Onun yeri hep ayrıdır: Yüzlerce element arasında altın neden bu kadar değerli?

ANIL KARAKUŞ
Abone Ol

Doğada yüzlerce element varken altını tüm çağlar boyunca bu kadar değerli kılan nedir?

Tarihi M.Ö 500 yılına dayanan ve günümüze kadar değerinden ve popülerliğinden hiçbir şey kaybetmeyen altının yeri her zaman ayrıdır. Peki neden osmium ya da lityum değil de altın? Özetle tarihi sebepleri, parlaklığı ve dayanıklılığını buna dayanak olarak gösterebiliriz.

Bir maddeyi para olarak kullanmak istiyorsak en başta dikkat edeceğimiz şeyler; o maddenin sağlam olması, zamanla değişime uğramaması ve kolay idare edilebilir olmasıdır. Periyodik tabloda da bu özellikleri gösteren elementler tablonun sağ üst tarafında bulunurlar. Ancak bu elementlerin bir sorunları var. Oda sıcaklığında gaz halinde bulunmaları bu elementleri şu an sahip olduğumuz teknolojiyle kullanılmaz yapıyor. Bu durumda para yerine kullanacağımız elementlerin sıvı ya da gaz olmaması gerekiyor. Zaten doğada sıvı halde bulunan sadece iki element var: Brom ve Civa. Dolayısıyla sıvı ve gaz olanların üstlerini çizdik.

TABLONUN SOL VE ALT TARAFINI DA ELEMEK ZORUNDAYIZ

Cetvelin sol tarafına baktığımızda karşılaştığımız elementler ise oldukça reaktif özelliklere sahipler. Yani öyle ki, havayla bile reaksiyona girebilirler. Örneğin; lityum hava ile reaksiyona girerse beton duvarları bile delecek güçte patlamalara yol açar. Aynı şekilde magnezyum da su ile temasa girdiğinde ciddi patlamalara yol açabilir. Ceplerimizde patlamaya ve farklı şekillere dönüşmeye hazır halde bulunan maddeler taşıyamayacağımızdan dolayı bu reaktif elementleri de elemek zorundayız.

Tablonun sağında ve solunda bulunan elementleri eledikten sonra altta 2 sıra halinde bulunan elementlere geliyoruz. Bunların özelliği de radyoaktif olmaları. Bunlardan birini yanımızda taşımamız durumunda yüksek miktarda radyasyona maruz kalacağımızdan ömrümüz çok kısa olacaktır. Dolayısıyla bunları da eliyoruz ve geriye yaklaşık 30 element kalıyor. Yani, bize gaz ya da sıvı olmayan, başka maddelerle reaksiyona girmeyen, patlamayan, aşınmayan, sağlığımızı etkilemeyen bir element lazım ve mümkünse nadir bulunan olsun ki, değeri bilinsin. Nadir bulunan bir element olması kriteri de birçok elementin elenmesine sebep oluyor. Çünkü doğada bol miktarda bulunan bir element kimseyi zengin edemez.

GERİYE 5 DEĞERLİ ELEMENT KALDI

Bütün bu elemeleri yaptıktan sonra geriye para olarak kullanılabilecek 5 element kalıyor: Rodyum, Paladyum, Gümüş, Platinyum ve Altın. Hepsi de çok değerli olan bu elementler arasında altını öne çıkaran özellikleri ne? Hepimizin bildiği üzere gümüş de para olarak kullanıldı ancak zamanla karardığı için vazgeçildi ve hiçbir zaman altın kadar değerli bir element olamadı. Tarihsel olarak baktığımızda antik medeniyetlerin rodyum ve paladyumu kullanmaları mümkün değildi, çünkü bu elementler 1800'lerde keşfedildi. Bu durumda elimizde sadece altın ve platinyum kalıyor. İkisi de oldukça hoş, parlak ve benzer bölgelerden çıkarılabilmekte. Fakat platinyumun bir dezavantajı var: 1600 dereceden yüksek sıcaklıkta erimeye başlıyor. Antik medeniyetlerin platinyumu neden kullanmadığını anlıyoruz. Oysa altın öyle mi? Sanayi devriminden önce bile insanlar tarafından işlenebildi, şekillendirilebildi ve yüzyıllar boyu kabul edilen satın alma birimi oldu. Ne zamanla karardı, ne de yüzyıllar geçmesine rağmen görüntüsü değişti. Ne ağırlığından bir şey kaybetti, ne de kolayca reaksiyona girdi. Bu yüzden değerlendikçe değerlendi ve çok sevildi.