Türkiye'nin beklediği 'ortak yayın' sona erdi

HABER MASASI
Abone Ol

23 Haziran'da tekrarlanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için bu akşam ortak yayınla karşı karşıya gelecek olan AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun tüm kanallara açık ortak yayını Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleşti.

İstanbul 23 Haziran yerel seçimlerine bir hafta kala Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu, gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde soruları yanıtladı.

Program, iki adayın 'Babalar Günü' dolayısıyla birbirlerine ve programın sunucusu İsmail Küçükkaya'ya hediye vermesiyle başladı.

Yıldırım-İmamoğlu'ndan birbirlerine 'Babalar günü jesti'
Gündem

Biz bu seçime neden gidiyoruz?

Moderatör İsmail Küçükkaya, "Seçimde 31 Mart seçimlerinde oyumu kullandım. Bir hata yapmadım. Şimdi seçimin iptaliyle karşı karşıya kaldım. Gayet tabii 23 Haziran'da oyumu kullanacağım. Sorum şu: Biz bu seçime niye gidiyoruz?" sorusunu yöneltti:

Binali Yıldırım, "Tabii ki sizin suçunuz yok. Ancak sizin oyunuz sayılırken şaibe karıştı. Bizim tercihimiz bu seçimin yenilenmemesiydi. Çok çabaladık ancak CHP bize yardımcı olmadı. Yenilenme yönündeki talebimizi kabul etmediler. Reddi yönünde karar aldılar. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi. O zaman hiç kimsenin kafasında bir tereddüt, şüphe kalmayacaktı. İstanbullular'ı yormayacaktık." dedi.

anlı yayın, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılıyor.

Oylar çalındı iddianızda ısrarlı mısınız?

"Evet oylar çalındı. Yüzde 10'u sayıldı 13 bin 929'a düştü. Geriye kalan yüzde 90 sayılsa farklı sonuç çıkacağı aşikar. Maalesef bir dirençle karşılaştığımız için saydıramadık."

Oyları kim çaldı?

"Onu bulacak olan yetkililerdir. Siz yolda gidiyorsunuz birisi cüzdanınızı çekti. Polise gidiyorsunuz 'cüzdanım çalındı' dersiniz. 'Benim cüzdanım yer değiştirdi' demezsiniz. Oyların yer değiştirildi, bu çalınmadır. Nitekim sayımlarda da bu ortaya çıktı. YSK da bu delilleri dikkate alarak seçimin yenilenmesine karar verdi."

Binali Yıldırım ortak yayının yapıldığı alana böyle geldi.

Küçükkaya aynı soruyu CHP Adayı İmamoğluna da yöneltti. İmamoğlu şöyle konuştu:

"Oyların tekrar sayılmasını istedik ama CHP istemedi yorumu tamamıyla yanlış yorum. 31 Mart gecesine dönelim. Hızlıca hatırlayalım. Saat saat hatırlayalım. Öncelikle yaklaşık 1 saat olmadı ki, seçim kapanalı bir televizyon kanallarının bir kısmı burada göründüğü gibi yüzde 63.84, yüzde 33.99 diye yasakları çiğneyerek bir süreç başlattı. Bu süreç devam etti. Veri almama kısmı 12 saate yakın sürdü. AA oylar yüzde 98.8'e geldi. Ne olduysa sayın Yıldırım 'Ben seçimi kazandım' dedi. Tam saat 23.25'de açıklama yapıldı. Ne tesadüf ki AA yayını kesti. Sayın İl Başkanı AK Parti adına açıklama yaptı. 'Biz 30 bin 86 sandığa göre 3 bin 870 oyla seçimi kazandık' dedik. Ondan yaklaşık 2 saat önce biz dedik ki 'Hayır bir seçimi kazandık' dedi. YSK Başkanı bizi teyid eden açıklama yaptı. Tutanak burada. 24 bin 57. Şunu unutmamaları lazım. Birkaç aşaması var oy sayımın 23 bin 57 ile başlayan süreç günün sonunda 13 bin 29'a indi."

