Burhaneddin Rabbani: Bir dönemin sonu

HABER MASASI
Abone Ol

Afganistan'ın önemli simalarından eski devlet başkanı Burhaneddin Rabbani, evinde kendisiyle görüşmeye gelen bir Taliban mensubunun sarığının içindeki bombayı patlatması sonucu hayatını kaybetmişti. Ölümünden önceki son görevi, Taliban ile hükümet güçleri arasında anlaşmayı sağlamak üzere çaba sarf etmek olmuştu. Hatta "Afganistan'a barışın yakın zamanda gelebileceğini düşünüyorum" diyecek kadar ümitliydi...

Aslen Tacik olan Burhaneddin Rabbani, 1940'ta Afganistan'ın Bedahşan eyaletinin başkenti Feyzabad'da doğdu. Kâbil'deki Ebû Hanife medresesini bitirdikten sonra 1960 yılında Kâbil Üniversitesi İslâmi İlimler ve İslâm Hukuku Fakültesi'ne kaydoldu. 1963'teki mezuniyetinin ardından, henüz 23 yaşındayken fakültenin öğretim üyelerinden biri oldu.

Öğrenciler hareketi: Taliban
Mecra

  • 1966-1968 arasında Kahire'deki el Ezher Üniversitesi'nde İslâm felsefesi mastırı yaptı. Burada İhvân-ı Müslimîn hareketiyle yakından ilgilendi. 1968’de ülkesine geri döndü. Bu tarihte, Afganistan Cemâat-i İslâmî Yüksek Konseyi tarafından üniversite öğrencilerine rehberlik etmekle görevlendirildi.

Cemâaat-i İslâmî'nin lideri Burhaneddin Rabbani (Solda) Arap Muj Abdullah İzam ile otururken.

Ülkesine döndükten sonra, Afganistan'ı o sırada yönetmekte olan Kral Zâhir Şah döneminde gerçekleştirilen seküler reformlara eleştiriler yöneltti. 1972'de Câmiatu'l-İslâmiyye adlı kuruluşun liderliğine getirildi.

Kuruluşun birçok radikal üyesinin aksine, Rabbani, kadınların çalışabilme ve kız çocuklarının yüksek öğrenime devam etme haklarını savunan bir isim olarak öne çıktı.

1974'te Kral Zâhir Şah, kuzeni Muhammed Davud Han'ın düzenlediği bir darbeyle devrilince, Rabbani yeni hükümete de cephe aldı. Muhammed Davud yönetimi, Rabbani'yi Kâbil Üniversitesi kampüsünde tutuklamaya kalkışınca, öğrencilerinin yardımıyla polisin elinden kurtulmayı başardı.

Faizabad uçak pistinde gazetecilerle konuşurken, 1998. Rabbani, 1996 yılında Taliban tarafından iktidardan uzaklaştırılmıştı.

Hükümetle arasındaki gerginliğin sürdürülemez boyutlara ulaşmasından sonra, Rabbani Pakistan'a sürgüne gitti. Orada eski öğrencisi Ahmed Şah Mesud tarafından ağırlandı. 9 Eylül 2001'de -tıpkı Rabbani gibi- kendisiyle görüşmeye gelen iki kişi tarafından düzenlenen bir bombalı saldırıyla öldürülecek olan Ahmed Şah Mesud, 1972'de Kâbil Üniversitesi'nde öğrenciyken tanıştığı Burhaneddin Rabbani'yle irtibatını hiç koparmamıştı.

Penşir Aslanı: Ahmed Şah Mesud
Mecra

  • Rabbani'nin yolu, Pakistan'daki ikâmeti sırasında kendisi gibi sürgünde bulunan birçok Afganlı 'lider adayı' ile kesişti. Bunlardan en önemlisi Gülbeddin Hikmetyâr idi. Rabbani'den 7 yaş küçük olan Hikmetyâr, 1975'te Hizbu'l-İslâmî'yi kurmuştu.

Pakistan'daki Afganlar arasında kısa zamanda bir ayrışma yaşandı ve 1977'de sürgünde düzenlenen seçimler sonucu Rabbani ile Hikmetyâr rakip 'lider adayları' olarak sivrildiler.

Rabbani, Cuma namazından sonra Kabil'deki Pul-e Khishti camisinden korumalar ve destekçilerle çevrili olarak çıktı, 2001.

