Hilal, haç ve heykellerin gölgesinde; Taşköprü

İBRAHİM REŞİD
Abone Ol

Osmanlı eserlerinin kültürel katliamlara maruz kaldığı Üsküp'te ayakta kalmayı başaran nadir eserlerden Vardar Nehri üzerindeki Taşköprü, tarih boyunca birçok savaşa, idama ve isyana şahitlik etti. Taşköprü bugünlerde karşısına dikilen Üsküp'ün her tarafından görülebilecek büyüklükteki 'Milenyum Haçı', çevresine dikilen heykeller ve yakınlarına inşa edilen heykellerle dolu iki yeni köprünün gölgesinde varlık mücadelesini sürdürüyor.

Türkçe'nin yetiştirdiği en büyük şairlerden biri olan Yahya Kemal, bugün Makedonya'nın başkentliğini yapan Üsküp şehri doğumluydu. Yahya Kemal, meşhur ''Kaybolan Şehir'' şiiriyle memleketi Üsküp'ü; Kosova Devleti ile Makedonya sınırları arasında uzanan Şar Sıradağlarında, Bursa'nın devamı olarak anmıştı. 521 yıl Osmanlı idaresinde kalan Üsküp, şüphesiz yalnız tabiatıyla değil sahip olduğu mimari eserler ve dört bir tarafında sıralanan Osmanlı kabirleri ile de Bursa gibi Müslüman bir Türk şehriydi.

Vodno tepesinin eteklerinde, Vardar'ın ikiye ayırdığı Üsküp şehri.

Yahya Kemal'in çocukluk hatıraları arasında kaybettiğini düşündüğü memleketi Üsküp, gelecek yıllarda üzerinde uygulanan kültürel katliamlar neticesinde, mimari ve kültürel dokusuyla beraber, gerçekten kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktı. Bu kültürel yıkıma ancak Üsküp'ün doğusundaki bazı Osmanlı eserleri ile Vardar Nehri üzerine Osmanlı Devleti tarafından kurulan Taşköprü direnebilecekti.

Arşivlere ve civardaki camilerin vakfiyelerine göre Taşköprü'nün inşasına, Balkanlar'da Varna ve 2. Kosova gibi çok önemli meydan savaşlarını kazanan Osmanlı Padişahı 2. Murad zamanında başlanıldı. Oğlu Fatih Sultan Mehmet döneminde köprü tamamlandı.

Tarihî Üsküp Çarşısı, şehirdeki Osmanlı izlerini görmek adına oldukça önemli.

Halk arasında Taşköprü olarak bilinen, resmî yazışmalarda ise Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ismiyle aktarılan yapı, ortasından Vardar Nehri geçmesi nedeniyle, iki ayrı parçaya bölünen Üsküp'ün, iç ulaşımı için inşa edildi. Köprü 210 metre uzunluğunda ve 6 metreye yakın genişlikteydi. 13 ayaklı ve 12 kemerli olarak kesme taş ve yer yer moloz taşla yaptırılan köprünün üzerine yapım ile ilgili kitabe ve Namazgah eklendi. Bundan sonra Taşköprü birçok savaşa, idama, isyana şahit olacaktı.

Taşköprü, yüzyıllardır savaşlara, depremlere, idamlara ve daha pek çok olaya şahitlik ediyor.

Osmanlı Devleti'nin 2.Viyana Kuşatmasında aldığı ağır yenilgiden sonra Balkanlar'da değişen baht ile beraber ilerlemeye geçen Avusturyalılar Üsküp'ü işgal etti. 1688 yılında şehir baştan sona yakıldı, Taşköprü'nün yarısı yıkıldı ve tarihî kitabesi kırıldı. Osmanlı Devleti daha sonra şehri yeniden aldı ve köprü tamir edildi. Dönem dönem tamiratlar geçiren köprü en son 1905 yılında Sultan Mehmet Reşad tarafından onarıldı. İsyanlar ve milliyetçi hareketlerle kaynayan Balkanlar'ı teskin etmek isteyen Mehmet Reşad, tamirattan 6 yıl sonra, içinde Kosova Eyaleti'nin başkenti olan Üsküp ziyaretinin de bulunduğu geniş bir Rumeli seyahatine çıkacaktı.