Ekrem İmamoğlu ortak yayına böyle geldi.

"YSK'nın kararı verildi, biz seçmen olarak zarfın içerisine 4 pusala attık. Nasıl olur da 3'ü geçerli 1'i geçersiz sayılır?"

"AA bu veriyi niye kesti. Sayın Yıldırım'ın bir açıklaması yok. Sayın Bakanlarla görüştüğünü ifade etmişti. Niçin 12 saat veri verilemedi. 20 bin 388'e maddi hatalardan sonra inildi. Geçersiz oylarla beraber sayı 13 bin 888'e indi. Sonra AK Parti yetkilileri sondaj yapacağız dedi. Ve 13 bin 729'a indi. YSK bir karar verdi, 24 binden 14 bin 657'ye inen oy oranı. Şu zarf, 4 oy var burada. Oyları çıkarıyoruz. Muhtarlık seçimi aynı zarfta, ilçe belediyesi meclis üyesi seçimi, pırıl pırıl, ilçe belediye başkanlığı seçimi, 25'i AK Parti kazandı. Bu da pırıl pırıl. Şaibesi Büyükşehir Belediye Başkanlığına dokunuyor. Yani şu 20 TL. Diyorsun ki, 'Senin 20 TL'nin 5 TL'si sahte' Buna hiç kimse inanmaz. Bu süreçte çaldılar, kime? Ben de bilmiyorum olmaz. Bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz? AK Partili sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? İYİ Parti CHP'lilere mi söylüyorsunuz? Mektupta çaldılar diye bir tarif yok. Meydanlarda, caminin önünde çaldılar sözü var."

O gün ne oldu?

Yıldırım:

"Olayları çarpıtmanın gereği yok. İsmail Bey, halka konuşuyorum. Aradaki nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta 29 bin 504 küsür. Kaldı ki Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 9'da yaptı. '9 puan öndeyiz' dediği açıklama. Benim ilk açıklamam 11.25'tir. Eldeki bilgilere göre 'biz seçimi kazandık' dedi."

Bu hata mıydı?

"Hayır orada bir hata yok. AA niye yayını kesti, kesmedi, benim işim değil. Mazbatalar işleniyor ona göre genel merkezimizden teyit de ediyoruz. 4 pusula meselesine gelelim. Bu tamamen aldatmacadır. 4 ayrı pusula var. Ama itiraz edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyu. İlçeler için itiraz var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AK Parti, Sancaktepe için CHP. Neden tamamını saydırdı? Demek ki orada şüphesi var. İtitaz olan pusula sayılır. Biri niye çalındı gibi işi çarpıtmanın gereği yok.

Oylar ayrı sayılıyor, tutanaklara ayrı geçiyor. Ayrı pusulularda. Biz buna itiraz ediyoruz. Oylar ayrı sayılıyor, tutanaklara ayrı geçiyor. Ayrı pusulularda. Biz buna itiraz ediyoruz.

İsmail Küçükkaya: Siz 18 gün boyunca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız. Birtakım uygulamalarınız oldu, şeffaf yönetim, su indirim gibi. Bu 18 gün ne oldu?

Ekrem İmamoğlu: Binali Yıldırım'ın yalan konuşmasına programa saygım gereği müdahale etmedim. Ben yalan konuşmam. 23 Haziran sürecine dair verdiğim sayılar tamamen belge üzerindendir. Birleştirme tutanağından veriyorum. 6 ilçede yapılan, kiminin sandık bölgeleri belli. Oluşan fark 469. Yani artısı, eksisiyle. Sayın Yıldırım'ın anına pozitif fark budur. Esas fark geçersiz oylardandır. Yanlış kampanya yönettiniz. Kampanyada ampüle bas dediniz. Biz 18 günde vaadettiklerimizi tek tek yerine getirdik. Bizim birçok projemiz kopyalanıyor. Biz açıkladığımızda ulaşım indirimini parayı nereden bulacaksınız dediler. 25 yıldır yaptıkları, elbette yapacaksınız. 25 yıl.

