"Aden'de BAE destekli güçler arasındaki gerginlik, kapsamlı çatışmalara dönüşebilir"

HABER MASASI
Abone Ol

Yemen'in geçici başkenti Aden'de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen Güney Geçiş Konseyi'ne (GGK) bağlı gruplar arasındaki çıkar çatışmaları, kentte barış ve huzur ortamı bekleyen halkın umutlarına gölge düşürdü. Ağustos 2019'dan bu yana hükümetin değil GGK'nin kontrolü altında bulunan Aden'de, GGK'ye bağlı güçler arasındaki çekişmeler son dönemde arttı.Bölge uzmanlarına göre, kentteki bu güvenlik zafiyeti, yıkıcı kaos ve dış kaynaklardan beslenen iç çekişmeler, Aden'de geniş kapsamlı çatışmalara dönüşebilir.

Yemen'in geçici başkenti Aden'deBirleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen Güney Geçiş Konseyi'ne (GGK) bağlı gruplar arasındaki çekişmeler, kentte barış ve huzur içinde yaşamın yollarını arayan halkın iyimserliğine gölge düşürdü.

  • Aden, Ağustos 2019'dan bu yana hükümetin değil GGK'nin kontrolünde bulunuyor. GGK'ye bağlı güçler arasında ise son dönemde çekişmeler arttı.

Uzmanlara göre, kentteki büyük güvenlik zafiyeti ve hizmetlerdeki kötüleşmeyle gözlenen yıkıcı kaos durumunun yanı sıra dış kaynaklardan beslenen iç çekişmeler, kentte kapsamlı çatışmalara dönüşebilir.

Aslında GGK'ye bağlı güçler arasındaki gerilim sonucu 23 Haziran’da küçük çaplı bir çatışma yaşandı. Güvenlik Kemeri Güçleri ile Dayanak ve Destek Güçleri arasındaki çatışmada ölenler ve yaralananlar olduğu bildirildi.

Ağustos 2019 beri şehri kontrolü altında alan Güney Geçiş Konseyi'ne (GGK) bağlı güçler arasında çatışmalar artıyor.

  • 23 Haziran'daki çatışma GGK’ye bağlı güçler arasındaki ilişkilerde kapanması zor bir çatlak oluştururken, nispeten sorunlardan uzak bölgede her an için patlamaya hazır bir yanardağ olduğunu da ortaya çıkardı.

Sebebi Birleşik Arap Emirlikleri

Gelişmeleri AA muhabirine değerlendiren gazeteci yazar Salih el-Haneşi, Aden'deki sorunların kaynağı olarak BAE'yi işaret etti.

  • Haneşi, BAE’nin kentte devletin kontrolü dışında oluşturduğu güvenlik ve askeri teşkilatların, bölgesel ve kategorik temelli kurulduğunu dile getirdi. Buradaki amacın Aden’i kaos altında bırakmak ve devletin kaynaklarını dış güçlerin tekelinde tutmak olarak değerlendiren Haneşi, Dayanak ve Destek Güçleri ile Güvenlik Kemeri Güçleri’ne bağlı unsurların yüzde 90’ının güneydeki Lahic ve Ebyen vilayetlerindeki kabilelerinden geldiğine dikkati çekti.

Adı geçen gruplar dışında Fırtına Güçleri ve Aden Güvenlik Güçleri’ne bağlı unsurların ise GGK Başkanı Aydarus ez-Zubeydi gibi güneydeki Dali vilayetinden olduğunun altını çizen Haneşi, Lahic ve Ebyen’den gelenlerin oluşturduğu grupların Aden’in kuzeyini, Dali kökenli olanların ise kentin güneyini kontrol ettiklerini söyledi.

Gözlemcilere göre, Dayanak ve Destek Güçleri ile Güvenlik Kemeri Güçleri, aralarındaki anlaşmazlığı gidermek için Zubeydi’nin son dönemde bunları bölme ve başlarına yeni komutanlar tayin etmesiyle ilgili aldığı kararlar öncesinde tek bir askeri güç olarak sahada bulunuyordu.

Uzmanlar, Aden'deki güçlerin bölünmesinin milyonlarca dolarlık gelir potansiyeline sahip Aden'in kaynaklarının bölüşülmesi anlamına geldiğini ifade ediyor.

Haneşi, güçlerin bölünmesindeki amacın yalnızca onları kontrol altında tutmak olmadığını, bunun uluslararası deniz yolları hattı üzerindeki stratejik konumundan dolayı milyonlarca dolarlık gelir potansiyeline sahip Aden'in kaynaklarının bölüşülmesi anlamına geldiğini de dile getirdi.

Haneşi, "Bu bölünmeler, Aden'de kapsamlı çatışmaların fitilini ateşleyecek, kaçışı mümkün olmayan bir gerçeklik olarak görünüyor. Vilayette 1990'da Yemen birliğinin sağlanmasından önceki eski çatışmaları yeniden yaşanabilir." yorumunu yaptı.

