Yeni dünyanın şeker köleleri

HİKMET YALÇINKAYA
Abone Ol

Yüksek kar oranı, ağır ve zahmetli üretimi, şekerin zor ulaşılan bir ürün olması sebebiyle, 15. yüzyılda Orta ve Güney Amerika yerlilerinin ölene kadar şeker kamışı plantasyonlarında çalışmaya mahkum edildiğini daha önce duydunuz mu?

Çayın yanında, baklavaya pastaya gizlice sızan şekerin mazisi hiçte iç açıcı değil...

Yüksek kar oranlı Şeker kamışı tarımının ağır ve zahmetli olması batılı ülkelerin ellerini ovuşturması için yeterli bir sebep olmuştur. 15. Yüzyılda Orta ve Güney Amerika yerlilerinin ölene kadar şeker kamışı plantasyonlarında çalışmaya mahkum edildiğini daha önce duydunuz mu? Şekerin tarihi yolculuğuna birlikte göz atalım.

Şeker kamışı

1450-1850 yılları arasında 4 asırda Avrupalılar kahvelerini tatlandırmak için yaklaşık 10 milyon Afrikalıyı köleleştirerek Amerika’ya yolladılar. Yeni Dünya’ya sevk edilen bu kölelerin üçte ikisi henüz Amerika’ya varamadan yaşamını yitirmiştir.

Şekerin anavatanı

  1. Şekerin anavatanı Güneydoğu Asya’daki Malanezya olan şekerkamışı, MÖ 8 binlerde Hindistan ve Bengal’e ulaşmış ve balın en büyük rakibi olmuş.
  2. Günümüzde kullandığımız beyaz kristalleri ise Hintlilere borçluyuz. MÖ 350’de şeker kamışı ezilerek kaynatılan özsu, soğuyunca ortaya kristal şeker çıkmış.

Afrikalı şeker kamışı köleleri.

1 kilo şeker eşittir 2 büyükbaş öküz!

Yüzyıllar boyunca büyük işlerde kullanılan şeker, antioksidan, sakinleştirici, kan sulandırıcı gibi birçok ilaç yerine kullanılmış. Bu kadar değerli maddeye ulaşmak için ise epey uğraşmanız gerekmekte, öyle ki eczanelerde satılan 1 kilo şeker için vermeniz gereken ücret 1372’de iki adet besili öküz!

14. yüzyıla kadar şeker üretimi Müslümanların elinde bulunmaktaydı. Almanlar bir kilo şeker için 5 altın Marka isteniyordu.

Köleler gemilerle taşınıyordu.

Yeni Dünya'nın ilk şeker kamışı, 15. Yüzyılda Kolomb tarafından büyük bir köle ayaklanmasının yaşandığı Hispaniola'da ekildi. Portekizliler, yüz binden fazla kölenin tonlarca şeker ürettiği Brezilya'yı şeker üretiminin hızla geliştiği ilk sömürgelerden biri haline getirdi.

Ekilen şekerkamışı miktarının yükselmesiyle birlikte ürünün fiyatı düştü. Fiyat düştükçe talep arttı ve 17. yüzyıl ortalarında şeker lüks olmaktan çıkarak önce orta sınıf, daha sonra yoksullar için temel gıda haline geldi.

Şeker kamışı tarlasında çalışan köleler.

18. yüzyılda şeker ve kölelik kusursuz bir şekilde işliyordu. Her yıl yeni bir ada sömürgeleştiriliyor, ağaçlar kesiliyor ve şeker üretimi gerçekleştiriliyordu. Yerliler yaşamlarını yitirince plantasyon sahipleri yerlerine Afrikalı köleleri geçirdiler. Toplanıp öğütülen ürün gemi ambarlarına yığılarak Londra, Amsterdam ve Paris'e götürülerek, burada mamul ürünlerle değiş tokuş ediliyor ve bu ürünler Afrika'nın batı sahillerine getirilerek bu kez de kölelerle değiştiriliyordu.

Milyonlarca Afrikalı kölenin öldüğü bu ticaret oyununun kanlı yanı, Köle Yolu olarak anılıyordu. Köle ticaretinin Britanya tarafından yasaklandığı 1807'ye gelindiğinde 11 milyondan fazla Afrikalı gemilerle Yeni Dünya'ya taşınmış ve bunların yarısından fazlasının yolculuğu da şeker plantasyonlarında son bulmuştu.

Köle Yolu