Sayın Cumhurbaşkanı belediye başkan oldu. İyi de bir dönem geçirdiler o zaman. Bunları inkar etmenin anlamı yok. Su indirimi, ulaşım indirimi bizim önerimiz. Biz taahhüt ettik, yerine getirdik. Bence alkışlasalardı, daha makbuldü. Ama kopyada çekseler, zaten öyle olmalıdır.

Adaylar birbirine birer soru sordu

Ekrem İmamoğlu: (Binali Yıldırım'a sorulan soru) Anadolu Ajansı o akşam yaptıklaı sizin için ne ifade ediyordu? 12 saat veri verilmesi. Bunun cevabı benim için çok önemli. İptal edilen ve yenilenen seçim üzerinden soru soruyorum. Bakanlarla yaptığınız görüşmeleri çok normal ve doğal karşılarken AA ile hiç görüşmediğinizi ifade ediyorsunuz. Sokakların gece 2-3 civarında “Gönül Belediyeciliği” kazandı bilbordlarını nasıl karşılıyorusunuz. Son olarak YSK’nın karıyla oylar çalındı diyerek kimi ithaf ediyorsunuz?

Binali Yıldırım: Bunu AA açıklamalı. Normal bir şey değil, kabul ediliyorum ama bunu ben değil AA açıklanmalı. 25 tane AK Parti kazanmış İstanbul'da. Büyükşehir Belediye Başkanı meclis üyelerinin 180 tanesini kazanmış. Millet İttifakı 130 tane kazanmış. Seçimi kaybettik mi diyecektik? Ayrıca büyükşehir belediyesinde 50 fazla meclis üyesi kazanmışız. Anlamakta zorlanıyorum.

Herhalde anlatamadık arkadaşa, Ekrem Bey'e. 39 belediyenin 25'ini AK Parti, nüfusun yüzde 65'ini teşkil ediyor, kazanmışız. 310 üyeliğin 180'ini kazanmış. Çoğunluk Cumhur İttiakı'nın. Sonuç buyken kaybettik mi diyecektik. O afişler partimiz tarafından asıldı. Nitekim bir iki gün sonra onlar da astılar. Daha YSK kararı verilmemişti.

Binali Yıldırım: (Ekrem İmamoğlu'na sorulan soru) Ekrem Bey, siz gelir gelmez Büyükşehir'in bütün veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz? bunu kişisel bilgileri koruma kanununa aykırı olduğunu bilmiyormuydunuz, hukukçularınız sizi yanılttı mı?

Ekrem İmamoğlu: Öncelikle ben tabi özellikle sayın Yıldırım’a şunu hatırlatmak isterim. Kendi cümleleriyle hatırlıyorum. Kendisi şöyle demişti: Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgli her türlü incelemeyi yapar. Bu cevabı verdi kendilerini. Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemedir. Yedekleme için veri koyalanır. Bunları 31 Aralık akşamı yılbaşı gecesi ve mazbatayı aldığımız gün yok yaptık. Veri yedekleme, bu kadar basit. Bunu başka yere taşımak... Hiçbir güvenlik riski yok. Biz onu istediğimiz zaman teknoloji daire başkanı bize brifingler verdi. Sanki ajanlar bastı, yazık günah. Böyle kavramlar üretmek, sayın Yıldırım'a süreci daha iyi analiz etmesini dilerim, talep ederim. Bunu da uyarı olarak söyleyeyim, 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi, incelemi yapabilir'. Bu basit kavramla kendisine ifade etmek isterim.

  • Binali Yıldırım: Ben mutlaka cevap vermek isterim. Çarpıtma var.

