Prof. Dr. Osman Müftüoğlu açıkladı: COVID-19'a karşı bağışıklık sistemini güçlendirmenin yolları
Koronavirüs salgınının en başından itibaren özellikle altı çizilen konu bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu hastalığa karşı en önemli kalkan oluyor. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, bağışıklığın güçlü olması için üç baharata dikkati çekti. Ayrıca D vitaminin bağışıklık sistemi için ayrılmaz ve vazgeçilmez olduğuna değindi.
Aşı çalışmalarından olumlu haber gelene kadar bağışıklık sistemini COVID-19'a karşı güçlendirmek gerekiyor. Bağışıklığın güçlü olması için yapmamız gerekenlere göz atalım.
Prof.Dr. Osman Müftüoğlu'nun Hürriyet'teki köşe yazısı bu şekilde;
Mutfaklarımızda baharat seçimleri yaparken COVID-19 enfeksiyonuna karşı faydalı olabilecek baharatları tercih etmemiz de fayda var. Tam da bu noktada “zerdeçal” yine bir numaralı baharat olarak öne çıkıyor. Zerdeçalın vücutta aşırı iltihabi yanıtlara yol açan süreçleri ve virüsün hücrelerde çoğalmasını sağlayan ana proteazı engelleyebileceğini gösteren net ve açık deliller var. Zerdeçalın hemen arkasından da “zencefil” geliyor. Zencefil de son derece güçlü bir bağışıklık destekleyicisi. Bu ikileye “çörekotu”nu da ilave etmemiz şart. Maksimum fayda için zerdeçal ve zencefilin kurutulmuş toz formlarını tercih edelim. Birer çay kaşığı yeterli olacaktır. Zerdeçalın etkinliğini arttırmak için de 1/4 çağ kaşığı toz karabiberi eklemeyi unutmayalım. Zerdeçalın ısıtılınca ve yağ ile birleşince (zeytinyağı) etkinliği daha da artacaktır. Çörekotunun yağ formunu değil de evde taze öğütülmüş halini tüketmenizi tavsiye ederim. Öğütülmüş çörekotu tohumu için günlük ölçü yetişkinler için sabah aç karnına 1 tatlı kaşığıdır.
D vitamininin yıldızı parlamaya devam ediyor
Muhtemel bir COVID-19 enfeksiyonunu önlemek ve/veya daha hafif belirtilerle atlatabilmek hepimizin ortak arzusu. Bu konuda öne çıkan doğal takviyeler arasında en çok konuşulanlar da tabii ki öncelikle C ve D vitaminleri. Bugünü COVID-19’da etkinliği art arda yayımlanan bilimsel çalışmalarla tartışılmaz hale gelen D vitaminine ayırıp, C vitaminini ayrı bir yazının konusu yapacağım. Elimizdeki net ve açık bilgi şu: Pandemide D vitamini bakımından güçlenmenin faydalarını gösteren çalışmalara her gün bir yenisi ekleniyor. Geçtiğimiz hafta yayımlanan önemli birkaç araştırma yeniden gösterdi ki D vitamini gücümüz yerindeyse enfeksiyonu önlememiz de onu kapmamız durumunda basit ve sıradan sıyrıklarla(!) atlatmamız da kolaylaşacak. Nedenine gelince...
Ayrılmaz ikili: Bağışıklık ve D vitamini
D vitamini bağışıklık sistemimizin ayrılmaz ve vazgeçilmez bir parçası. O sistemi yöneten genlerin büyükçe bir kısmının yöneticisi ve karar vericisi. Enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücrelerimiz de (diğer pek çok hücremiz gibi) D vitaminine muhtaç. O yetersiz olursa enfeksiyon savaşçısı hücrelerin işleri aksamaya başlıyor. İşte bu nedenle yaz mevsiminin ve ilk sonbaharın şu son güneşli günlerini bir fırsat zamanına çevirmemiz ve cildimizi güneşle buluşturarak D vitamini üretmesine fırsat vermemiz şart. Ayrıca tatilden dönünce de yapacaklarımız var...
D vitaminizi ölçtürün
Sağlıkta sonbahar görevlerimizden biri de hemen ilk fırsatta da gidip bir D vitamini ölçümü yaptırmak olmalı. Eğer bu rakamlar 50’nin altında ise işe her zamankinden daha fazla yağlı balıklar, süt ürünleri, yumurta yiyerek başlanılmalı. Bulduğumuz her fırsatta da yine ve tekrar tekrar güneşlenme fırsatları aranmalı. Eğer bunlar yeterli olmazsa takviyelerden istifade ederek açığı kapatma yoluna gidilmeli. Sırası gelmişken, D vitamini takviyelerinin çoğunun işe yaramadığını da üzülerek hatırlatalım. İmkânı olanlara daha etkin bir sonuç için “lipozomal teknik” ile üretilmiş D vitamini takviyeleri öneriyorum. Bunların emilimleri de biyolojik yararlanma oranları da çok daha güvenli. D vitamini için ideal rakamların 60-80 aralığı olduğunu da bir kenara not edin.