Devletin yokluğu

Ülkenin geçici başkenti olarak daha güvenli ve istikrarlı olması gereken kentte devlet kurumlarının, dolayısıyla devletin olmamasının kaosa katkıda bulunduğunun altını çizen Haneşi, şunları söyledi:

Bütün bu sorunlardan kurtulmanın yolu devleti yeniden yapılandırmak, 5 Kasım 2019'da hükümet ile GGK arasında imzalanan Riyad Anlaşması'nın askeri ve güvenlik bölümünü uygulamak ve bakanlıklar altındaki silahlı oluşumların entegrasyonunu sağlamaktır. İç savunma ve yurt dışındaki güvenlik teşkilatına bağlı olmayan tüm silahlı unsurları bunun dışına çıkarmak gerekmektedir.

Riyad Anlaşması siyasi yönüyle GGK'nin yeni bir hükümete katılımına odaklanırken, askeri konular ve güvenlik alanında, Aden ve GGK'nin kontrol ettiği valiliklerdeki güçlerinin çekilerek hükümet güçlerine entegre olmasını, böylece darbe nedenlerinin sona ermesini öngörüyordu.

Öte yandan GGK’ye bağlı gazeteci ve siyasi yazar Salah es-Sakladi, Twitter'dan paylaştığı mesajlarda Aden'deki gelişmeler hakkında daha keskin yorumlar yaptı.

  • Sakladi, "Düzinelerce askeri üniforma giyseler, bomboş kafalarına yüz tane BAE paçavrası bağlasalar, bin tane tüfek taşısalar da bu yapılanlar, güvenlikle ya da askerlik şerefiyle ilgisi olmayan haydutluk eylemleridir." ifadelerini kullandı.

Sakladi, Aden’deki güçlere karşı eleştirisini şöyle sürdürdü:

  • "Parayla askerlik yapan vurguncudan ya da yanlışların arkasından sürüklenen gözleri bağlanmış aptalca alkışlayanlardan başkası böyle bir davranışı savunmaz. Uzun acılar, bekleyişler ve fedakârlıklardan sonra insanların umut ettiği ve hak ettiği güvenlik bu mu? Bizim ve gelecek nesillerimiz için aradığımız güvenlik bu mu?"

GGK'ye bağlı grupların çıkarları çatışıyor

Siyasi yazar ve insan hakları aktivisti Ali Naki de GGK'ye bağlı askeri teşkilatlar arasındaki çekişmeleri "çıkar çatışması" olarak nitelendirdi.

  • Konuyla ilgili konuşan Naki, "Yaşanan gelişmeler, 2015 savaşından sonra ülkenin güneyinde oluşan güç merkezlerinin perde arkasında neler olup bittiğinin gerçek bir yansımasıdır. Çünkü onları çıkar ve menfaat bağlantıları dışında hiçbir şey birleştiremez." dedi.

Bölge uzmanları çatışan bu güçlerin çalışmalarını düzenleyen hiçbir yasa olmadığını, sadece bağlı bulundukları gruplara ve bölgesel ilişkilere ait çıkarları olduğunu belirtti.

Bu grupların yeniden yapılandırılması ve hükümete bağlı İçişleri ve savunma bakanlıkları bünyesine alınması gerektiğine işaret eden Naki, tek çıkar yolun Riyad Anlaşması'ndaki güvenlik maddelerinin uygulanmasında gizli olduğunu vurguladı.

Aden'de yeni çatışmaların muhtemel olduğu uyarısında bulunan Naki, "Arap koalisyonu askeri komutasıyla RiyadAnlaşması'nı dayatmazsa Aden'de yeni bir savaş kaçınılmazdır." ifadesini kullandı.

Riyad Anlaşması kapsamındaki gelişmeler

  • Riyad'da 5 Kasım 2019'da Yemen hükümeti ile BAE destekli GGK arasında "hükümetin Aden'e dönmesi, siyasi bir hükümet kurulması, tüm askeri teşkilatların savunma ve içişleri bakanlıklarına bağlanması, tarafların ellerinde bulunan esirlerin karşılıklı değişimi" gibi maddeleri içeren anlaşma imzalanmıştı. Ancak özellikle anlaşmanın güvenlik maddeleri taraflar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle uygulanamamıştı.

Riyad yönetiminin Temmuz 2020'de Yemen hükümeti ile GGK arasında imzalanan Riyad Anlaşması'nın uygulanması ve ülkede istikrarın sağlanması için taraflara bir öneri sunduğu duyurulmuştu.

Bunun üzerine GGK Sözcüsü Nizar Heysem, Twitter hesabından yaptığı açıklamayla, Riyad Anlaşması'nın hayata geçirilmesi için konseyin özerk yönetimden vazgeçtiğini bildirmişti.

Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi de Suudi Arabistan'ın sunduğu öneri ve GGK'nin güney illerindeki özerklikten vazgeçtiğini ilan etmesinin ardından Ahmed Salim Rabi'nin yerine Ahmed Hamid Lemles'i yeni Aden Valisi olarak atamıştı.

Hadi, daha sonra da Başbakan Muin Abdulmelik'i Riyad Anlaşması uyarınca yeni hükümeti kurmakla görevlendirmişti.

  • Son olarak Suudi Arabistan haber ajansı SPA, 2 Temmuz'da verdiği haberde Riyad'da bir araya gelen GGK ve hükümet yetkilileri arasındaki görüşmelerde, tarafların gerilimi düşürme ve Riyad Anlaşması'nı hayata geçirme konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.