İsmail Küçükkaya: Şimdi ağırlıklı olarak ekonomi konularına da değineceğiz ama İstanbul için önem arz eden konular var. Sayın İmamoğlu'nun 18 günlük belediye başkanlığı süresi içerisinde veri kopyalamasına ilişkin olarak sorulmuştu. Sayın Yıldırım bir söz hakkım var demişti. Sayın Cumhurbaşkanı Tacikistan'da açıklama yaptı. 'Nihayetinde bu bir İstanbul seçimi, kazanan göreve gelecek' dedi. Sonuca herhangi bir itirazınız olacak mı?

Binali Yıldırım: Vatandaşlarımız bilsin biraz teknolojiyle aram iyidir, bu internet altyapısını biz yaptık. Veri yedekleme ayrı kopyalamak ayrı iştir. İstanbul'un bilgileri yedekleniyor. Veri yedeklemesi yapılmadan hiçbir şekilde veri saklanamaz. Bu güvenlik meselesidir. Bilgisayarınızda bile yedekleme sistemi vardır. Benim söylediğim cümlenin ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Efendim tabii ki belediye başkanı her şeyi inceleme yetkisi var. Ancak devamı var niye kopyalama ihtiyacı duysun. İstediği zaman istediği bilgiyi maiyetindekiler alır getirir. Benim söylediğimle burada ifade edilen aynı şey değil. Kaldı ki mahkeme kararı da onu da tanımıyor gibi şey, öyle de bir algı, o mahkeme kararı da yanlış dedi. Onun ilgisiz dediği, Eyüp'ten seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Meclis Üyesi avukat. Bu veri kopyalama işlemi bir FETÖ taktiğidir. Geçmişte bunu FETÖ yaptı. Üç tane dışarıdan uzman da görevlendirme yaptı. Bu başlı başına fecaat bir şeydir. Devlet umurunda böyle bir şey yok. Dışarıdan adam tayin edip en hassas yerlere, kozmik odalara tayin edemezsiniz. Seçim sonrası sayımda da itiraz süreci icap ederse yine olur. Bu sefer belki biz etmeyeceğiz sayın Ekrem Bey edecek. Ben iki taraf için de normal olduğunu düşünüyorum. Umarım itirazı gerektirmeyecek bir fark olur.

İsmail Küçükkaya: Trabzon, Giresun'da kalabalık mitingler düzenlediniz. Trabzon ve Giresun mitinglerini tamamlayıp İstanbul'a dönmek üzereyken Ordu'ya gittiniz. Orada VİP'e girdiniz, milletvekilleri mi vardı, onları da açıklamanızı isteyeceğim. Ne oldu, neler oldu, neden sinirlendiniz, bir valiye hakaret ettiniz mi?

Ekrem İmamaoğlu: Duyuruları yapan arkadaşlarım var. Çok nettir. Trabzon'da bayramlaşma çağrısı yaptık. Muazzam bir karşılamaya dönmüştür. Sırasıyla ilçelerinde tabii bu muazzam süreç bence bir tuzakla, ne yazık ki tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Oradaki tavırlarım net, belli, nasıl sükunete çağırdığım belli. Tabii ki annemin orada düştüğü durum. Benim VİP diye bir derdim yok, sıkıntım yok. VİP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Geçenlerin haddi hesabı yok. Dolayısıyla kaldı ki ben Trabzon'da 'beni şuradan geçirin' diye bir kavramım yok. Beni karşılayanlar, yollayanlar bir şey organize ediyor. Trabzon'da geçtik, Ordu'dan niye geçirilmedik, bilemiyorum. Ben ne söylediğimi biliyorum. Sayın Genel Başkan Yardımcısına da ne söylediğimi biliyorum. Buranın sakinleşmesiyle ilgili. Oradaki vali bey de ne söylediğimi biliyor. Ama bu konu İstanbul'un konusu değil.

İsmail Küçükkaya: Valiye hakaret ettiniz mi efendim?

Ekrem İmamaoğlu: Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' dedim. Valinin 1 ay öncesinden bize hakaretleri var. Bakacağız. Bize Pontuslu dediler buna da cevap verilsin.

