Bir krizin anatomisi: Keşmir sorunu
Nükleer güce sahip iki komşu ülke Hindistan ile Pakistan'ı karşı karşıya getiren Keşmir sorununu anlamak, çatışmanın kökenlerini ve sebeplerini incelemeyi gerektiriyor.
1947'de İngiltere’den bağımsızlığın kazanılmasının ardından Hindistan ve Pakistan iki ayrı bağımsız ülke oldu, fakat Keşmir bölgesi, iki nükleer güç arasında paylaşılamadı. Bugün “Keşmir Sorunu” olarak literatüre giren mesele, özü itibarıyla, Müslüman çoğunluğa sahip Keşmir eyaletinin bir kısmının Hindistan yönetimi altında olmasından kaynaklanmaktadır.
1948 savaşı sonrasında oluşan ve bugüne dek pek değişmeyen ateşkes hattına göre, Keşmir bölgesinin üçte birlik kısmı Pakistan kontrolünde, üçte ikilik kısmı ise Hindistan kontrolündedir. “Azad Keşmir” Pakistan sınırları içerisinde yer alırken “Cammu-Keşmir” Hindistan sınırları içerisindedir
İngiltere'den 1947 yılında bağımsızlıklarını kazanan Hindistan ve Pakistan, Keşmir nedeniyle 1948, 1965 ve 1971'de savaşa girmiştir. Keşmir için yapılan 3 savaş, akıllara bu bölgenin her iki taraf için neden bu kadar önemli olduğu sorusunu getiriyor. Zira her iki ülke de bölgenin tamamı üzerinde hak iddia ediyor.
Himalayalar’ın eteklerinde yer alan Keşmir iklimi, akarsuları ve doğal kaynakları ile saklı bir cenneti andırıyor. Tarım ve hayvancılığın yapıldığı Keşmir Vadisi bölgenin can damarıdır. Pakistan için çok önemli olan akarsuların bir kısmı Keşmir topraklarından doğmaktadır. Hindistan, Pakistan ve Çin'in sınırlarında bulunması sebebiyle de stratejik öneme sahip olan bölge, dünyanın en yüksek ikinci tepesinin bulunduğu çevre topraklara hakim bir konumdadır. Dolayısıyla hem verimli toprakları hem de stratejik konumu ile Keşmir, bölgesel güç mücadelelerinin odağına yerleşmektedir.
1947’de İngilizler Hindistan’dan çekilirken, dönemin prens ve racalarından, yönetimleri altındaki bölgelerin Hindistan veya Pakistan’a katılmalarını istemişti. Bu katılma işleminin çoğunlukta olan nüfusa göre yapılması kararlaştırılmıştı. Ancak yöneticisi Hintli olup nüfusu Müslüman olan Keşmir, Hindistan’a katılma kararı almıştır. Hindistan yönetimi Keşmir’de plebisit (halk oylaması) yapılacağına dair söz vermiş fakat bugüne kadar güvenlik gerekçeleriyle hep ertelenmiştir. Bu duruma karşı çıkan Pakistan, Keşmir’in Pakistan’a ait olması gerektiğini savunarak 1948 yılında bölgeyi ilhak etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır.
1957’de özel bir statü ile yönetilen Cammu-Keşmir’in 1965 yılında anayasası değiştirilerek özel statüsüne son verildi ve eyalete dönüştürüldü. Böylece Cammu-Keşmir, çoğunluğu Müslümanlardan oluşan tek Hindistan eyaleti haline getirildi. 1962 Çin-Hint Savaşı’nı kaybeden Hindistan’a karşı Pakistan, 1965 yılında harekete geçerek ikinci kez Keşmir üzerine saldırdı ancak yine başarılı olamadı.
1971 Savaşı ile taraflar bir kez daha karşı karşıya gelmiş, ardından 1972 yılında Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde Keşmir’de “Simla Ateşkes Hattı” oluşturulmuştur. Günümüzde 1971 yılında imzalanan Simla Antlaşması ile belirlenen ve uluslararası toplum tarafından da tanınan askerî kontrol hattı üzerinde Hindistan ve Pakistan belirli sayıda asker bulunduruyor.
1971 Savaşı’ndan sonra Pakistan, Hindistan ile doğrudan savaşa tutuşmak yerine Keşmir’deki yerel grupları desteklemiştir. 1999’da Pakistan tarafından desteklenen isyancı gruplar, Keşmir’in kuzeyindeki Kargil tepelerini işgal etmişti. Hindistan Kargil tepelerini geri almak için yüzlerce askerini kaybetmiş ve dördüncü bir savaşın eşiğinden son anda dönülmüştür. Keşmir’de yaşanan çatışmalarda ölü sayısının 70 binden fazla olduğu tahmin ediliyor.
Hindistan, İslamabad yönetiminin silahlı örgütlere ve gruplara para, silah ve askerî eğitim yardımında bulunduğunu ileri sürüyor. İddiaları reddeden Pakistan ise gruplara yalnızca diplomatik destek verdiğini ileri sürerken Hindistan ordusunun Keşmir’de insan hakların çiğnediğini savunuyor. Öte yandan Keşmir halkı 1989 yılından beri bağımsızlık için referandum yapılmasını istese de Yeni Delhi buna sıcak bakmıyor. Zira Keşmir, Hindistan’da Müslümanların çoğunlukta olduğu tek eyalet olup devletin resmî ideolojisinin dinler üstü ve seküler olma iddiasının en önemli parçasıdır.
Keşmir Sorunu’nu her platformda gündeme taşıyan Pakistan, sorunun kalıcı olarak çözümü için Keşmir üzerindeki Hindistan egemenliğinin sonlandırılmasını şart koşmaktadır. Bu durum, sorunun iki taraf içinde kangren haline gelmesine ve ülke siyasetini olumsuz yönde etkilemesine neden olmaktadır. Birleşmiş Milletler ise Keşmir’deki anlaşmazlığın nihai çözümün özgür ve tarafsız bir halk oylaması yoluyla sağlanması gerektiğini belirtiyor.
Dünyanın sürekli çatışma bölgelerinden biri olan Keşmir’de, olası bir isyanı engellemek için Hindistan’ın yerleştirdiği 1 milyona yakın askerî birlik bulunuyor. Sokak ve caddelerde gün boyu nöbet tutan Hintli askerlerinin varlığı, Keşmirli Müslümanları rahatsız ediyor. Hindistan'ın bölge halkının isteklerini askerî önlemlerle bastırmaya çalışması, gündelik hayatı olumsuz yönde etkilerken direniş gruplarının doğmasına yol açıyor. Hemen her gün bir gösterinin yaşandığı Keşmir’de gerginlikleri sona erdirecek nihai bir çözüme ulaşmak ise, mevcut şartlarda oldukça zor gözüküyor.