Savaş için gittiler, geri dönmediler

SAMİR BABAOĞLU
Abone Ol

Etkisini bugünlerde bile hissetiğimiz, Sovyetler Birliği'nin 1979 yılında başlayan Afganistan işgali sırasında Afgan mücahidlere esir düşen ve taraf değiştirerek İslâm'ı kabul eden Sovyet askerlerinin ilginç hikâyeleri.

Savaş için gittiler, geri dönmediler
Etkisini bugünlerde bile hissetiğimiz, Sovyetler Birliği'nin 1979 yılında başlayan Afganistan işgali sırasında Afgan mücahidlere esir düşen ve taraf değiştirerek İslâm'ı kabul eden Sovyet askerlerinin ilginç hikâyeleri...


15 Şubat 1989 günü Afganistan’daki Sovyetler Birliği ordusunun komutanı Boris Gramov Afganistan’la Özbekistan arasındaki Hayraton Köprüsü'nden SSCB askerlerinin son kalan birliklerinin çıkışı zamanı Rus televizyonu muhabirine şöyle diyordu: "Her şey bitti. Geride tek bir Sovyet askeri kalmadı."

Boris Gramov Hayraton köprüsünden Sovyetler Birliği sınırlarına geçtiğinde onu ve askerlerini karşılamak için büyük bir kalabalık organize edilmişti.

Sonradan Hayraton köprüsünün Afganistan tarafında bir çok Sovyet askerinin kaldığı itiraf edilmeye başladı. Aralık 1979-Şubat 1989 yılları arasında devam eden Afgan savaşına Sovyetler Birliği’nden 620 bin asker katıldı.

Bir başka ismi ''Dostluk Köprüsü'' olan 816 metre uzunluğundaki ''Hayraton'' Köprüsü, Sovyet birliklerinin Afganistan'a taşınması için 1981 yılında Amuderya Nehri'nin üzerine yapıldı.

Savaş sırasında Sovyetler Birliği 15 bin askerini kaybetti. Resmi rakamlara göre 417 asker kayıp olarak ilan edildi. Kayıp ilan edilen askerler hepsi Afgan birliklerine esir düşmüştü. Sovyet birliklerinin Afganistan’ı terk etmeye başlamasından sonra kayıp 417 askerin 130’u Afganlar tarafından serbest bırakıldı. Resmi rakamlara göre esirlikteki 100 asker Afganlar tarafından öldürülmüştü. Rusya’daki “Afganistan Gaziler Birliği” Afgan mücahid müfrezelerinde 64 Sovyet askeri personelinin Sovyet ordularına karşı savaştığını ilan etmişti. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) bünyesinde kurulan uluslararası askeri ilişkilerden sorumlu komite üyeleri Aleksandr Lavrentiyev ve Nikolay Bıstrov Afganistan’da kayıp Sovyet askerlerinin bulunması için bir girişimde bulundular.

1982'de esir düşen Nikolay Bıstrov, İslâmiyet'i kabul ettikten sonra Ahmed Şah Mesud'un korumalığını yaptı ve 1999'da Afganistan'daki ailesiyle beraber Rusya'ya döndü.

Kendisi de 12 yıl Afganistan’da esir kalan Nikolay Bıstrov ve Lavrentiyev’in girişimleri sonucu Afganistan’da 29 kişi bulundu ve bunlardan 22’i geri dönmeyi kabul ettiler. BDT bünyesinde kurulan komitenin açıkladığı rakama göre Afganistan’da 266 Sovyet askeri hâlâ kayıp. Batı medyası Afganistan’da esir düşen Sovyet askerlerinin sayısının çok daha fazla olduğunu ifade ediyor. Sivil toplum kuruluşlarının ve bazı uluslararası kuruluşların açıkladığı rakamlar Afganistan’da esir düşen Sovyet askerlerinin sayısının 417’den daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Karabağ Savaşı'nın Afgan mücahitleri
Mecra

Batılılar tarafından ''Hindikuş’un Napolyon’u'' olarak takdim edilen Ahmed Şah Mesud (soldan ikinci) Afgan savaşının en ünlü simalarından biriydi.

Sovyetler Birliği Aralık 1989 yılında "Afganistan'daki Sovyet Birliği Kuvvetlerinin Eski Askeri Personelinin Affı" adıyla bir af kararı çıkarsa da esir düşen Sovyet askerlerinin büyük bir kısmı geri dönmeyi reddetti, çünkü geride onları içinden çıkamayacakları bir hapis cezasından korkuyorlardı.

1991’de Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Afganistan'daki eski Sovyet askerlerinin bazıları vatanlarını görmek için ziyaretler gerçekleştirdiler.

Afgan mücahidler esir aldıkları Sovyet askerlerine İslâmiyet'i kabul ettikleri zaman özgürlüklerini geri veriyorlardı.