Üsküp'ü işgal eden Sırplar, tabelaları değiştiriyor.

Taşköprü, önce komitacı denilen isyancı Makedon eşkıyaların zararlı faaliyetlerine tanık oldu. 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında Üsküp, Sırplar tarafından işgal edildi. Köprü civarında yaşayan ve en kalabalık etnik grup olan Türklerden, yıldırma ve yıpratma hareketleri sonucunda Anadolu'ya toplu gruplar halinde göçler başladı. 1925 yılında köprünün batı taraf girişinin hemen sağında bulunan, minaresindeki yiv işlemelerden dolayı ''Burmalı'' şeklinde isimlendirilen, 386 yıllık Osmanlı camii, Sırplar tarafından yıktırıldı ve yerine orduevi yapıldı.

Burmalı Camii.

Üsküp 2.Dünya savaşında Mihver devletler tarafından işgal edildi ve Bulgarların yönetimine bırakıldı. Taşköprü, bu savaşta Naziler tarafından patlatılma tehlikesi atlattı. 1944 yılında Yugoslavya'ya bağlı olarak kurulan Makedon Sosyalist Cumhuriyeti, başkent olarak Üsküp'ü ilan etti. Balkan Savaşları'ndan itibaren sürekli bir değişim içinde olan şehir, sosyalist yönetimle beraber kültürel, mimari ve sosyal anlamda bambaşka bir çehreye büründü. Taşköprü'nün doğusunda bulunan eski Osmanlı pazarının civarında Türk ve Arnavut Müslüman nüfusun yoğunluğu arttı. Köprünün batı tarafında ise Ortodoks Hristiyan nüfus kaldı. 1963 yılında, 2000 civarında insanın öldüğü Makedonya Depremi'nde Üsküp'ün büyük kısmı ile beraber Taşköprü'de hasar aldı. Köprünün batı tarafında, eski Burmalı Cami civarında bulunan Halveti tarikatına bağlı tekke, sosyalist yönetim tarafından, deprem bahane edilerek yıkıldı.

Taşköprü'nün 20. yüzyıl başlarındaki halini gösteren bir kartpostal.

Hilal, haç ve heykellerin gölgesinde; Taşköprü
Osmanlı eserlerinin kültürel katliamlara maruz kaldığı Üsküp'te ayakta kalmayı başaran nadir eserlerden Vardar Nehri üzerindeki Taşköprü, tarih boyunca birçok savaşa, idama ve isyana şahitlik etti. Taşköprü bugünlerde karşısına dikilen Üsküp'ün her tarafından görülebilecek büyüklükteki 'Milenyum Haçı', çevresine dikilen heykeller ve yakınlarına inşa edilen heykellerle dolu iki yeni köprünün gölgesinde varlık mücadelesini sürdürüyor.




1991 yılında Makedonlar, yapılan referandum sonucu; Taşköprü'nün batısındaki meydanda okudukları bildirgeyle Yugoslavya'dan bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Makedon yönetimi 2000 yılında Taşköprü'de restorasyon başlattı. Yine aynı yıl Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yılı münasebetiyle, köprüden Hristiyan nüfusun yoğun olduğu batı tarafına yürünürken tam karşıda kalan Vodno tepesine, Üsküp'ün her tarafından görülebilecek büyüklükte "Milenyum Haçı" adı verilen bir metal haç dikildi. 2002'de köprünün restorasyonu devam ediyorken, bazı işçilerin dikkatsizliği ile köprü üzerindeki namazgahın mihrabı, Vardar sularına düştü ve parçalandı.

Parçalanan namazgah, özensiz biçimde onarıldıktan sonra yeniden köprünün üzerine yerleştirildi.

