Hafızayı tahtaya kazımak
Yüzyıllardır dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar, çok mühim ve övülmüş bir amel olduğu için Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlerine almaya çalışıyor. Hafızlık yapmak isteyen insanlar genelde bir hocanın dizinin dibine oturarak hafızlığını tamamlamak için gayret ediyor. Fakat öğretim teknikleri dünyanın farklı bölgelerinde değişiklik gösteriyor ve zaman geçtikçe değişiyor.
Afrika’da ise geleneksel yöntemler zamana meydan okumuş durumdalar. Afrika bölgesinde hafızlık yapmak isteyen çocukların, bir şehirde yaşamıyorsa, köy medreselerine gitmekten başka bir şansı yok. Burada ise Kur’ân’ı ezberlemeye başlamadan önce yapılması gereken şey tahta levhaların nasıl kullanılacağını öğrenmek.
Bu tahtalar kâğıdın yokluğunda bir yazı tahtası rolü görüyor. Öğrenci kendi hazırladığı tahta kalem ve mürekkep ile bu levhaya yazarak Kur’ân’ı ezberlemeye çalışıyor.
- Her gün hocalarının onlara okuduğu bir sayfayı ilk önce bu levhalara işleyen öğrenciler daha sonra ise ezberlerine geçiriyor. Sayfayı ezberleyen çocuklar, derslerini hocasına karşı bu sayfayı okuyarak veriyor. Eğer öğrenci o günün sonunda sayfayı ezberleyememiş veya bir hata yapmış ise sayfa o öğrencinin tahta levhasında yazılı kalıyor fakat başarılı olduysa su ile yıkayarak tahtasını yarınki sayfayı yazmak üzere temizliyor.
Afrika medreselerinin ayrılmaz bir bütünü olan tahta levhaların yıkanan mürekkebi bazı bölgelerde sağlık için dahi kullanılıyor.
Levhalar üzerlerine yeni bir ayet yazılmak üzere yıkandıktan sonra geriye kalan mürekkepli suyun, Kur’ân ayetlerinden ortaya çıkan bir su olması hasebiyle, birçok hastalığa şifa olacağı inancı epeyce yaygın. Bu inanışa sahip Afrikalılar, hastalıklarına çare olması niyetiyle bu suyu tüketiyor.
Afrika medreselerinde kullanılan bu yöntem, öğrencilerin yazarak öğrenmesini sağladığından, Kur’ân’ı ezberlemelerini daha da kolaylaştırıyor. Tahta levhalar sadece ezber için kullanılmıyor, yer yer üzerine tezhip inceliklerinin işlendiği bir sanat eserine de dönüşüyor.