Rus basını yıllarca onlardan "Afgan savaşının hainleri" olarak bahsetti. 2014’de Rusya ile Ukrayna arasında patlak veren savaş sonrası ise Rus medyası daha çok Afganistan’da esir düşen Ukrayna kökenli “hainler”den bahsetmeye başladı. Konunun gündeme gelmesinden sonra bir çok Rus ve yabancı medya temsilcileri Afganistan’da Sovyet esirlerini bularak onlarla röportajlar gerçekleştirdi. Bazı televizyon kanalları eski esirlerin kendi vatanlarına ve akrabalarının da Afganistan’a ziyaretlerini organize ederek 20-30 yıllık hasretlerin giderilmesine yardımcı oldular.

Bir şairin gözünden Afganistan Savaşı
Mecra

Uluslararası Af Örgütü’nün girişimleri ile Sovyet esirlerine Pakistan üzerinden ülkelerini ziyaret etmek için vize kolaylığı sağlansa da bu kolaylıktan çok fazla istifa edilmediği görüldü.

Afganlara esir düşen yerel kıyafetler giydirilmiş iki Sovyet pilotu.

Afganlara esir düşen Sovyet askerlerinin kaderi hepsi aynı olmadı tabi. İslâmiyet'i kabul etmeleri karşılığında Afgan mücahidler tarafından serbest bırakılan Sovyet esirleri evlenerek çoluk çocuğa karıştılar. Kendilerine meslekler edinen veya eski mesleklerini devam ettiren bu insanların bazıları benimsedikleri hayatta mutlu olsalar da, bazıları da ten renginden dolayı bir takım sıkıntılar yaşamaya devam ettiler. Afgan savaşında esir düşen Sovyet askerlerinin hikâyeleri bir birinden ilginç.

Yuri Stepanov- Mahibulla

Yuri Stepanov 1988’de Afganlara esir düştüğünde 18 yaşındaydı. Başkurdistan doğumlu Yuri, İslâmiyet'i kabul etti ve Afganlar tarafından 1990’da serbest bırakıldı. 1994’de ülkesine döndü ama uyum sağlayamayıp tekrar Afganistan’a geri geldi. 1994’de Afganistan’da Gülalay isimli bir kızla evlendi ve bir yıl sonra bir oğlu oldu. Asıl mesleği elektrikçilik olan Yuri Afganistan’da pilleri şarj ederek geçimini sağlıyordu.

Yuri Stepanov eşi ve iki oğluyla birlikte Başkurdistan'da Priyetovo köyünde yaşıyor.

2006 yılında eşi ve çocuğu ile birlikte Başkurdistan’a kesin dönüş yaptı. Geri döndüğünde ailesi ve akrabaları onun için kutlama yemeği hazırladığında gençken çok sevdiği Votka da yemek masasına konulmuştu. Alkollü içkilerin masan kaldırılmasını rica etti. Yuri Afganistan’da yaşadığı evin yanında kendi yaptığı küçük hidroelektrik santralini bırakıp geldiği için üzülüyordu ama ailesine kavuşmanın sevinci onun için daha önemliydi.

Sergey Krasnoperov- Nur Muhammed

Sergey Krasnoperov 1965 yılında Rusya’nın Kurgan şehrinde doğdu. 1984’de savaş devam ederken ordu mallarını Afganlara satmakla suçlandı. Söylentilere göre Sergey çok sayıda makineli tüfek ve topçu parçalarını Afganlara satıyordu.

Sergey Krasnoperov hiç bir zaman ülkesine geri dönmeyi düşünmedi.

Üstleri tarafından bu “ticaret” duyulunca Sergey saf değiştirerek Afganların yanına geçti ve kısa zamanda Afgan direnişinin sembol isimlerinden General Raşid Dostum’un kişisel korumalarından birisi oldu.

Sergey Krasnoperov'un Afganistan'lı eşinden 6 çocuğu var.

İslâmiyet'i kabul eden Sergey, Nur Muhammed ismini aldı ve 1994’de ülkesine geri dönüş için yapılan çağrıları geri çevirdi. Şuanda 53 yaşında olan Sergey Afganistanlı bir kadınla evli olan 6 çocuğu var. Afganistan’da Gor şehrine bağlı Çagçaran bölgesinde yaşayan Sergey enerji bakanlığının yerel bir biriminde araba tamircisi olarak çalışıyor.

Gennadi Tsevma- Nekmuhammed

1965 yılında Ukrayna’nın şuanda en karışık bölgelerinden olan Donetsk’de doğan Gennadi 1983 yılında Afgan birliklerine esir düştü. Kendisi bu esir düşme anını şöyle anlatıyor: aptalca bir şans, gezerken bir Afgan köyüne girmişim, orada beni esir aldılar. Gennadi’ye ölümle İslâm arasında bir seçim teklif edilmiş. O da yaşamayı seçmiş.

