Sanat eleştirmeni ve gazeteci Samed Karagöz, sanat ve edebiyat alanında gerçekleştirilecek olan projelerin, Türkiye kültür atmosferine çok büyük katkısı olacağını dile getiriyor. Sanat eleştirmeni ve gazeteci Samed Karagöz, Türkiye'de bir konu hakkında hazırlanmış özel kütüphanelerin eksik olduğunu belirtiyor. Karagöz, "Mesela sadece sanatla alakalı bir kütüphanemiz yok. Bu kütüphane içinde klasik, görsel, plastik ve çağdaş sanatları barındırabilir. Aynı zamanda bu konudaki yayınları zamanında takip etmek de önemli." diyor.
0. "Selimiye Kışlası kütüphaneye çevrilebilir."
Karagöz, ileriye dönük olarak Selimiye Kışlası'nın bir kütüphaneye çevrilebileceğini söylüyor. Öyle ki bu kütüphane ile yurt dışından gelecek olan öğrenciler için de bir konaklama ortamı sağlanabilir fikrini ekliyor, "Anadolu Yakası'nda da Selimiye Kışlası kütüphaneye çevrilebilir diye düşünüyorum. Bu kütüphanelerde yurt dışından doktora öğrencileri geldiği zaman kalabileceği odalar hazırlanabilir. Yazar atölyeleri düzenlenebilir. Yurt dışından yazarlar gelip burada kalabilirler. Bu anlamda bunların da Türkiye'nin tanıtımına çok büyük bir katkısı olacağını düşünüyorum."
0. "Yeni kütüphanecilik anlayışı"
Samed Karagöz, dünyada çeşitli kütüphanelerde uygulanmaya devam eden "açık raf sistemi" nin, yapılacak bu yeni kütüphanelere de aktarılması gerektiğini belirtiyor, "Açık raf dediğimiz nedir? Okur gidip istediği kitabı alıp, istediği şekilde okuyabiliyor, herhangi bir kütüphane görevlisinden bu kitabı talep etmek zorunda kalmıyor. Bu açıdan önemli bir işlev. Yani yeni kütüphanecilik anlayışı bunu gerektiriyor. Türkiye'de bunun özel girişimlerde örnekleri var ama maalesef devlet kütüphanelerinde bu sistem henüz oturmadı."
0. "Kütüphanelerin 24 saat açık olması son derece önemli."
Türkiye'deki kütüphanelerin genellikle 24 saat açık kalacak şekilde inşa edilmediğine vurgu yapan Karagöz, "Bizdeki en büyük eksiklik bu ama bizde şöyle artılar da var. Biliyorsunuz yakın zamanda Beyazıt Devlet Kütüphanesi -ki bir derleme kütüphanesidir. Yani yayınlanan bütün kitapların oraya gitmesi gerekiyor- 24 saat okurlara hizmet vermeye başladı. 24 saat hizmet veren bu çapta bir kütüphanenin olması çok önemli. Çünkü insanlar işten çıktıktan sonra kütüphaneye gitmesi gerekebiliyor. Doktora, yüksek lisans öğrencileri de geceyi daha fazla tercih edebiliyor tezlerini hazırlamak için. Bu açıdan da kütüphanelerin 24 saat açık olması son derece önemli." diyor.
0. "Sanatla ilgili bir kütüphanemiz yok."
Karagöz, Türkiye'de bir konu hakkında hazırlanmış özel kütüphanelerin de eksik olduğuna değiniyor ve ekliyor, "Mesela sadece sanatla alakalı bir kütüphanemiz yok. Bu kütüphane, içinde klasik, görsel, plastik ve çağdaş sanatları barındırabilir. Aynı zamanda bu konudaki yayınları zamanında takip etmek de önemli. Yani bir kitap çıktığı zaman ister yurt içinde olsun ister yurt dışında olsun, en kısa sürede temin edip bu tarz kütüphanelerde araştırmacıların istifadesine sunulması gerekir."
