Filistinlilere, zorunlu "Yahudi üstünlüğü" dersi
İsrail'de yaşayan Filistinli velilerin ve öğretmenlerin kınadığı yasanın müfredata girmesinin ardından, İsrail devlet okullarında eğitim gören tüm öğrenciler Yahudi üstünlüğünü kanunlaştıran yeni yasayı zorunlu olarak öğrenmek zorunda kalacak.
İsrail'de bu eğitim-öğretim döneminden başlanmak üzere, bütün öğrenciler, Yahudi üstünlüğünü hukuki zemine oturtan yeni düzenlemeyi öğrenmek zorunda kalacak. İsrail vatandaşı, Filistinli velilerin ve öğretmenlerin kınadığı yasa müfredata girdi.
Müfredatın bir parçası haline gelen tartışmalı ulus-devlet yasasıyla, bu yıl İsrail devlet okullarına giden öğrenciler, temel bilimlerin yanı sıra Filistin kökenli İsraillilerin "ikinci sınıf vatandaş " olduğunu öğrenecek.
İsrail Eğitim Bakanı, 2018’de Meclis’ten geçen, ülkede "Yahudi üstünlüğünü" kanunlaştıran yasayı Ağustos’ta kamuoyuna duyurmuştu.
Eğitim Bakanı Rafi Perez, “Yahudilerin kurduğu ulus- devlet İsrail'e hukuki zemin oluşturan ve egemen millet olarak tarihten gelen haklarımızı gösteren bu yasayı öğrenmek” tüm öğrencilerin yasal sorumluluğudur açıklamasında bulundu.
Fakat eğitimciler, psikologlar ve Filistin kökenli öğrenciler, üniversiteye gidebilmek için kendilerini “Yahudi vatandaşlardan aşağı” gören yasayı öğrenmeye zorlayan değişikliği kınadı.
Hayfa’da yaşayan, avukat ve siyasi aktivist Cihad Ebu Rayya, “Onlar çocuklarımıza Yahudilerin bu toprakların meşru sahipleri olduğunu, bizimse misafir statüsünde bulunduğumuzu bu yüzden, Arapların Yahudilerle eşit şartlarda yaşama hakkı olmadığını öğretmeye çalışıyorlar” dedi.
“Arap öğrenciler, sınavlarına geçebilmek için bu bilgiyi öğrenmek zorunda. Bunun ne kadar insan onurunu aşağılayan bir durum olduğunu hayal edebiliyor musunuz?
Bu kanunla amaçladıkları da bu: Bizi aşağılamak.” ifadelerini kullandı.
Filistin kimliği yok edilmeye çalışılıyor
İsrail, ulus-devlet yasasını Temmuz 2018’de meclisten geçirdi. “İsrail Devleti’nde kendi kaderini tayin hakkı sadece Yahudi vatandaşlarına aittir” ifadelerini içeren tasarı, Yahudi üstünlüğünü yasal olarak farklı bir noktaya taşıyor.
Ayrıca tasarıda, “Yahudilerin Kudüs topraklarına yerleşmesini ulusal bir değer olarak görüyor, Yahudi yerleşim birimlerininkuruluşunu ve kalkınmasını teşvik etmek ve desteklemek için çalıyoruz” ifadeleri yer alıyor.
Tasarıda, Arapçanın resmi dil statüsünden, “özel statü” ye sahip dil kategorisine alınması, Kudüs'e sadece Yahudilerin göç edebilmesi ve doğrudan vatandaşlık alması, “birleşik, büyük Kudüs, İsrail’in başkentidir” gibi maddeler yer alıyor.
Uluslararası kamuoyu ve sol cenahtan İsrailliler, yasayı, ayrımcı ve ırkçı olarak yorumlarken, İsrail’de yaşayan Filistinliler, bu yasa sadece Filistinlilere karşı uzun süredir devam eden Apartheid benzeri politikaları yasalaştırıyor değerlendirmesinde bulundu.
Apartheid rejimi
Afrika'nın güneyinde bulunan Güney Afrika Cumhuriyetinde 1948 - 1994 yılları arasında resmî devlet politikası olarak iktidarda bulunan Ulusal Parti hükûmeti tarafından uygulanan ve bu doğrultuda da yasalar çıkartan ırkçı ayrımcılık sistemidir. Bu süreç Avrupa kökenli beyazlar tarafından otoriter ve kendilerini diğer ırklardan üstün gören bir zihniyet ile yürütülmüştür.
Bu eğitim-öğretim yılından itibaren, bu yasa tüm lise öğrencilerine vatandaşlı bilgisi kapsamında öğretilecek. Ayrıca, bu yasa üniversite okumak isteyen tüm lise mezunlarının girmek zorunda olduğu üniversiteye giriş sınavlarında çıkacak zorunlu konu başlıklarından biri olacak.
Öğretmen ve velilere göre, İsrail devlet okullarında öğretilen vatandaşlık dersleri, bu yasa müfredata dahil edilmeden önce de "devletin ve devlete bağlı kurumların Yahudiliği" esasını içeriyordu.
Fakat ilk defa öğrenciler Yahudilerin, Yahudi olmayanlara karşı üstünlüğünü açıkça ortaya koyan içeriği öğrenmek zorunda kalacak ve bu konudan sınavlarda sorumlu tutulacak.
İsrail Eğitim Bakanlığı’nın kararı duyurmasının hemen ardından bölgede yaşayan velilerden oluşan Arap Topluluğu tarafından kurulan komite, bu siyasi hamleyi reddetti ve birlik çağrısı yaptı.
Komite tarafından yapılan açıklamada, “Bu yasa toplumundaki hakiki Arap kimliğinin yok edilmesine katkı sağlıyor” ifadeleri kullanılırken, İsrail’de yaşayan Filistinliler, bu kanunun okullarda öğretilmesine karşı çıkmaya ve bakanlığın emirlerine itaatsizlik noktasında ortak tavır almaya davet edildi.
Orijinal kaynak: https://www.middleeasteye.net/...