Türk'ün yeniden tarih sahnesine çıkışı: 21 Mart Nevruz Bayramı
HABER MASASI
Nevruz, Türk kültürü için nedir ve neyi simgeler?
Nevruz: Türk'ün yeniden tarih sahnesine çıkışı, yeni bir yılın başlangıcıdır. Bu yüzden diğer bir adı da 'Ergenekon Bayramı'dır.
Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde örfi bir bayram haline gelmiş ve merasimler, eğlencelerle kutlanmaya başlanmıştır.
Bugün bakıldığında Büyük Selçuklu Devleti'nin tarihi sınırlarında bulunan her yerde Nevruz bayramı yöresel bazı farklılıklar dışında, aynı anlam içerisinde kutlanır.
Ergenekon Destanı hakkında
Moğol ilinde Oğuz Han soyundan gelen İl Han'ın hükümdarlığı sırasında Tatarların hükümdarı Sevinç Han, Moğol ülkesine savaş açar ve İl Han'ın idaresindeki orduyu Kırgızlar ve diğer boylardan da yardım alarak yener.Yalnız İl Han'ın küçük oğlu Kıyan, eşi Nüküz ve yeğeni dışındaki herkes öldürülür çünkü onlar kaçıp kurtulmayı başarır. Düşmanın, onları bulamayacağı bir yere gitmeye karar vererek yabanî koyunların yürüdüğü bir yolu izlerler ve yüksek bir dağda dar bir geçite varırlar. Bu geçitten geçerek içinde akarsular, pınarlar, çeşitli bitkiler, çayırlar, meyve ağaçları, çeşitli avların bulunduğu bir yere gelince Allah'a şükrederek burada kalmaya karar verirler. Bu yere "maden yeri" anlamına gelen "Ergene Kon" adını verirler.
4 yüzyıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğalır ki, Ergenekon'a sığamaz olurlar. Atalarının buraya geldiği geçidin yeri dahi unutulur. Ergenekon'un çevresindeki dağlarda geçit aramaya başlarlar. Bir demirci, dağın demir kısmı eritilirse yol açılabileceğini söyler. Demirin bulunduğu yere bir sıra odun, bir sıra kömür dizer ve ateşi yakarlar. 70 yere koydukları 70 körükle hep birden körüklerler. Demir erir, yüklü bir deve geçecek kadar yer açılır. İl Han'ın soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski yurtlarına döner ve atalarının intikamını alır. Ergenekon'dan çıktıkları gün olan 21 Mart'ta her yıl bayram yaparlar. Bu bayramda bir demir parçasını kızdırırlar, demir kıpkırmızı olunca önce Hakan, daha sonra beyler demiri örsün üstüne koyarak döver. Bugün hem özgürlük hem de bahar bayramı olur.
Baharın gelişi: 21 Mart
Bir diğer anlamı ise 'Bahar Bayramı'dır. Baharın gelişi bugün kutlanır ve gece&gündüz saatleri dengelenir. Bugün uyandığımızda karanlıkta kalkma olayına artık bir son verilir demek bugünün coğrafi açıdan değerini anlamanıza da yeterdir.
Eski Türk Takvimi'nde bir gün 12 bölüme ayrılırdı, her bölüme verilen ad ise Çağ'dı. Bir çağ 2 saat, dolayısıyla bir gün de 24 saat olurdu. Her bir çağ ise 8 Keh'ten ibaretti. Yılbaşı olarak gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 Mart, Nevruz günü olarak kutlanırdı. Bu güne ve yeni yılın başladığı âna ise Yılgayak denirdi.
Osmanlı'da Nevruz'un önemi ve değeri
Hem Osmanlı'da hem de Selçuklular'da millî bir bayram olarak kutlanan Nevruz, Nevruziye adı verilen şiirler ve şenliklerle birlikte bir ziyafet verilerek kutlanırdı. O gece için özel olarak hazırlanan Nevruziye adlı macun Osmanlı döneminden kalan bir kültür olarak yer etmektedir. Bugün hâlen daha Manisa'da 21 Mart'ta dağıtılan Mesir macunu bu geleneğin devamı niteliğindedir.
Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde örfi bir bayram haline gelmiş ve merasimler, eğlencelerle kutlanmaya başlanmıştır.
Bugün bakıldığında Büyük Selçuklu Devleti'nin tarihi sınırlarında bulunan her yerde Nevruz bayramı yöresel bazı farklılıklar dışında, aynı anlam içerisinde kutlanır.
Ergenekon Destanı hakkında
Moğol ilinde Oğuz Han soyundan gelen İl Han'ın hükümdarlığı sırasında Tatarların hükümdarı Sevinç Han, Moğol ülkesine savaş açar ve İl Han'ın idaresindeki orduyu Kırgızlar ve diğer boylardan da yardım alarak yener.Yalnız İl Han'ın küçük oğlu Kıyan, eşi Nüküz ve yeğeni dışındaki herkes öldürülür çünkü onlar kaçıp kurtulmayı başarır. Düşmanın, onları bulamayacağı bir yere gitmeye karar vererek yabanî koyunların yürüdüğü bir yolu izlerler ve yüksek bir dağda dar bir geçite varırlar. Bu geçitten geçerek içinde akarsular, pınarlar, çeşitli bitkiler, çayırlar, meyve ağaçları, çeşitli avların bulunduğu bir yere gelince Allah'a şükrederek burada kalmaya karar verirler. Bu yere "maden yeri" anlamına gelen "Ergene Kon" adını verirler.
4 yüzyıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğalır ki, Ergenekon'a sığamaz olurlar. Atalarının buraya geldiği geçidin yeri dahi unutulur. Ergenekon'un çevresindeki dağlarda geçit aramaya başlarlar. Bir demirci, dağın demir kısmı eritilirse yol açılabileceğini söyler. Demirin bulunduğu yere bir sıra odun, bir sıra kömür dizer ve ateşi yakarlar. 70 yere koydukları 70 körükle hep birden körüklerler. Demir erir, yüklü bir deve geçecek kadar yer açılır. İl Han'ın soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski yurtlarına döner ve atalarının intikamını alır. Ergenekon'dan çıktıkları gün olan 21 Mart'ta her yıl bayram yaparlar. Bu bayramda bir demir parçasını kızdırırlar, demir kıpkırmızı olunca önce Hakan, daha sonra beyler demiri örsün üstüne koyarak döver. Bugün hem özgürlük hem de bahar bayramı olur.
Baharın gelişi: 21 Mart
Bir diğer anlamı ise 'Bahar Bayramı'dır. Baharın gelişi bugün kutlanır ve gece&gündüz saatleri dengelenir. Bugün uyandığımızda karanlıkta kalkma olayına artık bir son verilir demek bugünün coğrafi açıdan değerini anlamanıza da yeterdir.
Eski Türk Takvimi'nde bir gün 12 bölüme ayrılırdı, her bölüme verilen ad ise Çağ'dı. Bir çağ 2 saat, dolayısıyla bir gün de 24 saat olurdu. Her bir çağ ise 8 Keh'ten ibaretti. Yılbaşı olarak gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 Mart, Nevruz günü olarak kutlanırdı. Bu güne ve yeni yılın başladığı âna ise Yılgayak denirdi.
Osmanlı'da Nevruz'un önemi ve değeri
Hem Osmanlı'da hem de Selçuklular'da millî bir bayram olarak kutlanan Nevruz, Nevruziye adı verilen şiirler ve şenliklerle birlikte bir ziyafet verilerek kutlanırdı. O gece için özel olarak hazırlanan Nevruziye adlı macun Osmanlı döneminden kalan bir kültür olarak yer etmektedir. Bugün hâlen daha Manisa'da 21 Mart'ta dağıtılan Mesir macunu bu geleneğin devamı niteliğindedir.