Doğu Guta'daki kimyasal saldırının 11. yılında katliamın dehşeti hâlâ hafızalarda
Suriye Sivil Savunması, Esed rejiminin 21 Ağustos 2013'te başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde 1400'ün üzerinde sivili öldürdüğü kimyasal silah saldırısına sessiz kalan uluslararası topluma tepkisini belirterek, sorumluların yargılanmasını istedi.
Suriye Sivil Savunması (Beyaz Baretliler), başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesindeki kimyasal silah saldırısının kurbanlarını, katliamın 11. yılında İdlib'de düzenlenen etkinlikle andı.
- Etkinliğe katılanlar, Arapça ve İngilizce "11 yıldır kurbanlar adalet bekliyor", "Gerçeğin göz ardı edilmesine izin vermeyeceğiz", "Doğu Guta kurbanları için hemen adalet istiyoruz" yazılı dövizler taşıdı.
Sivil Savunma gönüllüsü Hamdi Katini, Beşşar Esed yönetiminin, Doğu Guta'ya düzenlediği kimyasal saldırının 11. yılı dolayısıyla kurbanların yakınlarıyla "Gerçeği Boğmayın" adlı dayanışma faaliyeti düzenlediklerini söyledi.
Katini, "Bugün burada kurbanların ailelerinin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Uluslararası topluma sesleniyoruz, her yıl yeni anmada masum siviller için adalet talebimiz devam ediyor." dedi.
Saldırıda çoğu çocuk ve kadın yüzlerce sivilin boğularak öldüğünü hatırlatan Katini, "Esed rejimi ve Rusya'nın sivil halka karşı işlediği suçlardan dolayı hesap sorulmasını istiyoruz.” diye konuştu.
"İnsanlık adına adalet"
Kimyasal saldırının tanıklarından Ebu Diya Al-Muaddamiye
de kuzeni dahil akrabalarından 7 kişinin boğularak hayatını kaybettiğini dile getirdi.
Etkinlikte suçlunun hâlâ serbest olduğu mesajını dünyaya duyurmak istediğini belirten Muaddamiye, insanlık adına adalet talep ettiklerinin altını çizdi.
Doğu Guta Katliamı
Suriye rejimi, 21 Ağustos 2013 günü gece yarısından hemen sonra Şam'ın Guta kırsalındaki Zamalka, Ayn Tarma ve İrbin kasabalarına sinir gazıyla saldırdı.
Doğu Guta bölgesindeki kimyasal silahlı saldırılarda 1400'ün üzerinde sivil öldürüldü.
Katliamda çoğu kadın ve çocuk binlerce sivil de zehirli gazlardan etkilendi.
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), insanların uykularında gazla öldürülmesinin saldırıların "önceden planlanmış ve kasıtlı" olduğunu gösterdiğini söyledi.
İnsan hakları grubu tarafından yapılan açıklamada, "Bölgedeki havanın o gece 02.00 ile 05.00 arasında nispeten serin ve sakin olması tahmin ediliyordu. Bu da sorumluların havanın durgun olacağını ve ağır zehirli gazın doğal olarak aşağıya doğru sürüklenip yer seviyesine çökeceğini ve uçup gitmeyeceğini bildikleri anlamına geliyordu." denildi .
Katliamın ardından Doğu Guta, 2018'de de Suriye yönetiminin en sıkı ablukasını uyguladığı, neredeyse tüm silahları kullandığı bölge haline geldi.
Bölgedeki muhalifler, Şam yönetimi ve Rusya ile yaptıkları mecburi anlaşma neticesinde Nisan 2018'de Doğu Guta'yı boşaltmak zorunda kaldı.
5 yıllık kuşatmadan çıkan siviller, hâlihazırda ülkenin kuzeyinde muhaliflerin kontrolündeki alanlarda yaşam mücadelesi veriyor.
Suriye İnsan Hakları Ağı'nın raporuna göre Şam yönetimi, Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından muhaliflerin kontrolündeki yerleşimlere 217 kez kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdi.