Evdeki doktor
Ülkesi Malezya'yı bir tarım toplumundan Asya'nın en büyük ekonomilerinden birine dönüştüren Mahathir Muhammed'in öyküsü... 92 yaşında yeniden sahneye çıkışının perde arkası...
Emeklilik dönemine, Başbakan Necip Rezzak’ın bırakacağı mirasa müdahale etmek ve yarım kalan bir hikâyeyi gerçekleştirmek için, ülkesinin yeniden inşası ve refahı adına ara veren Mahathir Muhammed, 22 yıl boyunca çeşitli birimlerinde hem hizmet verdiği hem de liderliğini yaptığı Birleşik Malay Ulusal Partisi’nin (UMNO) Ulusal Cephe koalisyonuna karşı, muhalif girdiği seçimlerden 61 yıllık koalisyon hükümetini sandıktan devirerek çıktı.
Malay muhalifliğinin siyasi arenada temsili için Dato’Onn Cafer öncülüğünde 1946’da kurulan ve bugün yolsuzluk iddialarının hedefinde olan Ulusal Cephe bir zamanlar “Halkın Umut Koalisyonu” idi. İngilizlerin o dönemde hazırladığı “Malay Birliği Planı”, Malayları etnik siyasete teşvik ettiği ve Malayların siyasal ve kurumsal haklarını minimize ettiği gerekçesiyle eleştiriliyordu. Ulusal Cephe, bu plana tepki için kurulmuştu.
“Dünyanın en yaşlı başbakanı” unvanına sahip olan Mahathir Muhammed, Malay dünyasının milli ve siyasi hafızasına 22 yıllık iktidarındaki ardıl seçim zaferleriyle kazınan, tersine kürek çeken, durgun tarım ülkesini dünyanın en modern endüstrileşmiş milletlerinden birine dönüştüren bugünkü Modern Malezya’nın mimarıdır.
Dünyayı şaşırtan seçim sonuçlarının arkasında 22 yıllık bir başarının tabanda bulduğu karşılık ve umut yatmaktadır. Mahathir’in karakteri ve azmi ile şekillenen kalkınma plan ve programlarının özelde Müslümanların, genelde ise Malay halkının sosyo-kültürel ve ekonomik gelişimde çok önemli yeri olmuştur. Bu başarıları anlamanın yolu 92 yaşında siyasete yeniden atılan Mahathir Muhammed’in siyasetteki şahsiyeti ve etkisini anlamaktan geçiyor.
1981-2003 yılları arasında hizmet veren ve Malezya tarihinde en çok saygı duyulan, modern ve müreffeh Malezya’nın babası, mühendisi ve dördüncü başbakanıdır Mahathir Muhammed. Aynı zamanda “Malay İkilemi” ile Malay toplumunun özeleştirisini yaptığı, ”Evdeki Doktor” kitabı ile de kendi siyasi özeleştirisini yaptığı kitapların yazarıdır. Siyasete atılmadan önce çok başarılı bir doktor olan Mahathir Muhammed siyasete atıldıktan sonra sevgi ve saygı ile anılan çok başarılı bir siyasetçi olmuştur. 1957’de icra ettiği doktorluk mesleğini bırakıp siyasi cerrahlığı idealleştiren Mahathir, 1969 krizleri sonrası ilan ettiği “Yeni Ekonomik Model” ile cerrahi müdahalelere başladı. Başarılı politikalarının halk içinde büyük bir memnuniyete ve sempatiye dönüştüğü Mahathir, Malezya’nın dördüncü başbakanı olduktan sonra ülkesini bölgesel bir güç olarak ve globalleşen güçlü Asya’da bir yıldız gibi göğe işledi.
1983’de ‘’Birleşik Malezya’’ planı ile telekomünikasyon ve elektrik alanında başlattığı özelleştirmeler sonrasında ‘’Korumalı Ağır Sanayileşme’’ girişimlerine başlayan Mahathir, sahip olunan potansiyel endüstrilerde kauçuk, palmiye, kereste, petrokimya, ulaşım, makine, demir, alüminyum ve tekstil ürünlerine, endüstri teşviklerini yeniden yapılandırarak ve yeni ülke pazarlarına girişerek ağırlık verdi. İhracat ağırlıklı endüstrileşme korumaları sanayileşmeyi hızlandırdı. Malezya Ağır Sanayi Şirketi’ne demir-çelik, otomobil ve makine gibi sermaye yoğun projelerde geniş çaplı yatırımları artırdı. Permodalan Otomobil Nasional Berhad'ı (PROTON) kurdu ve Mitsubishi Motors ve Renault işbirliğiyle Güney Doğu Asya'daki ilk otomobil üreticisi haline getirdi.1980 krizinde ekonomideki devlet müdahaleciliğini liberal ekonomik politikalara çeviren Mahathir hızlandırılmış endüstrileşme ile gereken ekonomik büyümeyi sağladı. Vergiyi yeniden yapılandırdı, yabancı sermayeyi ülkesine çekmeyi başardı. Malayların ekonomik büyümesini teşvik eden Yeni Ekonomik Politika’yı, Yeni Kalkınma Politikası ile değiştirerek tabanda ekonomik büyüme ve yoksulluğun halkın genelinden ortadan kaldırılması için aktif politikalar geliştirdi.
İslamileştirme politikalarını, refah düzeyi yüksek, disipliner ve bilinçli bir Malay toplumu yaratmak için eğitim ve ekonomi enstitüleri yoluyla hayata geçirdi. Bu ekonomi ve eğitim sistemlerinden bazıları: Uluslarası Malezya İslam Üniversitesi (IIUM), İslami Bankacılık Güvence Sistemi (Tekafül), İslami Bankacılık Enstitüsü (IKIM) ve Uluslararası İslam Düşünce ve Medeniyet Enstitüsü’dür (ISTAC).
Vizyoner yanıyla dikkat çeken Mahathir’in Başbakanlık yıllarında hayata geçirdiği en önemli ekonomi programı olan Vizyon 2020 ile kalkınmanın sosyal-ekonomik adalet ile tek potada eriyeceği bir devlet ideali geliştirildi. Bugün halk içinde, Vizyon 2020’nin bu seçimler ile tamamlandığı düşüncesine sahip insanlar da mevcut. Vizyon 2020’de Malezya’nın birleşik, barışçıl, özgüvenli, güçlü bir toplum ve örnek bir demokrasi ile dönüşümcü bir ülke olması hedeflenmişti. Mahathir’in ömrü, bu vizyonu görmeye yeteceğe benziyor.
Mahathir, altyapısı bilgi ve “mega projeler” olan yeni bir ekonomi politikası başlattı. B-ekonomi (bilgi ekonomisi) ile özel ekonomi ve ileri teknoloji ticaret bölgesi olarak hizmet verecek olan Multimedya Süper Koridoru’nu, yönetimin yeni başkenti yaptığı Putajaya’yı, KLIA Havaalanı’nı, Cyberjaya ve Teknoloji Parkı’nı, Malezya Mikro Elektronik Sistemler Enstitüsü’nü hayata geçirdi. 1990’larda “Boyu kısa birinin, manzarayı iyi görmek için bir desteğin üstüne çıkması gereklidir. Kısa boylular için o destek anlam ifade ediyorsa, İkiz Kuleler de bizim için aynı anlama sahip” diyerek, başkent Kuala Lumpur’daki Petronas İkiz Kuleleri’ni (KLCC) inşa ettirdi. Tüm bu atılımlarla birlikte Malezya, “Asya kaplanları”ndan biri olarak, bölgenin en büyük ekonomilerinden birine dönüştü.
Mahathir Muhammed, Asya ülkeleri arasında en çok etkilendiği Japonya ve Kore’den aldığı Asya Değerleri ile geliştirdiği “Doğu’ya Bak Politikası”nı Malay ikilemini bitirebilecek bir potansiyel olarak gördü ve bu değerlerin çalışkanlık, disiplin, sadakat, işe adanmışlık gibi en iyi örneklerini, endüstriyel ve teknik eğitimler yolu ile ülkesine ithal etti.
İngilizlerin işgal süresince öncülük ettiği işçi politikaları sonucu endüstriyel alanların Çinli ve Hintlilere verilmesi ve Malayların tarımsal alanlarda geri bırakılmasından doğan bölgesel eşitsizliklerin altyapısını oluşturduğu Mayıs 1969 krizi sonrasında patlak veren mülkiyet, milliyet ve bölgesel eşitsizlikleri kapsayan ekonomik açılımlarında başarılı olan Mahathir, otoriter ama pragmatik politikaları ile halkının büyük desteğini alsa da, dış politikada insan hakları konusunda eleştirilerin hedefi olmaktan kurtulamadı.
Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) de kurucularından biri olan Malezya, Mahathir döneminde aktif bir dış politika izlemiştir. Mahathir bu dönemde, Kamboçya’nın işgalinden, Myanmar sorununa kadar ASEAN’ın “içişlerine müdahil olmama’’ ilkesini değiştirmek için mücadeleler verdi. Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği’nin kurucularından olup Asya-Pasifik Topluluğu ile arasındaki bağları güçlendirdi ve ASEAN Bölgesel Forumu’nu oluşturarak içişlerine karışmama ilkesini pasifize etmeye çalıştı ve güvelik meselelerinin tartışılabileceği bir forum oluşturdu. 11 Eylül saldırılarında Mahathir, stratejik olarak ABD’nin yanında yer alsa da Irak işgaline karşı çıkarak “Tarih, Blair ve Bush'u çocuk katilleri ve yalancı başbakan ve başkan olarak hatırlamalıdır” çıkışı ile hem inancı hem de ülkesi adına dik bir duruş sergiledi. ABD Başkanı George Bush’a yoksulluğun ve sosyal eşitsizliklerin terörle değil ekonomik yardım ve ticari destek sağlanarak bitirilebileceğini söyledi. Filistin Sorununun çözümü için öncü lider oldu. 2003’te Malezya’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilâtı toplantısında “Bizler (Müslümanlar) aslında çok güçlüyüz. 1,3 milyar insan basitçe yok edilemez. Avrupalılar 12 milyon Yahudi’nin 6 milyonunu öldürdü. Fakat bugün Yahudiler dünyayı vekâletle yönetiyorlar” açıklaması ile Batı dünyası ve İsrail’in tepkisini üstüne çekti.
Endonezya ve yakın çevre ülkelerinin mizacını ve siyasetini örnek aldığı Mahathir başarılarla dolu 22 yılda içeride bir refah devleti, dışarıda ise bölgesel yükselişte yerini alan birleşik bir Malezya bırakarak başbakanlık görevini kendi isteği ile 2003 yılında devretmişti. Ancak Dr. Mahathir, emekli olduktan sonra ülke siyasetini yakından takip ederek ülkenin içinde olduğu şu anki çıkmazın kendi eseri olduğunu ve yaptığı hatayı telafi etmek için geri dönmesi gerektiğini düşündü.
Malezya halkı “geçmişteki otokratik söylem ve tutumlarının; bugün demokratik söylem ve pişmanlıklar ile yer değiştirdiği Mahathir” ile öngörülebilir bir geleceğe adım attı. Malezya halkı güçlü bir geleceğin Mahathir ile sağlanabileceğinden eminler artık. Etnik gerilimlerin, devam eden çevresel ve ekonomik yozlaşmaların, yolsuzluk ve tekelleşmeye dayalı toksik bir politik-ekonomik kültürün, yeniden Mahathir öncülüğünde reforme edilebileceği inancını taşıyarak refah dolu günlere birlik, dirlik ve güven içinde adım attı Malezya halkı. Ulusal Cephe Malayların geleceğini kolayca teslim ettiği ve bağımsızlıklarından beri destekledikleri bir arka bahçeydi. Bu bahçeyi kolay kolay terk etmeyecek bir yapıda olan Malay toplumu, 61 yıllık siyasi alışkanlığını Mahathir’in muhalefetin başına geçmesiyle sildi.
Mahathir Muhammed’in liderliğini yaptığı “Harapan Rakyat” (Halkın Umudu) koalisyonu içinde Syed Saddiq Abdurrahman gibi gelecek vaat eden isimlerin bulunması, yakın zamanda Enver İbrahim’in de parti kadrosuna katılacak olması, Dr. Mahathir’in siyasete, son bir cerrahi operasyon gerçekleştirmek için döndüğünün kanıtıdır. Dr. Mahathir “Siyasi Kibir” olarak anılan UMNO’dan kalan kurumsallaşmış yolsuzluğu düzeltmek için geri döndü. Seçimlerin galibi Harapan Rakyat, gerekli reformları politik beceri, makul değerler ve ahlaki otorite çerçevesinde yürütebilecek Mahathir’in atayacağı güçlü lidere ihtiyaç duymakta. Kısacası Doktor artık evde.