Şeker hastalığına yakalanma riskinizi nasıl azaltabilirsiniz?

Şeker hastalığına yakalanma riskinizi nasıl azaltabilirsiniz?

SEVDE TOPCU
Abone Ol

Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından yayımlanan verilere göre Türkiye'de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabet hastası var ve bu rakamın toplam yetişkin nüfusun yaklaşık %15'ine denk geliyor. Diyabetin ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve artarak devam ettiğini hatırlatalım. Peki şeker hastalığı riskini nasıl azaltabilirsiniz? Lokmacığınız anlatıyor!

Öncelikle şeker hastalığının Tip-1 ve Tip-2 şeklinde iki ana türü bulunuyor. Bu türlerin anlamları nedir onları açıklayalım.

Tip-1: Daha az yaygındır ve maalesef önlenemiyor. Tip-1 hastası olan kişiler insüline bağlı şekilde yaşarlar.

Tip-2: Genel olarak ağır ve hareketsiz bir yaşamla ilişkilidir. Bu diyabet hastalarının %80'i önlenebilir. 40 yaş üstü bireylerde çıkması muhtemeldir. Beslenme tip-2 diyabet hastalığının önlenmesinde çok önemli bir faktördür. Görülme sıklığı daha fazladır. Diyabetli kişilerin %90'ı Tip-2 diyabet hastasıdır.

Diyabet riskinizi aşağı yukarı hesaplayın!

Tablonun en üstünden kilonuzu ve sağından boyunuzu seçip kesişme noktanızı kontrol edin. Siyah alanda kalıyorsanız olmanız gereken kilodan az, koyu mavideyseniz ideal kilonuzda, mavideyseniz biraz kilolu, açık mavideyseniz ise çok kilolusunuz demektir.

Verdiğiniz her kilo diyabet riskinizi %16 oranında azaltır. Bunu asla unutmayın!

Sıkı bir diyetle Tip-2 tersine çevrilebilir mi?

Yapılan yeni araştırmalar, Tip 2 diyabetli kişilerde kan şekeri düzeylerinin çok düşük kalorili bir diyet uygulayarak normale dönebileceğini göstermiştir.

Çalışmalar, önemli kilo kayıplarının karaciğer ve pankreasta bulunan yağ miktarını da ciddi oranlarda azalttığını buldu. Bu da kan şekeri seviyelerinin normale dönmesine ve insülin fonksiyonunun iyileşmesine neden olmuştur.

Diyabet riski olanlar neler yemeli ve neler yememeli?

Karbonhidratlar: Karbonhidratsız bir beslenme mümkün değildir. Elimizden geldiğince sağlıklı karbonhidratları ölçülü bir şekilde tüketmeliyiz. Mayasına güvendiğimiz ekşi mayalı tam buğday ekmeği günlük 1-2 dilim yenebilir. Karabuğday (greçka) gibi lif ve protein içeren gıdaları mutlaka tüketmelisiniz. Ancak beyaz ekmek, makarna gibi hem şeker hem de sağlıksız karbonhidrat olan bu gıdalardan uzak durmak önemli.

Meyveler: Meyveleri yeme rutininizden asla çıkarmayın. Evet şeker oranı yüksek ancak günde bir çeşit meyveden bir adet olacak şekilde tüketebilirsiniz. Tropikal meyvelerin ve muzun şeker oranının diğer meyvelere göre daha yüksek olduğunu söyleyelim o sebeple bunları daha az tüketmenizde fayda var.

Yağlar: Doğru yağ türlerini tüketmek çok önemli. Örneğin işlenmiş ve paketli gıdalarda bulunan trans yağlar, palm yağı ve margarin tüketimini ömür boyu bırakmamız gerekiyor. Zeytinyağı tüketimi -abartmamak şartıyla- sağlık açısından çok önemli. Yağlar konusu ile ilgili yazdığımız diğer blog yazısına mutlaka göz atın!

Yağ dosyasını açıyoruz!

Su: Susuzluk genellikle açlıkla karıştırılan bir durumdur. Su içmeyen insanların çoğu sık sık acıktığını söyler. Ancak acıktığınız anda bir bardak su içip 10 dakika beklemeli ve kendinizi kontrol etmelisiniz. Eğer hala açsanız evet acıkmışsınız ancak çoğu zaman bir bardak su ile açlık hissinizin geçtiğini göreceksiniz.

Herkes günde 3 litre su içecek diye bir kural yoktur!

Her vücudun suya olan ihtiyacı farklıdır. İdrarınız gün içinde berrak ise vücudunuzun su oranı iyi demektir.

S SEVDE TOPCU Pirimedya