Aynı şehirlerde yaşayan Gennadi Tsevma (solda) ve Aleksandr Levenets arkadaşlıklarını devam ettiriyorlar.

Anlattıklarına göre Afgan birliklerinde olduğu sırada zorlanmasına rağmen hiç Sovyet askerlerine ateş açmamış. Lakin 2 sene önce Donetsk’de aile evine ziyarete giderken eski arkadaşları onun uzattığı elini sıkmayarak hain olduğu söylediler. 2014’de bir Rus televizyon kanalı Gennadi’nin kardeşi Sergey’i Afganistan’a götürdü ve 31 yıl sonra iki kardeş bir araya gelerek hasret giderdiler.

Gennadi Tsevma 30 yıl aradan sonra ülkesini ziyaret etti
Gennadi Tsevma Donetsk'deki köyüne giderken 1994'de vefat eden anne ve babasının mezarlarını da ziyaret etti.


2 yıl sonra başka bir televizyon kanalı Gennadi’yi Kunduz’daki evinden alarak vatanına ziyarete götürdü. 2016’daki bu ziyaret öncesi Gennadi’nin Kunduz’daki eşi ve 3 çocuğu babalarının bir daha geri dönmeyeceğini düşündükleri için ağlıyorlardı. Gennadi Donetsk'de tüm akrabalarını ziyaret ettikten sonra tekrar Kunduz’daki evine geri döndü.

Nikolay Vyrodov- Nasratulla Muhamedulla

1960 yılında Harkiv’de doğan Nikolay Vyrodov 1981 yılında gönüllü olarak Afganistan savaşına katıldı. Askeri akademi mezunu Nikolay 3 ay sonra gönüllü olarak birliğini terk ederek Afgan mücahidlere katıldı. Nikolay, Kaligai köyünde Sovyet askerlerinin 70 Afgan sivili acımasızca katletmesine şahit olduktan sonra Afganların tarafına geçmeye karar vermiş.

  • İslâmiyet’i kabul eden Nikolay savaş boyunca çeşitli saha komutanlarıyla birlikte Sovyet birliklerine karşı savaştı.

Nikolay Vyrodov, Sovyetleri'n günahsız Afgan sivilleri öldürmesine şahit olduktan sonra Afgan mücahidlerine katılmaya karar vermiş.

Savaş sırasında askeri ve teknik becerileriyle dikkatleri üstüne çeken Nikolay, Afganistan’ın eski başbakanı Gulbeddin Hikmetyar’ın da dikkatini çekti. Bir süre Hikmetyar’ın birliğinde koruma olarak çalışan Nikolay Afganistan hükumeti tarafından ömür boyu emeklilik maaşı almayı hakketti. 1996 yılında doğduğu Harkiv’e gelen Nikolay, burada tutunamayarak tekrar Afganistan’a geri döndü. Nikolay şu anda Bağlan vilayetinde polis memuru olarak çalışıyor.

Aleksandr Levenets - Ahmad Aleksandr

Ukrayna’nın Lugansk bölgesinde doğan Aleksandr Levenets birliğini 1984’de terk ederek Afgan mücahidlere katıldı. Birliğini terk ettiği zaman yanında arkadaşı Valeri Kuskov da vardı. Sovyetlerin resmi ifadesine göre Aleksandr ordu deposundan bazı malzemeleri Afganlara satıyordu.

Taksi şoförü olarak çalışan Aleksandr Levenetes, Afganistan'daki hayatından memnun.

Aleksandr İslâmiyet'i kendi isteğiyle kabul ederek savaşın bitimine kadar Sovyet birliklerine karşı savaşmış. Arkadaşı Valeri Kuskov ise çatışmada vefat etmiş. Şuanda taksi şoförü olarak çalışan Aleksandr hayatından memnun ve geri dönmeyi hiç düşünmemiş.

  • Birkaç yıl önce kendisinden röportaj alan Rus televizyoncuya “evim, arabam ve iyi bir ailem var, daha ne isteyebilirim ki” diye cevap veriyor.

Rusya ve Ukrayna doğumlu Sovyet askerleriyle birlikte bazı Özbek ve Tacik kökenli askerler de Afgan mücahidlerine esir düşmüşler. Ruslara göre Özbek ve Taciklerin Afganistan’a uyum süreci daha kolay olmuş, çünkü en azından din, dil ve görüntü olarak bir avantaja sahiplerdi. Her ne kadar geleneksel Afgan kıyafetleri giyip, yerel dilleri konuşuyor olsalar da, mavi gözlü, sarı tenli Rus ve Ukraynalılar Afganların onlara alışamadıklarından bahsediyorlar.