Tüyler ürperten deney: Işınlanma yıllar önce gerçekleşti
ANIL KARAKUŞ
Moleküler transportasyon ya da bizim bildiğimiz adıyla ışınlanma mümkün mü? Bizim halen bilim-kurgu filmlerinde gördüğümüz ışınlanmayı Amerikalı bilim insanları 1943 yılında yaptıkları gizemli Philadelphia deneyi ile başardılar.
Einstein'ın birleşik alanlar kuramına dayanan ve Rainbow Project olarak bilinen bu deney gizli bir şekilde gerçekleştirilmiş. 28 Mart 1943 yılında gerçekleştirilen deneyde; 104 mürettabatı bulunan askeri gemi ( USS Elridge ) Philadelphia deniz üssünde yeşil bir sis eşliğinde kaybolduktan sonra tam 640 km ötede Norfolk deniz üssünde beliriyor.
Bunların hepsi görgü tanıklarının ifadeleri ama gelin görün ki yıllar geçtikçe olaylar daha da ilginçleşiyor. Deneyle ilgili adı geçen herkesin başına gizemli olaylar geliyor ve ortadan kayboluyor, esrarengiz ölümlerle hayatlarını kaybediyorlar. 1980 yılında aynı isimle bir film yapılana kadar medya üzerinde bu konu hakkında ağır bir sansür uygulanıyor. Sonrasında araştırmalar da artıyor. Bu deneyle ilgili bir kitap yazan Alfred Bielek bunun ABD ordusunun olası saldırılarda korunma amaçlı olarak denendiğini aktarıyor.
DENEY SIRASINDA KİMLER VARDI VE NELER OLDU?
S.S Furuseth isimli gemide Albert Einstein'ın da aralarında bulunuğu birçok bilim insanı vardı. Olayın ortaya çıkmasını sağlayan ise gemiden bir çalışan: Carlos Allande. Bu olayı izliyor ve tüm detaylarıyla birlikte Doktor Jessup'a yazdığı mektupta her şeyi anlatıyor.
Deney için gemiye 75 KWA gücünde 2 adet dev jeneratör ve her biri 2 megawatt gücünde olan 2 adet CW ve son olarak 3000 adet güç arttırıcı tüp monte ediliyor. Daha sonra deney başlıyor ve geminin etrafını yeşil bir sis dalgası kaplıyor. Gemi bu sisler içinde gözden kayboluyor ve sonradan anlaşıldığına göre deneyin yapıldığı alana 640 kilometre mesafedeki Norfolk üssünde gözüküyor. Ardından tekrar bir anda Philadelphia'da ortaya çıkıyor. Bu şaşkınlık esnasında şalterlerin indirilmesi emredilir ve deney güçlükle sona erdirilir. Hatta tayfalardan birisi olayı şöyle anlatmıştır.
"Bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları, korku ve heyecan içersinde soluklarını tutarak bu inanılmaz olayı seyrediyorlardı. Gemi ve personeli sadece radardan değil, gözlerimizin önünden yok olmuşlardı. Her şey planlandığı gibi olmuştu. 15 dakika sonra emir verildi ve jeneratörler durduruldu. "
DENEYİN ETKİLERİ
Deneyin gemi üstündeki etkileri her ne kadar şaşırtıcı olsa da esas gariplikler gemi üzerinde yer alan mürettebatta görülmüştür. Sisler dağıldığında gemiye yaklaşanlar mürettebatın büyük kısmının tırabzanlardan sarktığını ve kustuğunu diğer mürettebatın kendini bilmez bir şekilde ortalıkta gezindiğini; Bazılarının vücutlarının bir kısmının saydam hale geldiğini, diğer bir kısmının ise kendilerine biri dokunana kadar donduğunu görürler. Ama herhalde en acıklısı bu yok olup geri gelme esnasında gemide hareket eden tayfalardan 5'inin başına gelenlerdir.
Bu tayfalar geminin metaliyle bütünleşmiş, 4'ü hemen ölmüş kurtarılabilen diğer tayfa aklını yitirmiş ve ömrünün kalanını akıl hastahanesinde geçirmek zorunda kalmıştır.
MEKTUPLAR VE DR. JESSUP'UN ESRARENGİZ ÖLÜMÜ
Carlos Allande, Dr. Jessup'a deneyden sonra geçen yıllarda mektuplar gönderiyor ve bu mektuplarda detaylı UFO çizimleri de bulunuyor. Doktor Jessup 1955 yılında 'Case for the UFO' isimli kitabını bu mektuplardaki çizimlerden yola çıkarak yazıyor.
Dr. Jessup 1959 yılı Nisan ayında çalışma arkadaşı Dr. Mason Valentine'ye, Philadelphia deneyi hakkında kesin sonuçlara ulaştığını açıklar ve bu konu hakkında görüşmek ve daha detaylı tartışmak için sözleşirler. Dr. Valentine 20 Nisan akşamı Dr. Jessup'u yemeğe davet eder. Ama Dr Jessup o yemeğe hiçbir zaman gidemeyecektir. Kayıtlara Dr Jessup'un intihar ettiği geçse de kimse bunun basit bir intihar olduğunu düşünmez.
