Filistinli yardım gönüllüsü, "Afganistan'ın Guantanamosu"nda uğradığı işkenceleri anlattı
Filistinli Samir Barak,Guantanamo Hapishanesi'nden "daha kötü bir cehennem" olarak nitelendirdiği Afganistan'daki ABD'nin Bagram Hava Üssü'ndeki Bagram Hapishanesi'nde her türlü fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını söyledi.
- Filistin'de, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da yaşayan Barak, 2003 yılında Afganistan'da 3 ay geçirdiği Bagram Üssü'nde maruz kaldığını ifade ettiği işkenceleri anlattı.
ABD istihbaratının El Kide'ye mensup olduğu ve saldırı planları yaptığı suçlamasıyla elinde tuttuğu ancak kanıt bulamayınca salıverdiği Filistinli Barak, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Bagram Hava Üssü'ndeki hapishanede yaşadıklarının etkisinden kurtulamadığını söyledi.
Mikrobiyoloji okumak üzere 1994 yılında Pakistan'da üniversite eğitimine başlayan Barak, bu alanda hem lisans hem de yüksek lisans eğitimlerini tamamlayarak, birçok insanın o dönemde yaptığı gibi Afganistan'a sağlık hizmeti için gönüllü gittiğini dile getirdi.
Barak, "ABD işgalinden önce Pakistan-Afganistan sınır hattı açıktı ve geçişler çok kolaydı. Çok sayıda Arap ve diğer uyruklardan insanla Müslümanlara sağlık hizmeti sunma düşüncesiyle Afganistan'a gittik." dedi.
İnsani yardım çalışmalarının dışında herhangi bir iş yapmadığının altını çizen Barak, bu dönemde çok fazla kişiyle görüşme fırsatı olduğunu ifade etti.
- Tutuklanma ve suçlamalar
Afganistan'daki insani yardım çalışmalarının ardından Pakistan'a geri döndüğünü belirten Barak, 2003 yılında başkent İslamabad'da doktora yapmak üzere kendini eğitime verdiği dönemde güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığını söyledi.
Filistinli Barak, İslamabad'da Pakistan güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığında üzerine atılan suçlamalara ilişkin şunları kaydetti:
"Pakistan hapishanelerinde herhangi bir soruşturmaya tabi tutulmadan veya herhangi bir neden açıklanmadan 3 gün geçirdim. Daha sonra ise Amerikalılara teslim edildim. Çok garip bir durumdu, lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladığım yıllarda ülkede herhangi bir gözaltı veya soruşturma geçirmemiştim."
ABD'lilerin de kendisini doğrudan Afganistan'daki Bagram Hava Üssü'ne sevk ettiğini anlatan Barak, burada kendisine El Kide örgütüne üye olmak, ABD hedeflerine saldırı planları yapmak ve El Kide liderleriyle toplantılara katılmak gibi suçlamalar yöneltildiğini aktardı.
Suçlamaları reddettiğini ve hiçbirini ispatlayan bir kanıt bulunamadığını dile getiren Barak, Bagram'daki tutukluluğuna ilişkin şunları anlattı:
"Tutuklamanın ilk anından itibaren gözlerimi ve ellerimi bağladılar. Bilmediğim bir yere uçakla götürüldüm. Daha sonra ise soruşturmayı yapanlardan Afganistan'ın Bagram Hava Üssü'nde olduğumu öğrendim. ABD'lilerin beni aldıkları ilk andan saldırgan bir yaklaşımları vardı. Giysilerimi parçalamanın yanı sıra beni darbettiler ve yerlerde sürüklediler. Yüzümü tümüyle kapatan maskeyle beni bir yere koydular. Gözlerimi açtıklarında kendimi karanlık bir hücrede buldum ve etrafımı maskeli bir grup asker çevirmiş halde duruyorlardı. Aralarında yüzü maskesiz bir tek asker vardı, ona nerede olduğumu sordum. Beni öfkeyle darbetmeye başladı ve 'sen sormak için değil, cevap vermek için buradasın' diye söylendi."
- Tecrit ve işkenceler
Hem fiziki hem de psikolojik çeşitli işkencelere maruz kaldığını belirten Barak, "Giysilerimi tümüyle çıkardılar ve 2 hafta boyunca öyle tutuldum. Soruşturmalar sırasında sadece avret yerlerimi kapatmama izin verirlerdi. Günlerce ellerimden hücrede bağlı tuttular, bilincimi kaybediyordum. Her zaman da insanın kaldıramayacağı gürültülü bir müzik sesi açık tutuluyordu." diye konuştu.
- Birkaç gün boyunca uyuyamadığını anlatan Barak, "Soruşturmayı yapanlardan biri bana 4 saat uyuma izni vereceğini söyledi. Daha sonra ne kadar uyuduğumu bilmiyorum. Tek hatırladığım yere düşerek uyandığımdır. O zamanki uykum 4 saat mi yoksa 4 dakika mı sürdüğünü bilemedim." dedi.
Bazen sandalyede birkaç dakika süreyle oturmasına izin vermeleri için soruşturmada bir şeyler itiraf edecek gibi tutumlar sergilediğini söyleyen Barak, ancak her seferinde bir şey bilmediğini söylemesiyle yeniden darp ve işkenceye maruz kaldığını aktardı.
