Gazze Şeridi'nin en büyük ve en eski camisi: Büyük Ömer Camii
İlk olarak pagan tapınağı olarak inşa edilen Büyük Ömer Camii (Gazze Ulu Camii) Bizanslılar tarafından bir Rum Ortodoks Kilisesi olarak kullanılmış ve Müslümanların bölgeye gelmesiyle camiye çevrilmiştir. Emevî, Memlük ve Osmanlı dönemine ait mimari özelliklere sahip Büyük Ömer Camii farklı kültürlerin özelliklerini taşımaya devam etmektedir.
Abluka altındaki Gazze'de hem Memlük hem de Osmanlı döneminin mimari özellikleriyle dikkat çeken "Büyük Ömer Camii" diğer bir adıyla "Gazze Ulu Camii" bölge sakinlerinin Ramazan ayında sıklıkla uğradığı ibadethanelerin başında geliyor.
Yaklaşık 1400 yıllık geçmişi olan "Büyük Ömer Camii" Gazze'deki en eski, Filistin genelinde ise Kudüs'teki Mescid-i Aksâ ve Akka'daki Cezzâr Ahmed Paşa Camii'nden sonra 3. büyük cami özelliğini taşıyor. Avlusuyla birlikte yaklaşık 5 bin 300 metrekarelik alana kurulu cami, 38 mermer sütunuyla farklı dönemlerin mimari güzelliğini yansıtıyor.
Kur'an-ı Kerim halkalarına katılmak için Ramazan ayının ilk gününden bu yana "Büyük Ömer Camii"ne giden 70 yaşındaki Nadir el-Mısri, bu camide büyük bir huşu hissettiğini, konumu ve tarihî yapısının insanları camiye çektiğini ifade etti. Mısri, Gazze'nin kuzey ve güney bölgelerinden insanların teravih namazı, diğer dinî dersler ve aktiviteler için camiye geldiğini belirtti.
Büyük Ömer Camii birçok evreden geçti
Caminin tur rehberi Tarık Heniyye, Gazze Turizm ve Tarihî Eserler Bakanlığının yayımladığı arkeoloji rehberine göre caminin tarihinin 6 aşamadan geçtiğini belirtti.
Heniyye bu aşamalar hakkında şunları söyledi:
- "İlk olarak 'Jüpiter Tanrısı' anlamına gelen Marnas ismiyle bir tapınak inşa edilmiş. Sonrasında Gazze halkının putperestlikten Hristiyanlığa geçmesiyle tapınak 407 yılında bir Bizans kilisesine çevrilmiş. O da 617 yılında Pers işgali sırasında yıkılmış. Hazreti Ömer zamanında Filistin'in fethiyle birlikte Gazze'nin İslâm'a girmesinin ardından söz konusu kilisenin kalıntıları üzerine 'Büyük Ömer Camii' inşa edilmiş ve Hazreti Ömer'e nispetle bu adı almış."
Rehber Heniyye, caminin geçirdiği evrelere ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Memlükler döneminde bina tekrar camiye dönüştürülmüş. Sultan Zahir Baybars (I. Baybars) döneminde camiye 2 bini aşkın kitap içeren bir kütüphane eklenmiş ve caminin dışına Baybars'ın adını taşıyan mermer bir levha konulmuş. Bugün bu Memlük kütüphanesinden elimizde kalan tek şey bu mermer levhadır. Osmanlı döneminde ise cami genişletilmiş, kuzey yönüne eyvanlar ile bir minber ve mihrap eklenmiş. Osmanlılar, İslâm mirasını en çok koruyanlar olmuş."
Büyük Ömer Camii'nin mimari özellikleri
Büyük Ömer Camii'nin farklı tarihî dönemlere tanıklık etmiş olması ona farklı mimari ve kültürel özellikler kazandırıyor.
Heniyye'ye göre, İslâm mimarisinin en önemli yapılarından tonozlarla örtülü eyvanlar ve yine İslâm ülkelerinde yaygın olan geometrik ve bitkisel motifli süslemeler mevcuttur.
Memlükler ile Osmanlılar döneminde Kur'an-ı Kerim ve ilim öğretmek için kullanılan kuzey yönündeki 4 odadan geriye kalan 2 oda ise bugün idari işlerin yürütüldüğü ofis işlevi görüyor.
Caminin batı yönünde ise Osmanlı döneminde şadırvan olarak tahsis edilen küçük bir havuz bulunuyor. Caminin kapalı namazgah alanında farklı yüksekliklerde 4 revak bulunuyor. Revakların üst kısımlarında güneş ve hava girmesi için pencereler yer alıyor.
Caminin iç kısmında ise Birinci Dünya Savaşı'nda İngiliz gemileri tarafından bombalanan ve Osmanlı döneminde yeniden inşa edilen minareye çıkan merdivenlere açılan bir kapı bulunuyor. 36 metre yüksekliğindeki bu minareye 286 basamakla çıkılıyor.