Stewart Raffill'in yönettiği The Philadelphia Experiment isimli 1984 yapımı film bu olayı merak edenler için izlenmeye değer.
Kaynak: Geyik
Bunların hepsi görgü tanıklarının ifadeleri ama gelin görün ki yıllar geçtikçe olaylar daha da ilginçleşiyor. Deneyle ilgili adı geçen herkesin başına gizemli olaylar geliyor ve ortadan kayboluyor, esrarengiz ölümlerle hayatlarını kaybediyorlar. 1980 yılında aynı isimle bir film yapılana kadar medya üzerinde bu konu hakkında ağır bir sansür uygulanıyor. Sonrasında araştırmalar da artıyor. Bu deneyle ilgili bir kitap yazan Alfred Bielek bunun ABD ordusunun olası saldırılarda korunma amaçlı olarak denendiğini aktarıyor.
DENEY SIRASINDA KİMLER VARDI VE NELER OLDU?
S.S Furuseth isimli gemide Albert Einstein'ın da aralarında bulunuğu birçok bilim insanı vardı. Olayın ortaya çıkmasını sağlayan ise gemiden bir çalışan: Carlos Allande. Bu olayı izliyor ve tüm detaylarıyla birlikte Doktor Jessup'a yazdığı mektupta her şeyi anlatıyor.
Deney için gemiye 75 KWA gücünde 2 adet dev jeneratör ve her biri 2 megawatt gücünde olan 2 adet CW ve son olarak 3000 adet güç arttırıcı tüp monte ediliyor. Daha sonra deney başlıyor ve geminin etrafını yeşil bir sis dalgası kaplıyor. Gemi bu sisler içinde gözden kayboluyor ve sonradan anlaşıldığına göre deneyin yapıldığı alana 640 kilometre mesafedeki Norfolk üssünde gözüküyor. Ardından tekrar bir anda Philadelphia'da ortaya çıkıyor. Bu şaşkınlık esnasında şalterlerin indirilmesi emredilir ve deney güçlükle sona erdirilir. Hatta tayfalardan birisi olayı şöyle anlatmıştır.
"Bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları, korku ve heyecan içersinde soluklarını tutarak bu inanılmaz olayı seyrediyorlardı. Gemi ve personeli sadece radardan değil, gözlerimizin önünden yok olmuşlardı. Her şey planlandığı gibi olmuştu. 15 dakika sonra emir verildi ve jeneratörler durduruldu. "
DENEYİN ETKİLERİ
Deneyin gemi üstündeki etkileri her ne kadar şaşırtıcı olsa da esas gariplikler gemi üzerinde yer alan mürettebatta görülmüştür. Sisler dağıldığında gemiye yaklaşanlar mürettebatın büyük kısmının tırabzanlardan sarktığını ve kustuğunu diğer mürettebatın kendini bilmez bir şekilde ortalıkta gezindiğini; Bazılarının vücutlarının bir kısmının saydam hale geldiğini, diğer bir kısmının ise kendilerine biri dokunana kadar donduğunu görürler. Ama herhalde en acıklısı bu yok olup geri gelme esnasında gemide hareket eden tayfalardan 5'inin başına gelenlerdir.
Bu tayfalar geminin metaliyle bütünleşmiş, 4'ü hemen ölmüş kurtarılabilen diğer tayfa aklını yitirmiş ve ömrünün kalanını akıl hastahanesinde geçirmek zorunda kalmıştır.
MEKTUPLAR VE DR. JESSUP'UN ESRARENGİZ ÖLÜMÜ
Carlos Allande, Dr. Jessup'a deneyden sonra geçen yıllarda mektuplar gönderiyor ve bu mektuplarda detaylı UFO çizimleri de bulunuyor. Doktor Jessup 1955 yılında 'Case for the UFO' isimli kitabını bu mektuplardaki çizimlerden yola çıkarak yazıyor.
Dr. Jessup 1959 yılı Nisan ayında çalışma arkadaşı Dr. Mason Valentine'ye, Philadelphia deneyi hakkında kesin sonuçlara ulaştığını açıklar ve bu konu hakkında görüşmek ve daha detaylı tartışmak için sözleşirler. Dr. Valentine 20 Nisan akşamı Dr. Jessup'u yemeğe davet eder. Ama Dr Jessup o yemeğe hiçbir zaman gidemeyecektir. Kayıtlara Dr Jessup'un intihar ettiği geçse de kimse bunun basit bir intihar olduğunu düşünmez.
Stewart Raffill'in yönettiği The Philadelphia Experiment isimli 1984 yapımı film bu olayı merak edenler için izlenmeye değer.
Kaynak: Geyik