Rusya'nın geçtiğimiz yıl gözaltına aldığı Ukraynalı denizcilere ne oldu?
● Rus Donanması’na bağlı gemiler geçtiğimiz sene 25 Kasım’da, Karadeniz’in kuzeyindeki Kerç Boğazı’nda Ukrayna Deniz Kuvvetleri’ne ait üç sahil güvenlik gemisine el koymuş, gemilerdeki mürettebatı da gözaltına almıştı.
● Almanya’nın Hamburg kentinde görülen davada açıklanan kararla Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi, Rusya’ya çağrıda bulunarak geçen yıl Kasım ayında tutukladığı 24 Ukraynalı denizciyi serbest bırakmasını ve el koyduğu üç Ukrayna gemisini iade etmesini talep etti.
● Rusya, uluslararası hukuku hiçe sayarak Kırım’ı ilhak etmesinden bu yana Karadeniz’in kuzeyindeki, Kerç Boğazı’nı da kapsayan Azak Denizi’ni kendi karasuları olarak tanımlıyor.
Geçtiğimiz yıl kasım ayında Rusya'ya ait bir sahil güvenlik teknesi Karadeniz ile Azak Denizi arasındaki Kerç Boğazı'nda Ukrayna'ya ait bir römorköre çarpmış, taraflar olaydan dolayı birbirlerini suçlamıştı.
İki ülke arasındaki gerilim Rusya'nın Ukrayna Deniz Kuvvetleri’ne ait üç sahil güvenlik gemisine el koyması ve gemilerdeki mürettebatı gözaltına almasıyla had safhaya çıkmıştı.
Rusya, Ukrayna'nın tüm itirazlarına rağmen gözaltına aldığı denizcileri ve savaş gemilerini teslim etmedi.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi, Rusya'nın ulusal sınırını ihlal ettikleri gerekçesiyle Kerç Boğazı'nda gözaltına aldığı 24 Ukraynalı denizcinin derhal serbest bırakılmasını talep etti.
- Almanya'nın Hamburg kentindeki mahkeme, dün açıklanan kararında Rusya'da tutuklu tutulan denizcilerin ülkelerine dönmesine izin verilmesi gerektiğine hükmetti.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskiy'den mahkeme kararına ilk yorum
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskiy, "Rusya'nın mahkemenin kararını yerine getirmesi, Ukrayna ile çatışmayı sonlandırmaya hazır olduğunun ilk sinyali olabilir. Böylelikle Rusya, müzakerelerinin başlaması ve yarattığı sorunlarının medeni şekilde çözülmesi için adım atabilir" ifadelerini kullandı.
Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Elena Zerkal da "Mahkemenin Rusya'yı suçlu görmesi, hukuk ihlallerinin cezasız kalmayacağını ispatladı. Ukrayna olarak Moskova'nın alınan karara uyarak, denizcilerimizi serbest bırakmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Rusya'nın alınan karara tavrı ne oldu?
Rusya davanın 10 Mayıs'daki ilk duruşması öncesinde çıkacak kararı tanımayacağını açıkladığı için, mürettebatın ve gemilerin serbest bırakılmasının zor olduğu yorumları yapılıyor. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Kerç Boğazı’nda yaşanan olayın, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi’nin yetkisinde olmadığı bildirildi.
Alman siyasilerin tepkileri
Almanya’da iktidarda olan koalisyonun büyük ortaği Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) parlamentodaki Dış Politika Sözcüsü Jürgen Hardt, Rusya’nın Kerç Boğazı’nda gayrihukuki olarak inşa ettiği köprü ile deniz yolunu suni bir biçimde daralttığını ve bu sayede sadece Kırım’ı değil tüm Azak Denizi’ni kendi egemenlik sahasına dahil etmeye çalıştığını dile getirdi.
İki ülkeyi savaş eşiğine getiren olay nasıl gerçekleşmişti?
Rusya'ya ait bir sahil güvenlik teknesi 25 Kasım 2018'de Karadeniz ile Azak Denizi arasındaki Kerç Boğazı'nda Ukrayna'ya ait bir römorköre çarptı. Taraflar olaydan dolayı birbirlerini suçladı. Rusya'nın ilhak ettiği Kırım Yarımadası'nın karasuları açıklarında Karadeniz'den Azak Denizi'ne giriş yapmaya çalışan Ukrayna donanmasına ait üç geminin geçişine engel olunurken, Moskova'ya ait bir sahil güvenlik teknesi, Kiev'e ait bir römorkörün güvertesine çarparak aracı durdurdu.
