem peynirli pideler, eritilmiş peynir, salatalık... Gün aşırı nasıl olduğumuzu görmek için gelen doktorumuz vardı. Sağlık görevlisi bizimle devamlı ilgilenip ilaçlarımızı ihmal etmiyordu. Bize çok iyi davrandılar. Tüm ayrıntılarla onlar ilgilendi. Her şeyimizin eksiksiz ve tuvaletlerin de temiz olduğundan emin oldular. Tuvaletleri biz değil onlar temizliyorlardı. Biz hastalanmayalım diye de Lysol ile dezenfekte ettiler, salgından korkuyorlardı. Bu, tüm gün yetecek bir yemekti."

Lifshitz, Gazze'de yaşadığı esarete ilişkin, "Önce 25 kişinin toplandığı büyük bir salona vardık ve birkaç saat sonra insanları ayırıp ayrı bir odaya koydular. Bize bağlı bir doktor vardı ve birkaç günde bir neler olup bittiğini görmeye geliyordu. Doktor mutlaka ilaç getiriyordu. Toplamda 5 kişiydik ve her birimizin başında bir koruma vardı. Davranışları iyiydi, bizimle tüm ayrıntılarıyla ilgilendiler." demişti.

Gazze cephesinde bunlar olurken, Batı Şeria’a serbest bırakılan Filistinliler için durum ne yazı ki çok acıydı. Serbest bırakılan Filistinli kadın esirlerden Attaf Ceradat (50), ''7 Ekim'den sonra kadın esirler tecrit altına alındı. Ben de vücudumda iz kalana kadar dövüldüm. Hakaretlere uğradık, yataksız, battaniyesiz bırakıldık.'' dedi.

Hamas'ı kötülemeyen rehinenin açıklamaları, hastane sözcüsünü işinden etti

İsrail devlet televizyonu KAN, konuyla ilgili haberinde "Lifshitz'in canlı yayında açıklama yapmasına izin vermenin hata olduğu” yorumuna yer verdi.

Ülkenin basketbol takımının medya sorumlusu Roy Cohen de sosyal medya hesabında, "Bu basın açıklamasının yapılmasına izin verilmesi eleştirilmeli." paylaşımında bulundu.

Öte yandan, Haaretz'in diplomasi muhabiri Amir Tibon, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu destekçilerinin Lifshitz'e "öfkeyle saldırdığını" belirtti.

  • Ancak tepkiler sadece açıklamalarla sınırlı kalmadı, yaşlı kadının basın toplantısı düzenlediği hastanenin medya yetkilisi de yaşananlardan nasibini aldı. Ichilov Hastanesi'nin Sözcüsü Avi Shoshan, söz konusu basın toplantısı nedeniyle 13 yıldır sürdürdüğü sözcülük görevinden alındı.

Son dönemde Gazze'den çıkan hiçbir esir, uluslararası basına konuşmadı. İsrail, Gazze'den gelen esirleri, ülkedeki farklı hastanelerde karantinaya alarak esirlerin yakınları ve sevdikleriyle sadece hastanelerde görüşmelerine izin veriyor.

"Düşündüğümüz gibi dehşet hikâyeleri yoktu"

İsrailli haber platformu Walla'nın haberine göre, cuma gecesi Gazze Şeridi'nden büyükanne, anne ve bir erkek çocuğun serbest bırakıldığı Munder ailesinin yakını, aileyi ziyaret ettikten sonra esirlerin anlattıklarını paylaştı.

  • Munder ailesinin üyesi, "(İsrailli esirler) Olumsuz bir durum yaşamadılar. İnsanca muamele gördüler. Düşündüğümüz gibi dehşet hikâyeleri yoktu." ifadesini kullandı.

İsrailli esirlerin Gazze Şeridi'ne götürülmek üzere motosiklete bindirildikten sonra şiddet görmediklerini belirten aile üyesi, İsrailli esirlerin kendilerine verilen radyo ve televizyondan haberleri takip ettiklerini söylediklerini aktardı.

Aynı şekilde, İsrail'in Kanal 13 televizyonunda konuşan bir yorumcu, İsrailli esirlerin bir arada tutulduğunu, bu sayede birbirlerine destek olduğunu, Hamas'ın kendilerine gerekli sağlık bakımı ve ilaçlarını sağladığını, radyodan İsrail'deki haberleri dinlediklerini, özetle

koşullarının iyi olduğunu, şiddet veya aşağılanmayla muamele görmediklerini

anlattıklarını paylaştı.

Kızıma kraliçe gibi davrandınız

Hamas'ın serbest bıraktığı Daniel isimli İsrailli esir, kızı Emilia'ya iyi davranan Kassam Tugayları'na serbest bırakılmadan önce mektup yazdı:

“Yarın yollarımız ayrılacak ama kızım Emilia’ya gösterdiğiniz sıcak tavrınız nedeniyle sizlere şükranlarımı sunuyorum. Onun anne babası gibiydiniz, her fırsatta onun arkadaşı oldunuz. Kızım, sizleri arkadaştan da öte hissettiğini dile getiriyor.

Size tekrar tekrar teşekkür etmek istiyorum, ona evdeki bir bakıcı gibi davrandınız. Yaramazlıklarına karşı sabrettiniz, ona tatlılar ve meyveler ikram ettiniz. Yokluğa rağmen elinizde ne varsa ona verdiniz. Çocuklar elbette ki esaret altında olmamalı ancak siz ve yolda karşılaştığımız diğer arkadaşlarınız sayesinde kızım kendini Gazze’nin kraliçesi olarak hissetti.

Karşılaştığımız herkes ona nezaket, şefkat ve sevgi ile muamele etti. Sonsuza kadar size minnettar olacağım çünkü çocuğum burada asla psikolojik bir travmaya maruz kalmadı. Altında bulunduğunuz zor şartlara ve ağır kayıplarınıza rağmen burada bize karşı gösterdiğiniz nazik tavrınızı herkese anlatacağım.

Keşke farklı şartlar altında iyi birer arkadaş olabilseydik. Hepinize sağlık ve esenlikler diliyorum. Aileniz ile sağlıklı ve mutlu birer hayat sürebilmeniz temennisi ile… Teşekkür ederim.

Daniel ve Emilia''

Hamas'ın serbest bıraktığı Daniel isimli İsrailli esirin kızı Emilia'ya iyi davranan Kassam Tugayları'na bıraktığı mektup ve İngilizce tercümesi.

Serbest bırakılan İsrailli rehinelerin yansımaları

Kassam Tugayları, dört gündür İsrailli esirleri Uluslararası Kızılhaç Örgütü yetkililerine teslim ederken görüntüleri yayınlıyor. Görüntülerde bazı esirlerin gülümseyerek, Kassam Tugayı savaşçılarına el salladığı görülüyor.

26 Ekim gece yarısı serbest bırakılan bacağından yaralanmış 21 yaşındaki Maya Regev'in Kassam Tugayı mensuplarından ayrılırken gülümseyerek el sallaması ve Arapça "şükran" diyerek, teşekkür etmesi de İsrail'de tepkiyle karşılandı.

Haaretz'de yayınlanan görüş yazısında Yael Freidson ve İdo Efrati, söz konusu görüntülerdeki sıcak anları ve buna gelen olumlu tepkileri, "Hamas'ı insanlığından dolayı alkışlamayın" şeklinde eleştirdi.