İsmail Küçükkaya: Siz İzmir milletvekilliği, belediye başkan adaylığı yaptınız. 31 Mart'ta da seçimi yarıda bıraktınız. Bunun analizini yaptınız mı efendim?

Binali Yıldırım: Ne bakımdan anlayamadım

İsmail Küçükkaya: Bu seçim sizi şaşırttı mı?

Binali Yıldırım: İzmir seçimi geride kaldı. 17-25 Aralık'ın gölgesinde kaldı. İzmir'de en yüksek oyu aldık. Burada kazanan yok. Her ne kadar Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Anıtkabir'e gidip 'belediye başkanı' diye yazdıysa da burada kazanan yok. Hayretle izliyorum, Ekrem Bey alışkanlık haline getirdi artık bu çarpıtmayı. Yalana kızıyor, doğru söylememeyi bir alışkanlık haline getirdi. En son 'soruları İsmail Bey'den aldı' dedi. Ben de 'almadım' dedi. Siz de açıklama yaptınız. Saadet Adayının çocuğu İBB'den çıkarıldı. En yakın arkadaşı Fatih Portakal bile yayınında dedi ki, 'Bu Ordu işi olmamıştır, yanlış olmuştur, bizde görüntüler var, RTÜK'e takılacağız diye yayınlamıyoruz' dedi. Bence Ekrem Bey özür dileseydi. Aslında şimdi validen özür dilemesi gerekir demiştim. Şimdi başka bir şey diyorum, İstanbullulardan, milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir İsmail Bey. İstanbul seçimlerine gideceğiz, İstanbul'a güveniyorum. Bugüne kadar İstanbul'a çok güzel hizmetler yaptık. 23 Haziran'dan sonra İstanbullu bu yetkiyi bize verince yine yapacağız. İstanbul Türkiye'nin özeti. 81 vilayet var. Demografik yapıya baktığımızda bütün nüfus grupları var. Türkiye'nin ebrusu demek daha iyi.

Soruların Yıldırım'ın istediği yönündeki iddialar

İsmail Küçükkaya: Benden bahsettiğiniz için açıklama yapmam gerekiyor. İKSV'nin açılışındaydım. Ekrem Bey, NTV-Star ortak yayınındaydım. Soruların verildiğini, ben kimseye soru vermedim vermem. Lakin daha sonra çıkmak zorunda kaldım. Fatih Altaylı, Habertürk'te benim sizi aradığımı, pardon sizin soruları istediğinizi, size soruları verdiğimi sonra Ekrem İmamoğlu'nu aradığımı ve 'size de vereyim mi' dediğimi. Bu absürt. Ne benden kimse soru istedi. Ertesi gün Engin Altay'la Mahir Ünal'ın yanına gittim, 'bu tartışma nereden çıktı' dedim. İki parti yetkilileri buluşmuş, '10 soru AK Parti 10 soru CHP' hazırlasın demiş.

Ekrem İmamoğlu: Yine sayın Yıldırım yanlış bilgilendirilmiş. Burada ne yazık ki üzücü ifadeler kullanmıştır. Yalan söylediği ifadesini üstüne basa basa kullanmıştır. Bu çok kibirli bir ifadedir. Benim ifademde İsmail Küçükkaya yok. Ama sayın Yıldırım, İsmail Küçükkaya dedi. Bana gelen bilgi soruların belirlenmesi, moderatöre verilmesi, 10 soru siz, 10 soru karşı belirlesin. Siz yoktunuz, dolayısıyla...

Binali Yıldırım: İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğü belli olmuştu.

Ekrem İmamoğlu: Son sözüm tekrar söylüyorum. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiş' cümlesi kötü söz sahibine aittir diye kapatıyorum.

İsmail Küçükkaya: Bir Sayıştay raporu var. Son 5 yılda 753 milyon bir zarardan bahsediliyor. Son zamanlarda çok tartışma konusu vakıflara ayrılan son 1 yılda 308 milyon lira. Belediye başkanı olunca siz nasıl yapacaksınız?

