Uyuşturucu örgütü elebaşı El Chapo’nun davasına yoğun ilgi

ÇAĞRI SAÇARALP
Abone Ol

Dünyanın en büyük uyuşturucu örgütünün lideri olmakla suçlanan ‘El Chapo’ (cüce) lakaplı Joaquin Guzman’ın yargılandığı davada 2 ay geride kaldı. Mahkemeyi izleyen ve çoğunluğu Meksika basını için çalışan yaklaşık 40 basın mensubu dışında El Chapo hayranları da sabahın erken saatlerinde mahkeme salonunu dolduranlar arasında yer alıyor.

Kolombiyalı uyuşturucu tüccarı Pablo Escobar’dan sonra dünyada en çok tanınan uyuşturucu kaçakçısı ‘cüce’ lakaplı Meksikalı Joaquin Guzman Laera’nın davasında 2 ay geride kaldı.

Hakim Brian M. Çoğan yılbaşı sebebiyle jüri üyelerine 20 Aralık itibarı ile tatil verirken, mahkemenin Şubat sonu Mart başında bitmesi bekleniyor.

Şu ana kadar aralarında Kolombiya’da Pablo Escobar’ın ölümünden sonra yükselen Kuzey Vadisi Karteli’nin başı olarak yakalanan 2 Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısının da bulunduğu 7 uyuşturucu kaçakçısı, adli tıp uzmanları, eski FBI ajanlarının da bulunduğu birçok kişi tanık sandalyesinde Sinaloa Karteli’nin 1980’lerden bu yana yönettiği operasyonu anlattı.

Joaquin Guzman Laera

Savcılık sadece tanıklar, kartel üyelerinin telefon konuşma kayıtları, yakalanan uyuşturucularla ilgili fotoğraf ve videoları değil, Rolling Stones dergisinin yıllar önce Joaquin el Chapo Guzman ile yaptığı bir röportajı da delil olarak mahkemeye sundu.

İddianamede neler var?

  • Savcılığın iddianamesine göre Guzman Meksika’daki kanlı narkotik savaşında, Amerika’ya tonlarca uyuşturucu sağlayan suç şebekesi Sinaloa Karteli’ne liderlik etmiş ve binlerce kişinin ölümüne sebep olmuş. Adalet Bakanlığı, Guzman’ı Sinaloa’nın lideri olmak ve kokain, eroin ve marihuana gibi uyuşturucuları çeşitli Amerika şehirlerine satmakla suçluyor. Savcılık dava kapsamında ayrıca ABD hükümetinin 14 milyar dolarlık da tazminat talep ettiğini açıkladı.

Guzman ise aralarında Chicago, Miami ve New York’un da bulunduğu şehirlerde cinayet, adam kaçırma, para aklama ve uyuşturucu ticareti yapmakla ilgili hakkındaki suçlamaları reddediyor.

Turistler ve Guzman hayranları davayı yakından takip ediyor

Kasım ayında başlayan dava üst düzey güvenlik önlemleri altında yapılıyor. Oldukça zor bir seçim sürecinin ardından seçilen 12 asıl, 6 yedek jüri üyesinin isimleri de güvenlik gerekçesiyle çok sıkı saklanmakta.

Mahkemeyi izleyen ve çoğunluğu Meksika basını için çalışan yaklaşık 40 basın mensubu dışında El Chapo hayranları da sabahın erken saatlerinde mahkeme salonunu dolduranlar arasında yer alıyor.

Joaquin Guzman, 2016 yılında ikinci kez Meksika’da cezaevinden kaçtıktan sonra Amerikalı film yıldızı ve yönetmeni Sean Penn ile yaptığı özel röportajın ardından yakalanarak, Meksika’dan Amerika’ya iade edilmişti.

Meksika’dan Amerika’ya gelen turistlerden, televizyonda yayınlanan Narcos dizisi hayranlarına kadar birçok kişi El Chapo’yu görmek için sabahın erken saatlerinde Brooklyn’deki mahkeme salonuna girebilmek için sıraya giriyorlar.

Uyuşturucu kartelinin suçlarla dolu çalkantılı yaşamı

1980'li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal politikalara koşut olarak Meksika'da tarımın çöküşü, uyuşturucu sektörünü milyonlarca köylünün geçim kapısı haline getirdi.

ABD kokain pazarının yüzde 90'ını ele geçiren ve milyarlarca dolar kazanan güçlü kartellerin ortaya çıkışıyla, yığınla paranın yol açtığı rüşvet çarkı siyaseti de yozlaştırdı.

100 binin üzerinde Meksikalı, uyuşturucu kartellerinin savaşlarında can verdi.

Guzman çocukluğundan itibaren uyuşturucu dünyasının içindeydi

  • Joaquín Archivaldo Guzmán Loera, Meksika'nın La Tuna şehrine bağlı Sinaloa kasabasında dünyaya geldi. Yedi kardeşin en büyüğü Guzmán, küçük yaşlardan beri uyuşturucu dünyasına aşinaydı. Joaquin Guzman; ailesi ile birlikte küçük yaştan itibaren haşhaş ekiminde çalışmaya başlamıştı.
  • Çünkü babası Emilio Guzmán Bustillo kenevir ve afyon yetiştiricisiydi.

