Donutun tarihi: Hollanda’dan Amerika’ya bir lezzet yolculuğu
Donutun tarihi: Hollanda’dan Amerika’ya bir lezzet yolculuğu
Son yılların popüler lezzeti donut hakkında daha detaylı fikir sahibi olmak isteyen herkese ışık tutalım, bu enfes tatlının ortaya çıkış hikayesine hep beraber göz atalım istedik ve ortaya hem eğlendiren hem bilgilendiren bu keyifli yazımız çıktı. Buyurun hep beraber donutla daha yakından tanışmaya!
Amerikan polisiye filmlerinden epey tanıdık, bir kere yedikten sonra kendine hayran bırakacak kadar leziz, görsel olarak da bir o kadar iştah açıcı donut günümüzde en sevilen tatlı çeşitleri arasında. Aslında bir çeşit çörek olarak düşünebileceğimiz donuta tatlı demek ne kadar doğru bilmiyoruz lakin donut günümüzde bir tatlı çeşidi olarak kabul görmüş durumda.
Özellikle son zamanlarda ülkemizde ve dünyada bir furya haline gelmiş ikinci nesil kahveciler sayesinde hiç olmadığı kadar revaçta olan donut, kahve keyiflerinin vazgeçilmezi olarak birçoğumuz tarafından oldukça sevilir hale geldi.
Amerikan polisiye filmlerinde her ekip aracının içinde mutlaka bulunan lakin asla yenmeyen o donutlar hafızalarımıza kazındı ve yıllar sonra ülkemizde de etkisini gösteren ikinci dalga kahvecilerin rüzgarıyla beraber bizlerin de kahve yanında sıklıkla tükettiği ve kendini çok sevdiren bir lezzet haline geldi. Bizler her ne kadar daha yeni tanışmış olsak da donutun varlığının yüzyılları aştığını söylesek ne derdiniz?
Öyle ki Amerika’nın güneyinde yapılan arkeolojik kazılarda rastlanan fosilleşmiş donutlar bilim insanlarını epey şaşırtmıştı. Dünyada da ilk donutların nasıl yapıldığına dair bir merak hakim olmuştu. Varsayımlar ve araştırmalar şunu söylüyor ki donut aslında oliekoek adıyla önce Hollanda’da keşfedilmiş daha sonra ise Kuzey Amerika’ya göç eden Hollandalılar sayesinde Amerikalılar da bu lezzetle tanışmış. Tabi bir de oliekoekler düz bir hamur şeklinde kızartılırken donutun ortasının neden delik olduğunu merak edenler olacaktır ki bu oldukça doğal onunla ilgili de şöyle bir rivayet var.
Takvimler 1847’yi gösterirken Elizabeth Gregory adlı bir kadın Amerika’nın New England bölgesinde en iyi oliekoekleri yapmasıyla ünlenmiş. Oliekoeklerin ortasına fındık, fıstık gibi ürünler ekleyerek lezzetini ikiye katlayan Gregory’nin bu keklere verdiği özel bir isim de mevcutmuş; dough-nuts. Gregory’nin denizci oğlu yüzbaşı kaptan Hanson Crockett bir gün sefere çıkacakken annesinden kendisi için bir sepet dolusu doughnut yapmasını ve gemide de yapabilmek için bu nefis keklerin tarifini istemiş. Lakin kaptan Hanson, gemide dümen başındayken bir elinde donutlar bir elinde dümen bu çörekleri yemekte zorlanınca çareyi donutların dümenin parmaklıklarına yerleştirmekte bulmuş. Bu haliyle de yemenin çok daha kolay olduğunu görünce gemi aşçısına tüm donutları tarife uygun şekilde lakin ortasına delik açarak yapmasını emretmiş ve böylece donut günümüzdeki ortası delikli halini almış.