Kara kıtanın beyaz insanları: "Albinoslar"
Malili Rokia Sinayogo: "Çocukken bazı arkadaşlarım benimle oynar, bazıları da oynamazdı. Benimle oynamak istemeyenlerin düşüncesi, kendilerine yaklaşırsam onların da beyaz olacağı korkusu idi. Beni oyuna almadıklarında kendimi farklı hissediyordum ancak kötü hissetmiyordum. 'Neden ben böyleyim, neden beni aralarına almıyorlar' diye düşünürdüm."
Dünyanın dört bir yanında farklı görünüşlerinden dolayı ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan albinoslar, Afrika kıtasında ise batıl inançlar nedeniyle kötü muamele ve ölüm tehdidine maruz kalıyor.
Albinizm, canlılara renk veren melanin pigmentinin üretimini kısmen veya tamamen engelleyen genetik değişimlerin sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Dünyanın dört bir tarafında albinos olarak dünyaya gelen milyonlarca kişi, çocukluktan itibaren birçok sorunla karşılaşırken Afrika'da bu kişiler ölüm tehditleri dahi alabiliyor.
- Batı Afrika ülkesi Mali'nin başkenti Bamako'nun Kulikoro bölgesinde yaşayan 36 yaşındaki albinos Rokia Sinayogo, zorlu hayat hikayesini anlattı.
Eşi ve 8 çocuğuyla tek odalı kiralık evde yaşayan Sinayogo, ten rengi beyaz olduğu için çok büyük sıkıntılar çektiklerini ve geçim sıkıntısı yaşadıklarını söyledi.
Anne ve babasının siyahi olduğunu belirten Sinayogo, 6 kardeş olduklarını; 2 kardeşinin kendisi gibi albinos, 3'ünün ise siyahi olduğunu anlattı.
"Siyahiler arasında beyaz olmaktan şikayetçi değilim. Allah bu şekilde olmamı istedi." diyen Sinayogo, şöyle devam etti:
"Çocukken bazı arkadaşlarım benimle oynar, bazıları da oynamazdı. Benimle oynamak istemeyenlerin düşüncesi, kendilerine yaklaşırsam onların da beyaz olacağı korkusu idi. Beni oyuna almadıklarında kendimi farklı hissediyordum ancak kötü hissetmiyordum. 'Neden ben böyleyim, neden beni aralarına almıyorlar' diye düşünürdüm. Şu anda da beyaz olmamdan dolayı her işte çalışamıyorum, rahat hareket edemiyorum, insanlar benden tiksiniyor."
Sinayogo, ilk eşi öldükten sonra ikinci evliliğini yaptığını, çamaşır yıkayarak geçimini sağlamaya çalıştığını ancak beyaz olduğu için bu işi de çok yapamadığını, eşinin ise boyacılık yaparak para kazanmaya çalıştığını anlattı.
Çocuklarının siyahi olduğunu belirten Sinayogo, kendisi albinos olduğu için çocuklarının dışlandığını; insanların kızlarıyla evlenirse doğacak çocukların da beyaz olmasından korktuklarını ifade etti.
Renginden dolayı yaşadığı yeri bırakıp gitmeyi düşünmediğini, gidecek durumunun da olmadığını söyleyen Sinayogo, "Burayı bırakıp başka bir yere gidecek gücüm yok. Nereye gideceğim? Kömür, odun satarak hayatımı kazanıyordum. Şu anda kömür, odun da satamıyorum. Kömür işi bitince yemek satmaya çalıştım ama o da olmadı. Benden tiksiniyorlar. Boyacı olan kocamla ufak tefek işler yaparak kendimizi geçindirmeye çalışıyoruz."
- Sinayogo, ayrım gözetmeksizin tüm insanların aynı olduğunu düşündüğünü dile getirerek "Albinos ya da değil, herkesi severim. Beyaz ya da siyahi Allah hepimizi o şekilde yaratmış. Albinoslarla yaşamanın diğerleriyle yaşamaktan farksız olduğunu düşünüyorum." dedi.
Rokia'nın eşi İbrtahim Kourouma, yaşadığı bölgedeki caminin boyasını yaparken Rokia'yı gördüğünü ve çok iyi bir insan olduğunu anlayınca sevdiğini ve evlendiklerini anlattı.
Evlendikten sonra büyük sıkıntılar yaşadığını belirten Kourouma, "Albinos bir kadınla evlendiğim için insanlar beni dışladı. Benden uzaklaştı. İş bulma oranım düştü." diye konuştu.
Kourouma, tüm zorluklara rağmen eşinden memnun olduğunu vurgulayarak "Benim de ona bir zararım olmadı. Onunla evlenmeye karar verdiğimde insanlar beni uyardı. Onları dinlemedim ve evlendim. Çünkü onu çok seviyordum." ifadelerini kullandı.