Çocukluğunda babasından şiddet gördüğü bilinen El Chapo'nun annesi Consuelo Loera da El Chapo onun duygusal dayanağı konumundaydı. Bugün halen La Tuna'da yaşayan Loera'nın bu dünyada oğlunun herhangi bir konuda fikrini değiştirebilecek tek kişi olduğu söyleniyor.

El Chapo'nun yanında çalıştığı Felix Gallardo eski bir narkotik polisiyken Guadalajara Karteli'ni kuran ve Pablo Escobar'ın kokainini ABD'ye sokmasını sağlayan kişi olarak tanınıyor. El Chapo, Gallardo'nun ABD'nin uyuşturucuyla mücadele birimi DEA'nın bir ajanını işkenceyle öldürtmekten hapse girmesi üzerine, kartel içinde ilerledi.

  • Kurduğu paravan şirketler ve hem hükümet hem de emniyet içinde oluşturduğu rüşvet ağıyla işlerini yürütmeye başlayan El Chapo, bu şekilde sessiz ve derinden büyüdü. Amacı, Meksika uyuşturucu dünyasında dikkat çekmeden ilerlerken, kendi örgütünü kurabilmek için gereken gücü toplamaktı.

El Chapo yakalanmasının ardından ilk olarak 1993 yılında tutuklandı. El Chapo ilk önce katı kuralları olan bir hapishaneye yerleştirildi. Diğer mahkumlarla konuşması, dışarıdan yiyecek getirilmesi yasaktı. İddiaya göre, siyasi bağlantıları sayesinde Kasım 1995'te denetim açısından daha gevşek bir yer olan Puente Grande cezaevine nakledildi. Guzmán rüşvet ve tehditlerle buradaki hücresini adeta "beş yıldızlı bir otele" dönüştürdü.

Yakalanmadan hemen önce Rolling Stone dergisi için Hollywood aktörü Sean Penn'e Meksika'da bir ormanda röportaj veren Guzman, "Dünyada herkesten çok uyuşturucu satıyorum. Kamyonlar, tekneler, uçaklar ve denizaltılardan oluşan bir filom var." ifadelerini kullanmıştı.

Meksika'da bulunduğu üst düzey güvenlikli hapishanedeki hücrenin banyosundan bir anda kaybolarak, yeryüzünün 19 metre altında, yaklaşık 1.5 kilometrelik, havalandırmalı, aydınlatmalı ve raylı sistem yerleştirilmiş tünelden motosikletle kaçmayı başaran El Chapo’nun Guzman'ın yakalanmasını, ünlü aktör Sean Penn ile gizlice yaptığı röportajın sağladığı öne sürülmüştü.

Tutuklandıktan sonra kameraların karşısına çıkarılan El Chapo, mesleği sorulunca "Çiftçiyim" dedi.

El Chapo, 19 Ocak 2001'de cezaevinden firar etti. El Chapo'nun kaçmasının hemen öncesinde Meksika hükümeti, ABD'de davası olan uyuşturucu satıcılarının iadesine ilişkin bir yasa tasarısını kabul etti.

Dedektifler Guzmán'ın cezaevindeki birtakım görevlilerin de işbirliği sayesinde ön kapıdan yürüyerek çıkıp gittiğini belirtmişti.

Firarın ardından işlerini büyütmeye devam eden Guzmán, faaliyet gösterdiği coğrafyayı da genişletti. ABD'den sonra en büyük ikinci pazarı olan Avrupa'ya açıldı. Uyuşturucu kralı ve şebekesi mallarını Avrupa pazarına İspanya üzerinden soktu.

Meksika'yı kana bulayan uyuşturucu kartellerinin en büyüklerinden birinin başında olan El Chapo, bu çatışmalarda kendi oğlunu da kurban verdi.

Guzman 2014'te yeniden yakalanarak hücresini lüks bir otel odasına çevirdi. Cüce lakaplı elebaşı yine hapishanede uzun süre tutulamadı.

12 Temmuz 2015'te Meksika'nın en sıkı güvenliğe sahip hapishanesinden kaçışı, hükümeti "küçük düşürecek" bir yöntemleydi. El Chapo, 10 metre derinliğindeki bir tünelden modifiye edilmiş raylı bir motorsikletle kaçtı. 1,5 kilometre uzunluğundaki tünelde havalandırma ve aydınlatma sistemi de bulunuyordu.

Guzman, Ocak 2016’ta tekrar yakalandı. Meksika özel harekât timinin ülkenin 1 numaralı aranan kişisi olan Joaquin 'El Chapo' (Bücür) Guzman'ın evine yaptığı operasyon görüntüleri basınla paylaşılmıştı. El bombasının da kullanıldığı operasyonda şiddetli çatışmaların yaşandığı görülmüştü. Alt katta bir asker yaralanırken, bir kişinin de teslim olduğu görüntülere yansımıştı. Sinaloa çetesinin lideri en sonunda yatak odasından gizli bir kapının açıldığı tünelde enselenmişti. Guzman yakalandıktan sonra ABD’ye teslim edildi.