Rusya, olayda Ukrayna'yı bir "çatışma durumu" yaratmakla suçladı ve resmi TASS haber ajansı, Rus sahil güvenlik yetkililerinin krizin tırmanmasını engellediğini bildirdi. Rusya, 24 Ukraynalı denizciyi gözaltına alıp, Ukrayna'nın gemilerine el koydu.
Ukrayna ise Rusya'yı açık bir şekilde saldırgan bir tutum sergilemekle suçlarken, römorkörün güvertesinde hasar meydana geldiğini açıkladı.
Kiev'den yapılan açıklamada Rusya'nın söz konusu gemilerin geçişinden önceden haberdar edildiği belirtildi ve Moskova'nın Birleşmiş Milletler Deniz Hukuk Sözleşmesi'ni ihlal ettiği dile getirildi.
Ukrayna'da sıkıyönetim ilan edilmişti
- Parlamentoda alınan karar ile beraber, Ukrayna'da sıkıyönetim ilan edilmiş, Rusya ve ABD de, BMGK'ya acil toplanma çağrısında bulunmuştu.
Rusya-Ukrayna arasındaki gerileme ilişkin Türkiye’den ilk tepki
- Dışişleri Bakanlığı'ndan Azak Denizi'ndeki olaylarla ilgili "Ukrayna’ya ait gemilere ateş açıldığı ve yaralılar bulunduğu yolundaki haberleri endişeyle karşılıyoruz" açıklaması yapılmıştı.
ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Twitter paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı:
- "Yarın 11:00'de (Bugün, TSİ 19:00) gerçekleştirilmek üzere acil bir Birleşmiş Millletler Güvenlik Konseyi toplantısı çağrısı yapılmıştır."
Ukrayna’da savaş kabinesi toplanmıştı
Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Genel Sekreteri Aleksandr Turçinov, ülkenin savaş durumuna geçmesi için Savaş Kabinesi'nin toplandığını bildirmişti.
Turçinov, Ukrayna basınına yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun topladığı savaş kabinesinde Azak Denizi’nde meydana gelen hadise ile ilgili olarak Ukrayna Savunma Bakanlığı'nın rapor verdiğini aktarmıştı.
Ukrayna topraklarındaki ayrılıkçılar Moskova tarafından destekleniyor
Moskova tarafından desteklenen Rusya destekli ayrılıkçı isyancılar, Batı yanlısı protestoların Şubat 2014'te Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'i devirmesi ve Rusya'nın Kırım'ı bir ay sonra ilhak etmesi sonrasında Doğu Ukrayna topraklarına el koymuştu.
Rusya, Ukrayna gemilerine ateş açıldığını kabul etmişti
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Azak Denizi’nde Ukrayna savaş gemilerini durdurmak için silah kullanıldığını doğrulamıştı.
FSB'den yapılan açıklamada, Ukrayna savaş gemilerinin saat 19.00 sularında Rus sınırını tekrar ihlal etme girişiminde bulunduğu belirtilerek, bu duruma Rus Karadeniz Filosu ve Federal Güvenlik Servisi’ne ait gemilerin müdahalede bulunduğu ifade edilmişti.
Açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:
- "Ukrayna savaş gemilerini zorla durdurma amacıyla, silah kullanıldı. Rusya’nın Karadeniz'deki karasularında, Ukrayna Deniz Kuvvetlerinin üç gemisi de gözaltına alındı. Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinden üç yaralı askere tıbbi yardım sağlandı. Hayatları için bir tehdit yok."
Ukrayna- Rusya arasındaki krizin perde arkası
Ukrayna’da 2004 yılındaki Turuncu Devrim ile ülke yönetimi Rus odağından batı odağına dönmeye başladı. Ukrayna’daki krizin başlangıcı ise 22 Kasım 2013’te Yanukoviç hükümetinin AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalamayı reddetmesi üzerine ortaya çıktı.