Binali Yıldırım: Sayıştay raporunu gördünüz mü İsmail Bey. Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. 108 milyon mu ne. Bu yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Beledise tarafından açıklandı.

İsmail Küçükkaya: Sayıştay'dan hiç yalanlama gelmedi.

Binali Yıldırım: Geldi, onu bilmenizi isterim. Maalesef yeterince bu konu duyurulamadı. Onların yerine biz duyurmak zorunda kaldık. Böyle bir şey yok, kısacası yalan. Hadi doğru değil diyelim, Ekrem Bey alınmasın. Nitekim o televizyon programında bir düzeltmeyi yapınca 'doğru değilmiş' dedi ve geçiş yaptı. Değerli arkadaşımız bu konularda daha ilkeli davranmasını beklerim. Bu güne kadar ortaya atıp, kafa bulandırmaya çalışıp, bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bunları tek tek sayarım. Ama ben zul duyarım. Ama biz İstanbul'u konuşamadık. Vakıflarla ilgili de açıklamalar yapıldı. Zaten belediyeler vakıflara nakit kaynak aktaramaz.

Binali Yıldırım: Bu vakıflar eğitime destek veriyor, sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Yaptıkları iş tamamen kamu yararı. FETÖ'nün beyin yıkamak için gençleri devşirip, 15 Temmuz'u başımıza sardıysa bu vakıflar da o tehlikeyi bir daha yaşamamak için bu işleri yapıyor.

Erdoğan-Baykal buluşması

Yıldırım ve İmamoğlu'nun ortak yayınını önemli kılan bir diğer özellik ise benzer bir oturumun 17 yıl önce yapılmış olması. 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce gerçekleşen son liderler açık oturumu AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal arasında gerçekleşmiş, programın moderatörlüğünü Uğur Dündar üstlenmişti.

AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal, Uğur Dündar moderatörlüğünde karşı karşıya gelmişti.

Küçükkaya açıkladı: 18-20 adet soru hazırladım

Türkiye'nin merakla beklediği ortak yayını yönetecek olan Küçükkaya, yayın öncesi nasıl sorular soracağını Sözcü'den Yüksel Şengül'e anlattı.

Ortak yayının moderatörlüğünü İsmail Küçükkaya üstlenecek.

Yaklaşık 18-20 adet soru hazırladım. Bunlar her iki konuğuma soracağım sorular olacak. Ayrıca her ikisine de ayrı ayrı soracağım 3'er soru var. Konularımız bellidir, seçim ve İstanbul… Sadece benim değil halkın merak ettiği, cevap aradığı soruları hazırladım.

"Ne isterseniz sorabilirsiniz"

Elinde kronometre olacağını ve her soruya 3 dakikalık cevap hakkı tanıyacağını söyleyen Küçükkaya, “Soruları görelim ya da şu konulara girmesen iyi olur” gibi isteklerle karşılaşmadığını söyledi, "Bilakis Ekrem İmamoğlu da Binali Yıldırım da 'Ne isterseniz sorabilirsiniz' dediler" diye konuştu.

Yayın nerede olacak?

Program saat 21:00'da başlayacak. İstanbul'da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek olan yayını, bütün televizyon kanalları yayınlayabilecek.

Her adaya 18-20'si ortak, 3'ü farklı olmak üzere 21-23 soru sorulacak.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu

Yıldırım-İmamoğlu ortak yayını ne kadar sürecek?

Programda 10 dakika reklam arası verileceği duyurulmuştu. Sorular ve cevapların alacağı zaman da hesaplanınca yayının en az 2 buçuk saat sürmesi bekleniyor.

Programın teknik alt yapısı için AK Parti ve CHP tarafından sağlanıyor.

Yıldırım-İmamoğlu ortak canlı yayın izleme kılavuzu
Gündem