Esed rejimi sadece ülkeyi değil ekonomiyi de harabeye çevirdi

HABER MASASI
Abone Ol

Suriye'de kaosun başladığı 2010 yılında 60 milyar dolar olan Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, geçen yıl sonunda 39,5 milyar dolara kadar geriledi, kişi başına gelir de aynı dönemde 2 bin 800 dolardan 2 bin 100 dolara düştü. Geçmişte ülke ekonomisinin can damarlarından olan petrol üretimi, bu bölgelerin rejim dışı güçler ve terör örgütlerinin eline geçmesi sonucu büyük darbe alırken ülkede işsizlik ve enflasyon zirve yaptı. Ülke ekonomisinin son 15 yılda yediği darbenin yanı sıra ABD'nin destek verdiği terör örgütü PKK/YPG'nin etkisiyle ülke uyuşturucu trafiğinin üslerinden biri haline dönüştü.

Suriye'de çöken Beşşar Esed rejimi, yıkılmış ve terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş bir ülke yanında, enkaza dönüşmüş bir ekonomi bıraktı.

Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler (BM), Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Altın Konseyi ve Ticaret Bakanlığı verilerinden derlenen bilgiye göre, 61 yıllık Baas rejiminin ülke ekonomisine faturası ağır oldu.

  • Yerinden edilme ve ölçülemeyen ölüm oranlarından kaynaklanan acıların yanı sıra iç savaş ve uygulanmakta olan uluslararası yaptırımlar nedeniyle ülkenin sermaye stoku ve ekonomik faaliyetleri büyük zarar gördü. Ülkede üretim, dış ticaret ve döviz gelirleri azalırken ekonomik göstergeler, bütçe dengesi ve döviz kurlarındaki istikrar bozuldu.

Suriye'nin Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının (GSYH) 2010-2020 döneminde yarı yarıya azaldığı tahmin ediliyor. Ülkenin temel gıda maddeleri dahil, ithal mallara bağımlılığının arttığı, yerel endüstriyel ve tarımsal üretimin çöktüğü de çeşitli kaynaklarda yer alıyor. Ülkenin GSYH'sinin 2022'de 37,1 milyar dolar, 2023'te 39,5 milyar dolar olduğu belirlenirken bu rakamın 2024'te 29,3 milyar dolara düşeceği tahmin ediliyor. Söz konusu GSYH, 2010 yılında 60 milyar dolar seviyesindeydi. Kişi başına GSYH 2010'da 2 bin 800 dolar düzeyinden 2022 ve 2023'te 2 bin 100 dolara düştü, bu yıl sonunda 1600 dolara gerilemesi öngörülüyor.

Rejimin mali gelirleri de 2023'te 2022'ye kıyasla reel anlamda yıllık bazda yüzde 35, 2010 öncesine kıyasla yüzde 85 düştü.

İhracat ve ithalat çöküşe geçti

Ülke ekonomisinde önemli yer tutan ve başlıca ihraç ürünü olan petrol üretimi, petrol bölgelerinin rejim dışı güçlerin eline geçmesi sonucu önemli ölçüde azaldı.

Suriye'nin 2007-2011 döneminde dış ticaret açığı yıllık 7 ila 10 milyar dolar aralığında gerçekleşti. Mart 2011'de başlayan karışıklıkların iç savaşa dönüşmesi ve uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle ülkenin dış ticareti hızla gerilemeye başladı.

2010'da yaklaşık 29 milyar dolar olan dış ticaret hacmi, 2023'te 4 milyar dolara geriledi.

Ülkenin ithalatı ise 2010'da 17,6 milyar dolar seviyesinden 2023'te 3,4 milyar dolara inerek adeta dibi gördü.

Böylece Suriye, 2023'te 650 milyon dolarlık (yüzde 40 azalan) ihracatla dünyada 176'ncı ve 3,4 milyar dolarlık (yüzde 34 azalan) ithalatla 163'üncü sırada geldi.

Suriye'nin dünyaya ihracatında en önemli ürünleri arasında zeytinyağı, kalsiyum fosfat, pamuk, baharat, konserve sebze, dökme demir hurdası, kabuklu meyveler, buğday, ithalatında ise ayçiçeği yağı, buğday unu, petrol yağları, hayvan yemi, pirinç, şeker, çimento, çay, elektrik enerjisi ve inşaat demiri yer alıyordu.

İşsizlik ve enflasyon seviyesi tavan rakamları gördü

Suriye nüfusu 1990-2011 yıllarında hızla artarak 22 milyona yaklaşmıştı. Son tahminler nüfusun 18,5 milyon olduğu yönünde. Ülkede yaşanan iç savaş ekonomik faaliyetleri büyük ölçüde sekteye uğratırken istihdamda da ciddi kayba yol açtı.