Bu karar sonrası Batı yanlısı muhalefet ve destekçileri sokaklarda ve meydanlarda gösteriler düzenlemeye başladı
Muhalefet idari organları ele geçirdi
Gösteriler büyüyerek devam etti ve muhalefet, Kiev’in ana caddesi Khreschatyk’ta Kiev Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu pek çok kamu binasını ele geçirdi.
Yönetimi elinde bulunduran tüm gösterilere rağmen direnmeye devam etti.
- Tarihler 24 Şubat 2014’ü gösterdiğinde ülkenin batısında ve başkenti Kiev’de kontrolü ele geçiren muhaliflerden sonra Yanukoviç Rusya’ya kaçtı. Ukrayna’da geçiş hükümeti kuruldu.
Daha sonra yapılan seçimlerde ise, Rusya karşıtı ve AB yanlısı söylemleriyle bilinen ve ülkesini AB ve NATO’ya üye yapmak istediğini kaydeden Ukraynalı işadamı Petro Poroşenko, ülkenin yeni Cumhurbaşkanı seçildi.
Rusça konuşan ülkenin güneydoğusu Kiev yönetimini tanımadı
Geçiş hükümetinin ardından ise Yanukoviç yanlıları ülkenin güney ve doğusunda düzenledikleri gösterilerde yerel yönetimler güvenliğin merkez Kiev yönetimi tarafından değil, kendileri tarafından sağlanacağını açıkladı.
Rusya yanlısı ve Ukrayna’da Rusça konuşan ülkenin güneydoğusundaki Harkov, Donetsk, Lugansk, Dnepropetrovsk, Zaporojye, Herson ve Kırım otonomisinin katıldığı “Ukrayna Cephesi” adlı kongreden çıkan bildiride şöyle denildi:
- “Bölgelerde güvenlik, şu andan itibaren yerel yönetimlerin eline geçiyor. Kongre’de temsil edilen bölge yöneticileri, emrindeki güvenlik güçleri ve halkla birlikte anayasal düzeni korumak için birlikler oluşturacak. Başkent Kiev’de oturumlar düzenleyen parlamentonun son iki günde aldığı tüm kararların baskı altında kabul edildiğini varsayıyoruz. Rusya’ya bölgelerimizde düzen ve huzurun muhafaza edilmesi için ayrıca yardım çağrısı yapıyoruz.”
Rusya’nın Kırım İlhakı
Yanukoviç’in kaçtığı açıklanmadan önce 23 Şubat’ta ise Kırım’ın güneyindeki Sivastopol’da Rus yanlısı gösteriler başlamış, üç dört gün sonrada Rus bayraklarını göndere çeken, Rusya destekli olduğu iddia edilen silahlı milis güçler bir çok bölgeyi ele geçirdi. 6 Mart’ta Kırım Yüksek Konseyi 16 Mart tarihinde Kırım’ın Rusya’ya katılıp katılmayacağını belirleyen referandum yapacaklarını açıklamıştır.
- 16 Mart 2014’de yapılan referandumda Kırım’da %96.77, Sivastopol’de ise %95.6 oranında Rusya’ya bağlanma yönünde oy çıktı.
Ukrayna'dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donetsk Halk Cumhuriyeti, Ukrayna'nın ardıl devleti olarak görülen, 'Malorossiya' (Küçük Rusya) adlı yeni bir ülke kurulduğunu açıklamıştı. Öldürülen Donetsk Halk Cumhuriyeti lideri Aleksandr Zaharçenko, üç yıldır devam eden Ukrayna krizini çözmek amacıyla kurdukları yeni, bağımsız ülke Malorossiya'ya üç yıllık bir süreçte geçiş yapmayı planladıklarını belirmişti.
Kırım'da sandıkların kapanmasının ardından dönemin ABD Başkanı Barack Obama ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin telefonda görüştü.
Türkiye’nin tutumu
Türkiye’den Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün esas olduğunu ve her meselenin Ukrayna’nın toprak bütünlüğü çerçevesinde konuşulması gerektiği çerçevesinde açıklamalar geldi. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ihlal edilmesinin uluslararası hukukla bağlantılı olmaması itibariyle kabul edilmez nitelikte olduğu vurgulandı.