Nükleer yarışta son perde: Adımlar ve restleşmeler sahaya yansır mı?
ABD Başkanı Trump'ın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşmasını feshedeceğini açıklamasının ardından iki ülke arasındaki restleşme alevlendi. Olayı Pentagon'un sakin karşılaması akıllarda soru işareti bırakırken, Rusya'nın SSC-8 adlı orta menzilli nükleer füzelerini aktifleştirdiği iddia edildi. Karşı atağa geçen ABD, Soğuk Savaş sırasında kullandığı denizden fırlatılan nükleer seyir füzelerini modernize ederek tekrar sahaya çıkaracağını belirtti. Soğuk Savaş'ta son perde...
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ile imzalanan ve nükleer savaş tehdidini azaltmaya yönelik en önemli adımlardan biri olarak değerlendirilen Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nı ABD Başkanı Donald Trump'ın feshedeceğini açıklaması dünyada kaygı ile karşılandı.
Tepkilere rağmen anlaşma 'esnetiliyor'
NATO, AB ve Çin peş peşe açıklamalar yaparken, iki ülkenin de bugüne kadar anlaşmanın sınırlarını zorlayan adımlar attığı biliniyor.
"Çekileceğiz"
- Trump hafta sonunda "Biz anlaşmada kalan taraf olduk ve anlaşmaya saygı gösterdik ancak Rusya ne yazık ki bu anlaşmaya saygı göstermedi bu nedenle anlaşmayı feshedeceğiz, anlaşmadan çekileceğiz." açıklamasında bulunmuştu.
*Trump'ın açıklaması dünyada sürpriz etkisi yaratırken başkent Washington'da özellikle de Pentagon'da oldukça sakin karşılandı.
Pentagon, Başkan Trump'la aynı fikirde
Konuyla ilgili açıklama yapan Pentagon Sözcüsü Albay Rob Manning, Savunma Bakanı Jim Mattis'in, Başkan Trump'la aynı noktada olduğunu ve Rusya'nın daha önce defalarca söz konusu anlaşmayı ihlal ettiğini belirttiğini hatırlattı.
Çin belirsizliği
Manning, ABD'nin Çin'i de dahil edeceği yeni bir anlaşma arayışına girip girmeyeceğine dair soruları yanıtsız bıraktı.
- ABD'li yetkililer anlaşmanın feshedilmesinin muhtemel yansımaları konusunda fikir vermekten kaçınırken yeni bir nükleer güç yarışına temkinli yaklaşıyor.
Anlaşmanın sınırları zorlandı
Uluslararası güvenlik uzmanları, iki ülkenin Trump'ın açıklamasından çok önce Orta Menzilli Nükleer Silah Anlaşması'nın sınırlarını zorladığına vurgu yaparken nükleer kuvvetlere ilişkin ABD ile Rusya arasında yürürlükte iki anlaşma bulunuyor.
2010'da imzalanan anlaşma: New START
Washington ile Moskova arasında 2010'da imzalanan Yeni Stratejik Silahları Azaltma Antlaşması (New START) taraflara 700 fırlatma platformuna toplam bin 550 nükleer başlık konuşlandırma ve toplam 800 fırlatma sistemi bulundurma koşulu getiriyor.
New START antlaşması ağır nükleer silahları kapsarken, yürürlükteki Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması iki ülkenin menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan tüm karadan fırlatılan balistik ve seyir nükleer füzelerini imha etmesini şart koştu.
- Bu anlaşma çerçevesinde iki nükleer güç 1 Haziran 1991'e kadar ellerinde bulunan bu özellikteki 2 bin 692 füzeyi imha etti.
- Anlaşmaya Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Kazakistan, Belarus ve Ukrayna, Türkmenistan ve Özbekistan da katıldı.
ABD, Rusya'yı 2014'te uyarmıştı: SSC-8
ABD, Rusya'yı ilk kez 2014'te eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde Orta Menzilli Nükleer Anlaşması'ndaki şartları taşıyan füze geliştirmekle suçladı. Amerikan medyası istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberlerde deneme aşamasında olan füze sisteminin “SSC-8” olduğunu iddia etti.
Bu iddialara yanıt ABD Avrupa Komutanlığı ve NATO Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı Orgeneral Philip Breedlove'dan geldi.
Kongre'de bir oturumda konuşan Breedlove, Rusya'nın SSC-8 füzelerini kullanıma sokmasının Avrupa'da "cevapsız bırakılmayacak bir gelişme" olacağını dile getirmişti.
Rusya hakkında iddialar durulmuyor
Ancak geçen yıl, New York Times gazetesi Rusya'nın son birkaç yıldır geliştirip test ettiği SSC-8 nükleer başlıklı karadan fırlatılan güdümlü füze bataryasını, Volgograd yakınındaki füze test üssü olan Kapusting Yar'dan alıp operasyonel bir üsse konuşlandırdığı öne sürdü.
- Pentagon, bu iddialara sessiz kalırken Moskova'nın uzun süredir anlaşmaya uymadığını savunmakla yetindi.
