Van'da keşif uçağı düştü: İHA'lar neden kullanılmadı?
Van'da, keşif ve gözetleme göreviyle bulunan insanlı keşif uçağının Artos Dağı'nın 2 bin 200 rakımına çarparak düşmesi sonucu ikisi pilot 7 askerimiz şehit oldu.
GZT'nin ulaştığı Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, insanlı keşif uçakları ve İHA'lar arasındaki farka değinerek iki noktaya işaret etti; "Birincisi insanlı keşif uçakları orta irtifada faaliyet gösteren uçaklar. İkincisi bu olayların bir özelliği var; içlerinde sistem operatörleri var ve bir afet, doğal arama olduğunda veri aktarıyorlar. İnsanlı keşif uçaklarının taradığı alan çok daha fazla".
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Havacılık Daire Başkanlığı envanterine kayıtlı insanlı keşif uçağının Artos Dağı'na çarparak kırıma uğradığı kaza sonucu 7 emniyet personelinin şehit olduğu açıklandı.
GZT'nin ulaştığı Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar kazada kullanılan insanlı keşif uçağının kullanılmasının ana nedenlerini şöyle açıkladı:
"Birincisi insanlı keşif uçakları orta irtifada faaliyet gösteren uçaklar. İkincisi bu uçakların bir özelliği var; içlerinde sistem operatörleri var ve bir afet, doğal arama olduğunda veri aktarıyor"
Kazanın, teknik bir arıza nedeniyle yaşanmış olabileceğine değinen Ağar, uçağın çift motorlu ve pervaneli bir uçak olduğuna işaret etti.
Uçak, Hakkari ve Van illerinin keşif ve gözetlemeye yönelik yaptığı çalışmalarda görev almak üzere, Van Ferit Melen Havalimanı'ndan havalanmıştı.
Neden İHA değil insanlı keşif uçağı kullanıldı?
İki uçak arasında farklar olduğunu söyleyen Ağar şöyle konuştu:
- "Birincisi insanlı keşif uçakları orta irtifada faaliyet gösteren uçaklar. İkincisi bu uçakların bir özelliği var; içlerinde sistem operatörleri var ve bir afet, doğal arama olduğunda veri aktarıyorlar.
- Türkiye'de bu uçaklara 'kalkın' emri verildiği andan itibaren iki saatlik bir zaman dilimi içerisinde kriz bölgesinin üzerinde konumlanabiliyorlar. Yani iki saat içinde aşağıda operasyonu sürdürenlere veri aktarmaya başlayabiliyorlar. Bu operasyon kaçakçılık, arama-kurtarma, terörle mücadele ya da narkotik operasyon olabilir. Bu maksatla kullanılıyor. Havadan orta irtifadan 15 bin fit ile 35 bin arasında gerçek zamanlı veri analizi yapabiliyor. Böyle temel bir özelliği bulunuyor. Bu noktada performansı insansız hava araçlarından (İHA) farklı. Biz İHA'ları keşif ve gözetleme maksadıyla kullanıyoruz ama burada işin içerisinde operatör var ve direk operatör etkisi bulunuyor. Taradığı alan çok daha fazla. Orta irtifada yani 5 bin metre dolaylarında faaliyet gösterdiği için tarama alanı çok daha fazla oluyor"
Uçak Türkiye'nin envanterine ne zaman girdi?
Uçağı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kullandığını ve performansının oldukça iyi olduğunu aktaran Ağar konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yeni bir uçak, 2015 model. Bir teknik arıza olduğu düşünülüyor ve özetle terörle mücadelede kullanılıyor. Uçağın sistemlerinin gerçek zamanlı olarak sahadaki birliklerle bilgi paylaşabilme kapasitesi var. Hem gece hem gündüz görev yapabilen uçaklar. Çok yüksek çözünürlükte kameralara sahip. Bu uçaklar Türkiye'nin envanterine 2012 yılında girdi. İlk defa Cudi ve Şemdinli operasyonlarında kullanıldı. Heron'larla ilgili sıkıntılar yaşadığımız bir dönemdi. İlk başta 5 adet kiralanmıştı ardından satın alma yoluyla hem Emniyet Genel Müdürlüğü hem de Jandarma'da kullanılmak üzere hizmete alındı".