Bagram Hapishanesinde işkencenin birçok türünü gördüğünü anlatan Barak, hücrede sıcaklık derecesi düşürülerek soyunmuş halde birkaç gün soğukta tutulduğunu ifade etti.
"Bazen aşırı soğuktan kendimi çeviremeyecek kadar güçsüz düştüğüm anlar oluyordu. Bugüne kadar hala o aşırı soğuktan kurtulmuş değilim. Beni tümüyle kapalı bir kafese koyarak çevirdikleri bir işkence türüne maruz bıraktılar. Bagram Hapishanesinde her gün ölümü gözlerimle gördüm." diye konuştu.
Bagram Üssü'nde suda boğulma hissi yaratan "waterboarding" adlı yöntemle işkence gördüğünü de belirten Barak, "Kocaman musluklardan yüzüme su sıkıldı. Boğulduğumu düşündüm, nefesim kesiliyor ve ölecek gibi oluyordum." dedi.
- "Neredeyim ben, Guantanamo mu burası?"
Bir keresinde soruşturmayı yapan ABD'lilerden birine "Neredeyim ben, Guantanamo mu burası?" diye sorduğunu anlatan Barak, şunları aktardı:
"Sen ABD'ye ait yasal olmayan bir yerdesin. Orada (Guantanamo'da) görebileceğin insanlar var, güneş var, seni ziyaret edebilecek insan hakları örgütleri var. Burada ise unutulmuşsun, seni hiç kimse bilmiyor. Yani sen hayattan kayboldun. O sırada hücrenin köşelerine baktım ve şunu söyledim; Hayatım burada sona erdi, ölüm yerim burası."
Namaz kılmak için vakitleri öğrenmeye çalıştığını ancak bununla ilgili çabalarının sonuç vermediğini vurgulayan Barak, soruşturma sırasında İslam dinine yönelik kışkırtıcı sözlerle psikolojik işkenceye tabi tutulduğunu kaydetti.
Sözlü olarak sürekli çok kötü hakaretlere maruz kaldığını dile getiren Barak, "Bir keresinde kanla boyanmış bir duvarı gösterdiler bana. Soruşturmayı yapanlardan biri de 'bu kanı görebiliyor musun? bu senin arkadaşlarının kanıdır' dedi." ifadelerini kullandı.
- Afganistan'dan sonra Ürdün ve İsrail'de de yıllarca tutuklu kaldı
Bagram Hapishanesi'nde 3 ay tutuklu kaldıktan sonra ailesine yakın bir yere gönderileceğinin bilgisini verdiklerini belirten Barak, sürpriz bir şekilde vatandaşı olduğu Ürdün'e gönderildiğini aktardı.
Ürdün'de de 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını söyleyen Barak, Ürdün'deki tutukluluğuna dair de hakkında hiçbir suçun kanıtlanmadığını ifade etti.
Tutukluluk süresinden sonra 2 yıl kaldığı Ürdün'den işgal altındaki Batı Şeria'ya gönderilen Barak, bu sefer İsrail makamlarınca gözaltına alındığı bilgisini paylaştı.
- İsrail yargısının 4 yılı tek başına hücrede olmak üzere hakkında 7 yıl hapis cezası kararı çıkardığını aktaran Barak, İsrail suçlamalarının aynı şekilde El Kide örgütüne mensup olduğu yönünde olduğu ancak bunu ispatlayan bir kanıt olmadığını yineledi.
İsrail hapishanelerinden çıktıktan sonra evlenen ve bir çocuk babası olan Barak, Batı Şeria'da 4 bin nüfuslu bir beldedeki özel bir klinikte çalışmaya devam ediyor.
Filistinli Barak, Pakistan'da başlayan ve İsrail hapishanelerinde son bulan tutukluluk yıllarını, "Eğitim yolculuğu ve insani yardım gönüllülüğü, ömrümden uzun yılları çalan bir bedele mal oldu. Bugüne kadar hala sebebini bilmediğim acılar çekiyorum. Çok sayıda sağlık kontrolünden geçtim ama bu ağrıların sebebini öğrenemedim." sözleriyle özetledi.
Barak, Bagram Hava Üssü'ne girdiği gibi çıkamadığını ve işkencelerin etkilerini taşıdığının altını çizdi.
- ABD'nin Afganistan işgali
ABD ordusu, 2001 yılından itibaren işgal ettiği Afganistan'ın farklı bölgelerinde "terörist" suçlamasıyla tutukladığı insanlar için hapishaneler yaptı.
- ABD'nin ülkede kullandığı en belirgin hapishane ise başkent Kabil'in 50 kilometre kuzeyinde yer alan Bagram Hapishanesi'ydi. Amerikalılar, işgalden hemen bir yıl sonra 2002'de Bagram Hava Üssü'nün içinde 120 hücreden oluşan bir hapishane yaptı.
ABD istihbarat servisi CIA yönetimindeki Bagram Hapishanesi, farklı suçlamalarla tutuklanan binlerce Afgan'ın çeşitli işkence ve soruşturmaların merkezi haline gelmesi hasebiyle "Afganistan'ın Guantanamosu" olarak anılmaya başlandı.