Trump'ın ilk emri: Nükleer modernizasyon
Trump, göreve başladığı ilk hafta Pentagon'a yaptığı ziyarette Savunma Bakanı Mattis'e ilettiği ilk genelgelerinden biri nükleer durum incelemesi hazırlaması ve Amerikan nükleer kapasitesinin 21. yüzyıl koşullarına uygun olup olmadığını tespit edilmesine yönelikti.
Nükleer için 10,37 milyar dolar
Trump'ın genelgesi ayrıca Pentagon'un balistik füze durum incelemesi de yapması talebinde bulunuyordu.
Bu incelemelere paralel olarak Trump yönetimi 2018 mali yılı savunma bütçesinde nükleer silah faaliyetleri için 10,37 milyar dolar ayırırken 2019 bütçesinde de 10,6 milyar dolar ayırdı.
2018 Nükleer Durum İnceleme Belgesi
Pentagon'un şubatta açıkladığı 2018 Nükleer Durum İnceleme Belgesi'nde ABD'nin nükleer kapasitesinin "nükleer ve nükleer olmayan saldırılara karşı caydırıcılık", "müttefik ve ortaklara güvence vermek", "caydırıcılığın çökmesi durumunda ABD hedeflerine ulaşmak" ve "belirsiz geleceği garanti altına almak" üzere modernize edilmesi gerektiği vurgulandı.
Denizden fırlatılan nükleer füzeler revaçta
Belgede ABD'nin denizaltılardan fırlatılan balistik füze harp başlıklarını azaltıp bunun yerine Soğuk Savaş sırasında kullandığı denizden fırlatılan nükleer seyir füzelerini modernize ederek tekrar sahaya çıkarılacağı açıklandı.
Kongre'den tehdit gibi yaklaşım: Balistik füze geliştireceğiz
Savunma Bakanı Mattis de Kongre'de belge hakkındaki soruları yanıtlarken, Rusya’nın nükleer anlaşmaları ihlal etmesi halinde ülkesinin elinde koz olarak bulunan denizde konuşlu seyir füzelerini tekrar devreye sokacaklarını ve düşük tesirli nükleer balistik füzeler geliştireceklerini belirtti.
ABD'nin nükleer envanteri nasıl?
- ABD'nin nükleer envanteri, denizaltılardan fırlatılan balistik füzeler taşıyabilen 14 Ohio sınıfı denizaltı, 400 tek harp başlıklı Minuteman III füzelerinden oluşan karada konuşlu kıtalararası balistik füzeler, nükleer kapasiteli 46 B-52 ve 20 B-1 bombardıman uçakları ile F-15 uçaklarının taşıdığı havadan fırlatılan nükleer başlıklı seyir füzelerinden oluşuyor.
B-21 Rider 2020'de görev alacak
Projesi devam eden Columbia sınıfı yeni nesil nükleer kapasiteli denizaltıların yanı sıra yeni nesil B-21 Rider tipi nükleer kapasiteli bombardıman uçaklarının da 2020'nin ortalarında görev alacağı belirtiliyor.
ABD ile Rusya arasında nükleer restleşme
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, martta Federal Meclis üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, ABD’nin yeni Nükleer Durum İnceleme Belgesi'nde yer alan ifadelerin “endişe verici” olduğunu açıkladı.
Putin’in, "Kapasitesi ne olursa olsun Rusya'ya yönelik her türlü nükleer saldırının, nükleer savaş ilanı olarak addedileceği" ifadesi de dikkati çekti.
Su altında ilerleyen ve nükleer başlık taşıyabilen yeni bir drone yaptıklarını bildiren Rus lider ayrıca hiçbir ülkede bulunmayan füzeler geliştirdiklerini, sonbaharda denedikleri bu füzenin hava savunma sistemleri tarafından engellenemediğini ve dünyanın tüm noktalarına ulaşabilecek sınırsız menzile sahip olduğunu söyledi.
Buna karşı Pentagon Sözcüsü Dana White, ABD’nin nükleer kapasitesinin, Rusya’nın nükleer faaliyetlerine karşı caydırıcılık sağlamak için çeşitlendirildiğini ve Rusya’dan gelebilecek bir tehdide karşı “tam şekilde hazır olduklarını” açıkladı.
Sözcünün açıklamasında ABD'nin düşük tesirli nükleer silah kapasitesinin tekrar devreye sokulmasına ilişkin "Bunun Rusya’nın yaptıklarından dolayı olduğunu belirttik." ifadesi de dikkatlerden kaçmadı.
- Tarafların karşılıklı adımları ve restleşmeleri iki Soğuk Savaş rakibinin nükleer silah yarışını çoktan başlattığı şeklinde yorumlanırken Trump'ın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan çekileceğini neden şimdi açıkladığı henüz bilinmiyor.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Moskova'ya yaptığı ziyarette Kremlin Sarayı'nda Putin ile bir araya geldi ancak görüşmeyle ilgili bilgi verilmedi.