Uzmanlar uyardı: Test değil semptom önemli
Koronavirüse karşı aylardır tüm dünya ve Türkiye mücadele veriyor. ABD’li iş adamı Elon Musk’un bir günde 4 test yaptırıp ikisi negatif ikisi pozitif çıkınca da ‘Bir şeyler dönüyor’ yönündeki açıklamasını değerlendiren uzmanlar, “Hiç bir test yüzde yüz doğru sonuç vermez. Önemli olan semptomdur. PCR da en güçlü tanı yöntemidir. Düzmece bir durum varsa insanlar neden ölüyor?” dedi
Milyarder iş adamı Elon Musk, geçtiğimiz günlerde dört kez koronavirüs testi yaptırdığını ve bu testlerden ikisinin negatif, ikisinin ise pozitif çıktığını açıkladı.
Bu durum COVID-19 testlerinin güvenilirliğini yeniden gündeme taşıdı. Milliyet gazetesinin haberine göre uzmanlar elimizdeki en güçlü tanı yönteminin PCR testi olduğunu söylüyor. Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren uzmanlar, test kadar semptomların da önemli olduğunun altını çizdi.
Uzmanlar testlerin güvenilirliğiyle ilgili şunları ifade etti:
"Doğru uygulamayla yüzde 90 hatasız sonuç alınıyor"
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: Şayet Elon Musk'ın ima ettiği gibi testler ve hastalık sözüm ona uydurulmuşsa insanlar neden ölüyor. Akciğer tomografisine bakıp oluşan tahribatı açıkça görüyoruz. Birilerinin iddia ettiği gibi hayal mahsülü bir durum yok. Hiçbir test yüzde 100 doğru veya isabetli sonuç vermeyebilir. Musk'a hangi klinikte, hangi ürün kitiyle, kimler tarafından test yapıldığı önemli. Test sonucunun farklı çıkması üzerinden salgın veya COVID-19 olmadığı, uydurulduğu sonucu çıkarmak akıl alır gibi değil. 39 derece ateşi olan, tomografide ciğerleri iflas etmiş hastaları yaşatmaya çalışırıyoruz. PCR nasıl alındığın çok önemli. Kandan antikor ve antijen testleri ile sürüntü testi dediğimiz PCR'ı kullanıyoruz. PCR çok hassas bir test. Doğru uygulama ve kit ile yüzde 90 hatasız sonuç alınıyor. Hastalığın ilk devresinde üst solunum yolundan örnek aldığınızda pozitiflik oranı yüksek çıkar. Virüs alt solunum yoluna indiğinde test sonucu negatif çıkabiliyor ancak bu durum hasta olunmadığı anlamı taşımıyor.
"Hastalık belirtisi olanları hasta kabul ediyoruz"
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Falı Başkanı Haluk Eraksoy:
"Önemli olan hastanın klinik belirtileridir. Tek başına test sonucuna bakarak hasta muamelesi yapmıyoruz. PCR testinin en önemli özelliği bir kişinin bulaştırıcı olup olmadığını anlamamıza yardımcı olmasıdır. Testin doğruluk payı yüzde 70 seviyesindedir. Hastalık belirtisi olanları, test sonuçları negatif olsa da hasta kabul ediyoruz. Aynı laboratuvar koşullarında, aynı test kiti ve sağlık personeli tarafından alınan örneğin 4 farklı sonuç vermesi imkansız"
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Falı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak:
"COVID-19 için kandan bakılan antikor ve antijen testleri ile sürüntü dediğimiz PCR yöntemi kullanıyoruz. PCR testinde hastalığın evresi ve sürüntünün doğru alınması çok önemli. PCR'ın doğruluk oranı yüzde 60-70 arasında ancak sadece test sonucuna göre hasta değerlendirmesi yapmıyoruz. Hastanın temas öyküsü, semptomları ve akciğer tomografi bulguları teşhis açısından çok önemli"