Neredeyse her gün tükettiğimiz 'mısır' bitkisinin tarihini aydınlatıyoruz

Onlarca farklı çeşitte kullandığımız mısırın anavatanı Amerika kıtası. New Mexico eyaletinde yapılan kazılarda mağaralarda ve kaya barınaklarında mısır taneleri ve mısır koçanları bulunmuş ve bu buluntuların yaklaşık 5.000 yıllık olduğu tespit edilmiş. Yapılan tüm kazılardan elde edilen genel sonuç ise mısır bitkisinin yaklaşık 10.000 yıllık olduğu yönünde.

Günümüzde Meksika’nın bulunduğu bölgede yaşayan Aztekler farklı farklı mısır tanrılarına tapmışlar ve yeterli verim alabilmek için yaptıkları ayinlerde insanları bu tanrılara kurban etmişlerdir.

Kızılderililerin mitolojisinde de mısır oldukça kutsaldır. Amerika’nın keşfinden sonra oraya yerleşen İngiliz ve İspanyol yerleşimciler mısırı nasıl işleyeceklerini ve tüketeceklerini kızılderililerden öğrenmişlerdir.

Mısırın dünyaya açılması nasıl oldu?

1493’te Kristof Kolomb İspanya’ya dönerken yanında mısır ile döndü. Oradan da Portekiz, Fransa ve İtalya’ya yayılmış oldu. Daha sonra denizci olan Portekizlilerin de etkisiyle dünyanın farklı farklı birçok bölgesinde kendisine yer buldu.

Peki bu bitki yaşadığımız topraklara nasıl geldi?

Ülkemize girişi Afrika üzerinden olan bu bitki Mısır topraklarından doğru geldiği için topraklarımızda mısır adını aldığı biliniyor.

Mısırın faydaları saymakla bitmiyor!

-Enerji verir ve zinde hissettirir.
-Kan miktarını artırır.
-İdrar yolu enfeksiyonlarına iyi gelir.
-Kolon kanseri riskini düşürür.
-Kolesterol emilimine katkıda bulunur.
-Hemoroidin ilerlemesini yavaşlatır.
-Kemik yapısını güçlendirir.
-Kalbi korur ve damar tıkanıklığının önüne geçer.
-Unutkanlığa iyi gelir.
-Ciltteki gözenek açıklığına iyi gelir.
-Saç sağlığını korur.

Mısırın zararları nelerdir?

Çok fazla tüketildiğinde kilo almaya sebep olan mısır, guatr hastalarına da pek önerilmiyor. Ayrıca günümüzde mısırda çok fazla GDO bulunduğu için dikkatli şekilde tüketmekte de fayda var!

Kaynak: Dr. Metin Babaoğlu