Makedonya'da yaşayan Müslümanların ve Türkiye'nin yoğun tepkisiyle restorasyon çalışmaları durdu. Makedonya yönetiminin seçimle milliyetçilerden, sosyalistlere geçmesiyle daha sonra restorasyon çalışmaları yeniden başladı. 2004 yılında Makedonya depreminin 40. yılı anısına köprü yeniden açıldı. Fakat köprüde Mihrap yerine konmamış, Osmanlı süsleme sanatına ait semboller kazınmış, köprü üzerinde bulunan taşlar değiştirilmişti.

2007'de baskılara dayanamayan Makedonya yönetimi Mihrabı daha önce Vardar'dan toplanan orijinal taşlarına bazı eklemeler yaparak özensiz bir şekilde yeniden yerine koydu. Bununla beraber mihrabın tam karşısına köprünün aslında olmayan, Osmanlı'ya 1689'da isyan eden Karpoş'un hatırasından bahseden bir metal levha eklendi. Makedon halk, Karpoş'un isyanı sonucunda Taşköprü üzerinde idam edildiğine inanıyordu.

  • 2011 yılında köprünün batısındaki meydana, 2. Dünya Savaşı'nda ölen Yahudileri anmak için dünyanın dördüncü Yahudi Soykırımı Müzesi açıldı.

2011 yılında açılan Yahudi Soykırımı Müzesi.

Türlü sıkıntılar atlatan Taşköprü, en son Makedon hükümetinin ''Üsküp 2014'' isimli projesinin mağduru oldu. Şehre turist kazandırmak ve 1963 depreminin izlerini silmek iddiasıyla ortaya çıkan proje neticesinde köprünün civarına birçok heykel dikildi. Taşköprü'nün civarında başka bir yaya köprüsüne ihtiyaç olmadığı halde Sanat Köprüsü ve Göz Köprüsü isimlerinde, iki köprü daha eklendi. Bu köprülerin üzeri de çeşitli heykellerle dolduruldu. Taşköprü'nün doğu girişine antik mimariyi taklit eden bir arkeoloji müzesi inşa edildi. Bu proje ile suni bir milliyet ve Ortodoks mezhebi temelli kurmaca bir tarih oluşturma çabasında olan Makedonya yönetimi, Üsküp merkezinde estetik bir faciaya neden oldu.

Üsküp 2014 projesi kapsamında inşa edilen Sanat Köprüsü.

Fetişizme varan heykel yapımı ile Makedonya'nın başı komşu devletler ve Müslüman muhalifleriyle de dertte. Köprünün iki çıkışına inşa edilen Antik Makedon hükümdarları 2. Filip ve Büyük İskender heykelleri nedeniyle Yunanistan, Çar Samuil heykeli ile de

Bulgaristan, Makedonya'ya, bu şahısların kendi tarihlerinden çalınan isimler oldukları iddialarıyla karşı çıkıyorlar.

Anlamını yitiren köprüler
Mecra

Taşköprü'nün doğusunda yaşayan Müslümanlar ise; heykellerin Taşköprü'yü gizlediği, Müslüman öncülerin heykellerine yer verilmediği ve Vodno tepesine yapılan haçın silueti bozduğu gerekçeleriyle hükümeti sıkıştırıyorlar. Büyük paralar harcanarak girişilen bu heykel fetişizmi nedeniyle, Makedon hükümeti, zaman zaman Makedon halkın tepkisi ve boyalı eylemleriyle de karşılaşıyor.

Köprünün çıkışına yapılan Büyük İskender heykeli ve Vodno tepesine dikilen “Milenyum Haçı”.

Köprü civarında Kiril alfabesinin ataları sayılan Kiril ve Methodios, Rahibe Teresa ve Osmanlıya isyan eden komitacılar (vb.) birçok heykel bulunuyor.

Bugün bunca yıkıma, kötü niyetli yapılanmalara ve yer yer üzerinde oluşan çatlaklara rağmen Taşköprü; tüm zarafetiyle, Şar dağlarından süzülüp gelen Vardar'ın boynunda, Osmanlı işi bir gerdanlık olarak, Üsküp'ü süslemeye devam ediyor.