0. "Türkiye kültür atmosferine çok büyük katkısı olacak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Rami Kışlası projesine ilişkin de görüşlerini belirten Karagöz, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılması planlanan bu yeni kütüphanenin Türkiye kültür atmosferine çok büyük katkısı olacağını söylüyor. Karagöz, Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde de büyük bir kütüphane inşasının başladığına işaret ederek, "Orada da 5 milyon kitap olacağı belirtildi. Rami Kışlası'nda 7 milyon kitaptan bahsediliyor, bunlar çok ciddi rakamlar. Yani dünya kütüphaneleriyle boy ölçüşebilecek rakamlar ama İstanbul gibi kültür ve sanatın dünya çapında merkezi olan bir yer için bunun yeterli olacağına ihtimal vermiyorum." diyor.
0. "Türkiye'nin çok fazla müzeye ihtiyacı var."
Türkiye'nin çok fazla müzeye ihtiyacı olduğunun altını çizen Karagöz, "Özellikle İstanbul'da şimdi özel girişimler birtakım müzeler inşa ediyorlar. Özel işletmelerin ve sermaye gruplarının girişimiyle olan müzelerin yanı sıra devletimizin elinde çok fazla koleksiyon var ve gerçekten koleksiyonlardaki eserlerin sayısı da muazzam. Topkapı Sarayı, Türk İslam Eserleri müzesi, Arkeoloji müzesi bunlar dünya çapında koleksiyonlara sahip." ifadelerini kullanıyor.
0.
Karagöz, Türk İslam Eserleri Müzesi'nin, Katar Doha'daki İslam Eserleri Müzesi ile karşılaştırılamayacak derecede eserlere sahip olduğuna dikkati çekerek şöyle konuşuyor, "Maalesef eserlerimizi sergileyecek alanlarımız yok. Çünkü Topkapı Sarayı müze olarak inşa edilmiş bir yer değil, Türk İslam Eserleri Müzesi hakeza. Bir Arkeoloji Müzesi o da çok çok uzun zaman önce müze olarak inşa edilmiş ama İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin koleksiyonu dünyada hiçbir müzede yok. Bunların hepsinin derlenip toparlanabileceği devasa bir müze kompleksi projesinden söz ediliyordu geçtiğimiz aylarda. Bunun hayata geçebileceğine inanıyorum. İstanbul'da özellikle bu sergileyemediğimiz eserler tek bir çatı altında bütün müzeleri bir arada toplayan, içinde kendi ayrı galerilerini oluşturan, özel koleksiyonlara yer veren, Türkiye'nin önde gelen ailelerinin koleksiyonlarını sergileyebileceği, onlara tahsis edilmiş alanların olabileceği bir müze projesi var, böyle bir müzeye ihtiyaç da var."
0. "Orada bizim sanat tarihimiz yatıyor."
Dışişleri Bakanlığı'nda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık koleksiyonunda çok fazla çağdaş sanat eserinin yer aldığını fakat kimsenin bunlara erişemediğini kaydederek, "Oradaki eserlerin büyük bir çoğunluğu Türk sanatçıların ve bunların da sergilenmesine ihtiyaç var. Çünkü orada bizim sanat tarihimiz yatıyor." diyor.
0. "Hat sanatını kronolojik olarak tam anlatan bir müze yok."
Karagöz, hat sanatını kronolojik olarak tam anlatan bir müzenin de eksikliğine vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamlıyor, "Malumunuz 'Kuran-ı Kerim İstanbul'da yazıldı' diye bir söz var ama bunu biz göremiyoruz. Bir turist geldiği zaman Türkiye'ye (hat sanatının) inceliklerini, üstatlar arasındaki farkı, hangisinin hangi eseri yaptığını göremiyor. Sadece camilerimizdeki süslemelerde bunu görebiliyoruz. Bunun dışında matbu olarak kitapta el yazısıyla yazılmış süslemeleri göremiyoruz. O yüzden bunların hepsinin beraber bir arada toplanıp, geleneğimizin ne olduğunu gösteren bir müzeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum."