Mahzun El Halil'de bir bayram günü

İBRAHİM FURKAN ÖZDEMİR
Abone Ol

Filistin’in El Halil şehrinde bulunan Halilurrahman Külliyesi, İslâm tarihinin en kıymetli hatıralarından bir kısmını içinde barındırır. Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakub ve eşlerinin kabirleri burada yer alır. Külliye bünyesinde, bir de Hz. Yusuf’a nispet edilen makam vardır. Külliyenin bulunduğu şehre El Halil denmesinin nedeni, Kur’an’da (Nisâ.125) Hz. İbrahim’in “halîl” yani “Allah’ın dostu” unvanıyla anılmasıdır.

Hz. İbrahim'in kabri üzerindeki sanduka. Kabrin bir penceresi, caminin sinagoga dönüştürülen kısmına bakmaktadır.

Hz. İbrahim'in eşi Hz. Sare'nin kabri. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)

El Halil’in de dâhil olduğu Batı Şeria bölgesi, 1967’de İsrail tarafından işgal edilmişti. İşgalin hemen ardından, Siyonist yerleşimciler şehrin çeşitli noktalarına konuşlanmaya başladılar. İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim birimleri inşa etme politikasının direkt bir sonucu olarak, Halilurrahman Camii ve Külliyesi çevresinde de çok sayıda Yahudi yaşamaya başladı. Şehri terörize ederek ve sakinlerinin huzurunu kaçırarak kendilerine alan açan bu yerleşimciler, 1990’ların başına kadar El Halil’de huzursuzluk kaynağı olmayı sürdürdü.

Halilurrahman Camii'nin Müslümanların ibadetine ayrılan kısmında, Hz. İshak ve eşi Hz. Refika'nın kabirleri.

Büyük felâket ise, 25 Şubat 1994 günü, sabahın erken saatlerinde yaşandı. ABD’nin New York kentinden gelerek El Halil’e yerleşen Baruch Goldstein isimli bir Siyonist, elindeki otomatik silahla sabah namazı sırasında Halilurrahman Külliyesi’ne baskın düzenledi. Sabah namazını kılmakta olan cemaatin üzerine ateş açan Goldstein, aralarında çocukların da bulunduğu 29 Filistinliyi katletti. Camide çıkan karmaşada, saldırganın kendisi de cemaat tarafından linç edilerek öldürüldü.

New York'tan gelerek El Halil'e yerleşen Baruch Goldstein, yakın tarihin en korkunç terör eylemlerinden birine imza attı.

Bu korkunç olayın ardından, İsrail yönetimi El Halil şehrini ve Halilurrahman Külliyesi’ni altı ay boyunca giriş çıkışlara kapattı. Bu sürenin sonunda, “şehrin böylesine ağır bir travmayı bir daha yaşaması adına” külliyenin Müslümanlarla Yahudiler arasında ikiye bölünmesine karar verildi. Böylece, bir Siyonist saldırganın kanlı eyleminin faturası Müslüman Filistinlilere çıkarılmış oldu.

Halilurrahman Külliyesi, 1994’ten bu yana Müslümanlarla Yahudiler arasında bölünmüş durumdadır. Caminin sinagoga çevrilen kısmında, Müslümanların yılda 10 gün ibadet etmesine izin verilmektedir: ramazan ayının her cuma günü, ramazan ve kurban bayramlarının ilk günü, Kadir Gecesi, Miraç Gecesi, Mevlid-i Nebî ve hicrî yılbaşı. Bunların dışında, Müslümanların caminin sinagog olarak kullanılan kısmına geçmesi yasaktır.

Halilurrahman Camii’nin Müslümanlara ayrılan kısmında Hz. İbrahim ve Hz. İshak ile, eşleri Hz. Sare ve Hz. Refika’nın kabirleri bulunur. Hz. Yakub ve eşi Hz. Lea’nın kabirleri ise sinagog tarafında kalmıştır. Buradaki kabirleri ziyaret, ancak izin verilen vakitlerde mümkündür.

Ramazan bayramını fırsat bilerek ziyaret ettiğimiz Halilurrahman Camii’nin sinagog kısmını, Mecra okurları için görüntüledik.

Caminin normalde sinagog olarak kullanılan iç avlusu. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)

Sinagog kısmında, kadınlarla erkeklerin bölümlerini ayıran ahşap paravan. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)

Hz. Yakub'un eşi Hz. Lea'nın kabri. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)

Hz. Yakub'un kabrinin üstündeki sanduka. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)

Camiden sinagoga geçiş kapısı, Müslümanlara yılda sadece 10 gün açılmaktadır. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)

Hz. Yusuf'a nispet edilen makamın girişi. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)

Caminin sinagoga çevrilen kısmında, Yahudilerin giriş-çıkışına tahsis edilen merdivenler. (Fotoğraf: İbrahim Furkan Özdemir)