1979'da Muhammed Davud Han Sovyet destekli bir darbeyle devrildikten sonra yerine gelen 'kukla rejim'e büyük oranda Ahmed Şah Mesud'a bağlı güçler büyük bir direniş gösterdi.

Nisan 1979'dan itibaren kademe kademe gerçekleşen Sovyet işgali ise, Afganistan'a neredeyse bütün İslâm ülkelerden koşup gelen 'mücahit'lerin katıldığı topyekûn bir savaşa dönüştü.

10 yıl süren Sovyet işgali boyunca Rabbani ve Hikmetyâr ile onlara bağlı birlikler, ülkelerini canla-başla savundular. İslâm dünyasında kısaca "Afgan Cihadı" olarak isimlendirilen bu dönem, aslında bir yönüyle Sovyetler ile ABD arasında on yıllardır yaşanan soğuk savaşın son perdesiydi.

Rabbani, bir eğitim kampında Kuzey İttifakı birliklerini gözden geçirirken, 2001.

1989’da Sovyet işgali sona erince bağımsızlık savaşını yürüten gruplar birbiriyle iktidar mücadelesine girişmişti. Sovyetler Birliği ülkeden çekilip de Afganistan kendi kaderiyle baş başa kalınca Burhaneddin Rabbani, birçok mücahit grubun desteğiyle 1992'de geçici devlet başkanı seçildi.

  • 1992 sonunda Rabbani'nin görev süresi iki yıl daha uzatıldı. Görev süresinin daha fazla uzatılmasını isteyen Burhâneddin Rabbânî’ye karşı İslâm Cephesi lideri Gülbeddin Hikmetyar ve Cünbiş-i Millî lideri Özbek General Abdürreşid Dostum’un güçleri birleşince 1993’te iç savaş başladı.

Bu savaş esnasında on binlerce insan öldü, on binlercesi de başka ülkelere iltica etti ve başşehir Kâbil tamamen tahrip edildi. Burhâneddin Rabbânî giderek güç kaybedince Gülbeddin Hikmetyar başbakanlığa getirildi. Bu değişikliğin yol açtığı belirsizlik ve güvensizlik ortamında medrese talebelerinin başlattığı Tâliban hareketi iki yıl içerisinde Kâbil dahil ülkenin pek çok bölgesinde hâkimiyeti ele geçirdi (1996). Böylece Rabbânî’nin başkanlığı resmen olmasa da fiilen sona erdi.

Afgan lider Hamid Karzai (sağda), Kabil'deki yeni Afgan geçici hükümetinin açılışı sırasında eski Afgan cumhurbaşkanı Burhaneddin Rabbani'ye sunulmak üzere doktora belgesini tutarken, 2001.

1996'da Taliban güçleri Kâbil'e girince Rabbani önce Afganistan'ın kuzeyine çekildi, ardından ülkesinden ayrılarak Tacikistan'a gitmek zorunda kaldı. Hamid Karzai'nin resmen göreve başlamasına kadar geçen süre boyunca BM tarafından Afganistan'ın resmi devlet başkanı olarak tanındı.

2001 yılında ABD'nin Afganistan işgali başlayınca, Rabbani 'Kuzey İttifakı' adıyla bilinen oluşumun lideri olarak ortaya çıktı. Devlet başkanlığı görevini Karzai'ye devretmesinin ardından bilge bir kişilik olarak kendisine büyük bir saygı gösterildi.

"Afganistan Taliban'dan önce 'modern' bir ülkeydi"
Mecra

Eski Afgan cumhurbaşkanı ve Yüksek Barış Konseyi başkanı Burhaneddin Rabbani, Kabil'de toplanan konsey delegelerine hitap ederken, 2011.

2011’de “Yüksek Barış Konseyi"nin başkanlığına seçilen Rabbani, Taliban ile hükümet güçleri arasında ateşkesin sağlanmasına yönelik olarak çaba gösteriyordu.

Tâliban ile yürütülen barış görüşmelerinde Afganistan Yüksek Barış Konseyi başkanı sıfatıyla 2010’a kadar görev yaptı. Liberal görüşleriyle tanınan, kadınların eğitimine ve çalışmasına izin veren Rabbânî, 20 Eylül 2011’de kendisiyle görüşmeye gelen iki Tâliban temsilcisinin canlı bomba eylemiyle hayatını kaybetti. Mezarı Kâbil’de bulunuyor.