Nebi Samuel: Sessizliğin içindeki çığlık

İBRAHİM FURKAN ÖZDEMİR
Abone Ol

Nebi Samuel köyü, her başına ayakta durmaya çalışan bir Filistin varlığı olarak, Müslümanların ilgisini ve ziyaretlerini beklemeye devam ediyor. Sessizliğin içindeki bir çığlık gibi...

Nebi Samuel köyü, Kudüs’ün kuzeybatısında deniz seviyesinden 890 metre yükseklikte, Behce Dağı üzerinde bulunmaktadır. Su pınarlarının olması ve Akdeniz’i görecek kadar yüksek stratejik konumu nedeniyle, Kudüs’ü elinde bulunduran devletler tarih boyunca bu bölgeye ehemmiyet göstermişlerdir. Romalılar döneminde buraya kale inşa edilmiş, Emevî halifelerinden Abdülmelik Bin Mervân’ın emriyle, Samuel Peygamber'e (Hz. Davud’dan hemen önce yaşadığı düşünülmektedir) ait olduğu düşünülen kabrin etrafı düzenlenmiştir.

  • Haçlılar döneminde, yapı kilise olarak kullanılmış, Salahaddîn Eyyûbî döneminde ise mescit inşa edilmiştir. Memlûkler tarafından da minareler eklenmiştir.

Nebi Samuel'de gün batımı...

Eski dönemlerde, Filistinliler, tıpkı tarihî Nebî Musa Şenlikleri’nde olduğu gibi, burada da her yılın nisan ayında Nebî Samuel Şenlikleri düzenlerdi. İngiliz Mandası ve sonrasında İsrail işgali döneminde bu şenlikler artık düzenlenmez hale gelmiştir.

Yok olmaya direnen Filistin gelenekleri
Mecra

Nebi Samuel köyü, yakın tarihteki savaşlar sırasında stratejik konumu nedeniyle kanlı çarpışmalara sahne olmuştur. 1917’de Osmanlı ordusu İngilizlere karşı çok ciddi mukavemet göstererek şehitler vermiştir. 1948 yılında da keza Ürdün askerleri, burada Siyonistlere karşı savaşmıştır. Mescidin hemen yan tarafında, Ürdünlü askerlerin kabirleri bugün de mevcuttur.

Nebi Samuel Mescidi, stratejik bir konumda yer almaktadır.

Caminin hemen yanında, Ürdünlü askerlere ait kabirler...

1950’de Filistin’in ileri gelenlerinden Şeyh Muhammed Halil, Yahudilerin baskınlarını engellemek için, mescidi İslâm vakfı bünyesine dâhil etti. 1971’de ise, mescidin etrafındaki evler İsrail işgal güçleri tarafından yıkıldı. Köylüler, mescitten uzak yerlere ev yapsalar da, bir kısmı başka bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır.

Nebi Samuel’in kabrinin, mescidin altındaki mağarada bulunduğuna inanılır. Orası, bugün sinagog olarak kullanılmaktadır. El Halil şehrindeki Halilurrahman Camii’nde olduğu gibi, burada da bina mescit ve sinagog olarak ikiye bölünmüştür. Daha önce Müslüman hanımların namaz kıldığı bölüm, bugün ibadet ve ayinler için Yahudilere tahsis edilmiş durumdadır. Yahudilerin hiç boş bırakmadığı mescit, 5 vakit ibadete açık olmasına rağmen, maalesef şu anda Müslümanların burayı ziyareti oldukça nadirdir. Ezan okunmasına izin verilse de, sesin hoparlörle çevreye yayılması yasaklanmıştır. Mescidin imamlığını Şeyh Hüseyin Zâhir yapmaktadır.

El Halil'de ilk yerleşimciler
Mecra

Nebi Samuel'in kabrinin üzerindeki sanduka.

İsrail, 2000 yılında mescidi ve köyü “millî park” statüsüne alarak, köyde yaşayan Filistinlileri bölgeden ayrılmaya zorlamıştır. Bugün 250 kişinin yaşadığı köyde yeni evler yapılmasına ve mevcutların onarımına İsrail tarafından müsaade edilmemektedir.

Nebi Samuel köyünde yaşayan Filistinliler, Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler gibi Filistin kimlik kartlarına sahiptir. Fakat İsrail sistemi içerisinde resmi olarak "İsrail topraklarında" yaşıyor olmalarına rağmen, Kudüs ve Yafa gibi şehirlere girmeleri yasaktır. Ne “48 Arapları” gibi İsrail pasaportları vardır, ne de Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinlilerde bulunan “Doğu Kudüs kimlik kartları”…

Dünyada eşi ve benzeri görülmemiş bir durumda, ince bir çizgide yaşamlarını sürdürmektedirler.

Gün batımından hemen sonra, Nebi Samuel'den Kudüs manzarası...

Filistinliler, yeni ev inşa edemedikleri için Batı Şeria’ya, yani duvarın diğer tarafına taşınmak durumunda kalmışlardır. Köyün gençleri evlenmeye niyet ettiklerinde, evlendikleri kişi köye gelemediği için bir seçim yapmaları gerekmektir. Ya evlenip köylerini terk edecekler, ya da evlenmeyeceklerdir. Nüfusun artması ve iki odalı eski evlerde yaşayamamaları nedeniyle yavaş yavaş köyün nüfusu azalmaktadır. İsrail, kontrollü ve bilinçli bir tehcir politikası yürütmektedir.

İşgalden hemen sonra
Mecra

Cami ve çevresini milli park ilân eden İsrail, Filistinli halkı bölgeden göç ettirmiştir.

Köyde herhangi bir sağlık ocağının bulunmaması, Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı belki de en büyük zorluk. Sağlık sorunu yaşayan Filistinlilerin, Ramallah’a gitmeleri gerekmektedir. Aynı şekilde, köydeki tek odalı ilkokulun öğretmenleri ve bazı öğrencileri de, okulun kapanmaması için, her gün Ramallah’tan Nebi Samuel’e gidip gelmektedir. İsrail askerlerinin bu geçişler sırasında çıkardığı keyfi zorluklar sonucu, bazen kapıda saatler süren bekleyişler yaşanmaktadır.

Nebi Samuel köyü, her başına ayakta durmaya çalışan bir Filistin varlığı olarak, Müslümanların ilgisini ve ziyaretlerini beklemeye devam ediyor. Sessizliğin içindeki bir çığlık gibi…

(Fotoğraflar: İbrahim Furkan Özdemir)