Selçuklu'dan miras kenevir helvası
Selçuklu'dan miras kenevir helvası
Bulunduğumuz topraklar sadece tarihi ve kültürüyle değil aynı zamanda gastronomisiyle de dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan zenginliği barındırıyor. Bu zenginliklerden biri olan kenevir helvası, Selçuklu döneminde Konya’da çok meşhurken unutulmaya yüz tutmuş ancak şimdilerde yeniden popüler edilmeye çalışılan bir tatlı. Geçmişi 1000 yıldan fazla olan kenevir helvası Konya Büyük Şehir Belediyesi tarafından yeniden üretiliyor.
Konyalı olanlar bilecektir ancak Konyalı değilseniz büyük ihtimalle kenevir helvasını ilk defa duyuyorsunuz. Geçmişi bundan bin yıl öncesine dayanan kenevir helvası, Selçuklu döneminde kışın çokça yapılan bir tatlıymış. O dönem eğlencelerde de sıkça yapılan kenevir helvası "eğlencelik" olarak da adlandırılıyormuş. Selçuklu döneminde kavrulmuş kenevir ve kaynatılmış üzüm pekmeziyle birlikte yapılan kenevir helvası, leblebi tozlarıyla kaplı tepsilere dökülüp karın üzerinde soğuması bekletilerek hazırlanıyormuş. Karın üzerinde soğuyan kenevir helvaları kesilip akşamları yeniyormuş.
Günümüzde neredeyse unutulmaya yüz tutmuş olan kenevir helvası, şimdilerde ufak bir değişiklikle daha besleyici ve daha lezzetli hale getirilmiş. Yine aynı şekilde ana malzemesinde kenevir ve üzüm pekmezi bulunan kenevir helvasına badem, fındık, ceviz gibi kuruyemişler eklenerek daha doyurucu ve lezzeti bir kimlik kazandırılmış. Konya Büyük Şehir Belediyesine ait tesislerde üretilen kenevir helvasını tek değerli ve özel kılan özelliği Selçuklu zamanından beri yapılması değil aynı zamanda SOBE'de (Selçuklu Otizimli Bireyleri Eğitim Vakfı) eğitim gören iki gencin de emeğinin olması. Yani geçmişten beri kültürümüzde büyük yer edinmiş olan kenevir helvası, farklılıklarımızla da güzel olabileceğimizi ve iş hayatında da eşitliğin önemini tekrar gözler önüne seren önemli bir örnek haline gelmiş durumda. Kenevir helvası denemediyseniz hem doyurucu hem de besleyici olan bu lezzeti mutlaka denemelisiniz.