Bir sürgün ve sonrası...
Çerkezlerin Anadolu ve bugünkü Ortadoğu coğrafyasına yerleşmelerine neden olan 1864 Sürgünü, bu milletin tarihindeki en acı dönüm noktalarından biridir. Sayıları 600 bin ilâ bir buçuk milyon arasında değişen sayıda Çerkez, Çarlık Rusya'sı tarafından 21 Mayıs 1864’ten itibaren yurtlarından sürgün edilmiştir. Tüm dünyada 5.5 milyona yakın bir nüfusa sahip olan Çerkezlerden yaklaşık 250 bini Ürdün’de yaşar. 1864’te Çarlık Rusyası tarafından ülkeden sürgün edilen Çerkezlerin torunlarıdır hepsi de.
Ürdün’ün başkenti Amman’daki kraliyet sarayının muhafızları, hem görünüşleri hem de tarihsel arka planları itibarıyla, diğer Arap başkentlerindeki saray muhafızlarından farklıdır. İslâm dünyasında tek örnek olmak üzere, Ürdün Kralı İkinci Abdullah ve ailesinin yakın korumaları Çerkezlerden oluşur. Ürdün’deki Çerkez nüfus ülkenin istihbaratında ve askeri yapılanmasında da ciddi derecede rol oynar.
Tüm dünyada 5.5 milyona yakın bir nüfusa sahip olan Çerkezlerden yaklaşık 250 bini Ürdün’de yaşar.
1864’te Çarlık Rusyası tarafından ülkeden sürgün edilen Çerkezlerin torunlarıdır hepsi de. 1921’de Ürdün müstakil bir ülke olarak tarih sahnesinde çıktığında, Çerkezler Hâşimîlerin hizmetine girdiler.
- Sünnî ve dindar bir topluluk olarak, Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hasan’ın soyundan gelen Hâşimî ailesine hizmet vermek, Ürdünlü Çerkezlerce “dinî bir vazife” olarak da telakki edildi.
Ürdün’ün kurucu lideri ve ilk kralı Abdullah, Çerkez nüfusun sadakatinden ve kendisine bağlılığından istifade etti.
Abdullah’ın koruma ordusu Çerkezlerden teşkil edilmişti. Daha sonra düzenli ordu ve istihbarat birimleri oluşturulduktan sonra bile, Çerkezler bu yapılarda önemli mevkiler işgal etti.
Siyasete de giren Çerkezler, içlerinden başbakan da çıkardılar. Çerkez azınlığın temsilcilerinden Sid el Mufti, 3 kez başbakanlık makamına getirildi. Ürdün Parlamentosu’nda da çok sayıda Çerkez görev yaptı.
Sadece Ürdün’de değil Filistin ve Suriye bölgesinde de yaşayan Çerkez nüfus, gelenekleri ve yemek kültürleriyle de Araplarla dostluk içinde yaşayan bir renk oluşturdular.
Şerif Hüseyin’in babasının eşlerinden birinin, Bezm-i Cihan adlı bir Çerkez olduğu ifade edilir. Ürdün’ün ilk kralı Abdullah bin Huseyin, bu Çerkez büyükanneyi her zaman saygıyla anmıştır. Suudi Arabistan krallarından Faysal bin Abdulaziz’in en sevdiği eşi İffet Suneyyan da, İstanbul doğumlu bir Çerkez’di. Şu anda İstanbul’da yaşamını sürdüren Suriyeli yazar ve entelektüel Cevdet Sid de, Suriye’ye yerleşen Çerkez azınlığa mensuptur.
Çerkezlerin Anadolu ve bugünkü Ortadoğu coğrafyasına yerleşmelerine neden olan 1864 Sürgünü, bu milletin tarihindeki en acı dönüm noktalarından biridir. Sayıları 600 bin ilâ bir buçuk milyon arasında değişen sayıda Çerkez, Çarlık Rusya'sı tarafından 21 Mayıs 1864’ten itibaren yurtlarından sürgün edilmiştir.
- Gemilerle Karadeniz’e açılan Çerkezlerin on binlercesi yolda yaşamını yitirmiş, Anadolu ve Arap topraklarına ulaşabilenlerin ciddi bir kesimi de salgın hastalık ve açlıktan dolayı ölmüştür.
Bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Çerkezler, her yıl 21 Mayıs günü bu soykırım ve sürgünü törenlerle anar.