Ülkede işsizliğin yüzde 57 seviyelerinde olduğu tahmin ediliyor.

Enflasyon 2022'de yüzde 64'e yaklaşırken geçen yıl yüzde 141'e yükseldi. Bu yıl ise enflasyonun yüzde 95,1 ve gelecek yıl yüzde 69,4 olması bekleniyor.

Suriye lirası 2011-2023 döneminde dolar karşısında 270 kat değer kaybetti.

Altın ve petrol rezervlerinde net veri yok

Suriye, altın ve petrol rezervleriyle Ortadoğu'da öne çıkan ülkeler arasında yer alıyordu. Ülkede 2011'de altın rezervleri 25,8 ton olarak belirlenmişti. Bu rakamın iç savaşın ve Esed rejiminin düşüşünden sonra da aynı kaldığı tahmin ediliyor. Ancak ülkede döviz rezervlerine ilişkin net veri bulunmuyor.

  • Bir zamanlar Doğu Akdeniz'in en büyük petrol ihracatçısı konumundaki Suriye, çatışmaların başlamasından bu yana petrol üretiminde yaşanan keskin düşüş nedeniyle bu alanda ithalatçıya dönüştü.

Ülkede iç savaş öncesi günlük 383 bin varil olan petrol üretimi, geçen yıl günlük 90 bin varile kadar düşerken rejim, terör örgütü PKK/YPG'nin bazı bölgelerde işgaline izin vererek buradaki petrol gelirlerinden de mahrum kaldı.

Suriyelilerin hakkı gasbediliyor

Petrol rezervinde halihazırda Deyrizor'da Ömer, İzbe, Tenek ve Koniko ile Haseke'de Süveydiyye ile Rumeylan, PKK/YPG'nin işgalinde bulunan en büyük petrol ve gaz sahalarının başında geliyor.

Petrol rezervlerinin ülkenin kuzeydoğusunda yoğunlaştığı Suriye'de, 2011 yılında, Petrol ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre günlük 386 bin varil petrol üretiliyordu. Terör örgütü ise işgal ettiği bölgelerde günlük en az 150 bin varil petrol çıkardı.

ABD yönetimi Esed rejimine Sezar yaptırımları olarak bilinen müeyyideleri yürürlükte tutmasına karşın stratejik ortağı PKK/YPG elindeki ham ve işlenmiş petrolün en büyük kısmını rejim bölgesine satıyordu. Terör örgütünün Esed rejimine ve Irak'ın kuzeyine sattığı petrolden yıllık elde ettiği gelir 1,2 milyar doların üzerine çıkıyordu.

Yapılan hesaplamalara göre terör örgütü, Suriyelilerin her yıl 2,5 milyar dolarlık petrolünü gasbetmiş görünüyor.

Doğrudan yabancı yatırımlar azaldı

Suriye iç savaş öncesinde ihracat ve yatırımlar açısından Ortadoğu'nun en dinamik pazarlarından biri haline gelmişti. Serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda atılan adımlar ve artan petrol gelirleri, Suriye ekonomisinin hızla büyümesine katkıda bulunmuş, böylece ülke pazarında yabancı firmalar için pek çok iş imkanı açılmıştı. Gelişen petrol ve doğal gaz sanayi, altyapı projeleri ve tüketim mallarına yönelik talep artışı yabancı firmaların Suriye'yi cazip bir pazar olarak görmelerini sağlamıştı. Ancak, 2011'de başlayan çatışmalar yabancı yatırımların durmasına yol açtı.

Tarım arazileri azaldı

Suriye ekonomisinin tüm alanlarında görülen düşüş tarıma da yansıdı.

Ülkedeki ekili araziler iç savaş öncesine göre yüzde 25 azaldı.

Dünya Bankası raporunda, çiftçilerin tohum, gübre, yakıt ve makine yedek parçaları gibi ürün yetiştirmek için gerekli girdilere erişiminin zorlaştığına ve bu durumun tarımsal üretimi daha da azalttığına işaret edildi.

Uyuşturucu trafiği

PKK/YPG terör örgütünün de etkisiyle Suriye, uyuşturucu trafiğinin merkezi yerlerinden birine dönüştü.

Örgüt, özellikle son derece bağımlılık yaratan "captagon" adı verilen yasa dışı uyuşturucunun önemli bir üreticisi ve satıcısı haline geldi.

Dünya Bankası, Suriye'de üretilen "captagon"dan elde edilen gelirin 2020 ile 2023 yılları arasında 5,6 milyar dolara kadar ulaştığını belirtti. Suriye'deki captagon satışından örgütün yılda 1,8 milyar dolara kadar kar sağladığı raporlara yansıdı.